11 Ekim 2011 Salı

Ayyaş İnek.

Hep aynı şeyi yapıyorum. Hoşlandığım bi çocuk oluyo ve biliyorum ki o da benden hoşlanmış ama birbirimizi tanımıyoruz , beni tanısın diye her şeyi yapabilirim. Ve yapıyorum da.

Eevet dershanedeki adını bilmediğim çocuk, bizim deyimimizle Alican,  evet evet evet çıkışta onu gördüm. Genelde bizim dikilip minibüs beklediğimiz bir yerde bekliyordu işte tam zamanıydı Alican beni görecekti ve "vaay eğlenceli kızmış" diyecekti. Nedense karşı tarafın hiç bunu dedirtmek gibi bir çabası olmaz, belki de sadece benim böyle bi çabam vardır.

Eğlenceli kızı takınmanın tam sırası -açıkçası başka bir kızı takınamam, buyum yani- , her zamanki gibi olucam ve beni tanımasını sağlıycam. Diyecek ki : "vaay eğlenceli kızmış".

Ben hep aynı şeyi yapıyorum. Çocuğa kendimi kendim gibi göstermeye çalışırken abartıyorum. Gayet aptal hareketler çıkıyo ortaya. İçmiş bir inek gibi oluyorum. Her şeye gülüyor ve oraya buraya takılıyorum, dahası dans ediyorum. Ah yavrucum, bizim deyimimizle Alican, ben böyle biri değilim lan. İçmiş inek gibi dolaşmıyorum ortda, tek yaptığım birilerini etkileme çabası mesela seni. Birilerini etkilemeye çalışırken hep yaparım bunu ben HEP. Vallahi sev beni, ama hayır, hayır sanırım ben içmiş bir ineğim, ayyaş bir inek.

Onu etkileyemedim. Onu etkilemek isterdim. Beni sevsin. Sanırım bi manyağım kafamfan bi şeyler uydurmuşum yazının başına baksanıza "Hoşlandığım bi çocuk oluyo ve biliyorum ki o da benden hoşlanmış " hadi ama şekeriiiiiiiim, neyden bahsediyosun sen. Gerçekten uyduruyorum.


Ama onu bana bakarken gördüm, belkide ben baktığım için bakıyodur.

Neyse devam edelim...

Ben aptal hareketlerimi bitirdim, minibüse binme vakti geldi, binmeden önce yine küçük bir salaklık yaptım (@çocuğun orda kayıtsız bir şekilde , gayet ciddi, arkadaşıyla konuşması.Sanırım onu bi kere gülerken gördüm, hâlâ aynı şeyi düşünmem niye, nerden uydurdun bunu yaseminim o seni seviyo ? ). Dershanedeki diğerleriyle aynı minibüse binmemek için belli bir çaba harcadım ama o çabayı ne zaman harcasam aynı minibüse biniyoruz. Minibüsün en arka köşesine oturdum, dershaneden olanlar ayaktaydı. Onların yanında belli bi tavır takınırım, ciddi ve en önemlisi havalı gözükmem gerekir -bu dershanedeki herkes için geçerli değil tabii. Ben inene kadar her şey mükemmel işledi, taaa ki ben inene kadar. Minibüs durdu, minibüsü bizim mahalleden aşikar olduğum bi çocuk durdurdu, güzel ve havalı yürüyüşümü merdivenden inerken büyük çook büyük bir tökezleme ve düşme karışımı hareketle tamamladım. Dershanedeki gıcık olduğum tiplerin bunu görmesi pek de hoş değildi doğrusu. Bi de minibüsü durduran ve göz aşinalığım olduğu çocuğun önünde öamura yuvarlansaydım tam olucaktı. En azından onun gözünde bi tarz yakaladım, budur bardağımın dolu tarafı.


Ve bunları yazmaya devam ederken hâlâ şunu düşünüyorum, hoşlandı mı o da benden acaba. Neden bakıyo ? belki de bakmıyodur, asıl hoşlandığı arkadaşımdır, belki de ne bileyim ne aptal kız bu diyodur. Bunların hepsi ayyaş ineğe söylenecek şeyler olabilir bence. Ama şu var ki, ben dershanede en yüksek sınıftayım, sınıftaydım, şimdi bir alt sınıfa düştüm (ders çalışmazsam böyle olur) ve Alican 2. olan sınıftaydı yani şuan benim düştüğüm sınıfta. Eğer o sınıf çıkmadıysa ya da düşmediyse aynı sınıfta olucaz. Alicanın gerçek adını öğrenicem, o benim aslında nasıl olduğumu. Daha fazla şov yapamam, emin olun 1 ay boyunca bunu yapmak zor olur. Ben yine bezgin halime geri dönücem. Bezgin yasemin. Dha bu yaşında yorgun. Bana da bu yakışır, kendim olmak.





NOT: Sanırım o resimdeki öküz, kimin umrunda. Ayyaş bir özküz de olabilirim, bu ayyaş bir inekten çok daha kötü.