Bazen çok üşüyorum. Bazen çok düşünüyorum. Bazen çok istiyorum. Bazen çok bıkıyorum. Bazen çok ağlıyorum. Bazen çok seviyorum. Bazen nefret ediyorum. Bazen çok şişmanım. Bazen çok zayıfım. Bazen çok kararlıyım. Bazen çok kararsızım. Bazen olmam gereken yerdeyim. Bazen söylemem gerekenleri söylüyorum. Bazen sevmem gerekenleri seviyorum. Ben hiç sevmem gerekenleri sevmiyorum. Bazen çok küçüğüm. Bazen çok büyüğüm. Bazen çok fazla yük var. Bazen çok boş hayat. Bazen düşünüyorum. Düşünüyorum. Düşünüyorum. Geleceğe gidiyorum bazen. Hiçbir şey görmüyorum. Yıllardır bilmiyorum. Ben hiç bilmiyorum. Bazen çok biliyorum. Bazen çok daha çok bilmek istiyorum. Bazen çok yazmak istiyorum. Bazen yaşamak istiyorum. Bazen mükemmel bir yazarım. Bazen dans etmeyi seviyorum. Ben hep dans etmeyi seviyorum. Bazen doğru olan o. Bazen doğru olan hiç o olmadı. Bazen çok güçlüyüm. Bazen hiç gücüm yok. Bazen konuşuyorum. Bazen susuyorum. Bazen insanlar umurumda değil. Aslında insanlar umurumda. Bazen çok çişim geliyo. Bazen kendim olabiliyorum. Bazen daha çok kendim olayım istiyorum. Bazen kendimi tanımak istiyorum. Bazen kim olduğumu kestiremiyorum. Keşke bilsem diyorum bazen. Bazen ne yapacağımı bilsem diyorum. Kim olacağımı bilsem diyorum. Ben hiç bilemiyorum. Zeki miyim bilmiyorum. Güzel miyim bilmiyorum. Yetenekli miyim bilmiyorum. Bazen ben bir HİÇim. Bazen her şeyim. Bazen varım. Bazen yokum. Bazen fahişeyim. Bazen feministim. Bazen komünistim. Bazen kapitalistim. Bazen faşistim. Bazen sana faşistim ben. Bazen kimsin sen. Bazen bulamıyorum. Bazen kafam çok karışık. Bazen gülümsüyorum. Bazen aşkla gülümsüyorum. Bazen üşüyorum. Genelde çok üşüyorum.
Sanki herkes olması gereken yerde ben değilim gibi. Herkes kendisi için en yaşanası olanı bulmuş ben boşum gibi. Belki olmam gereken yer burası. Keşke hep yazsam, keşke çok yazsam, keşke yazabilecek kadar çok yaşasam. Keşke istediğim gibi yaşasam. Keşke nasıl yaşamak istediğimi bilsem ben. Hayatımızı kendimiz yazmıyoruz işte. Kim ne derse desin, hiçbir şey istediğimiz gibi değil. Üzerimize yüklenenler kadar güçlü değiliz. Düşünemiyoruz. Öylesine kelepçeliyiz ki. Öylesine elimizden bir şey gelmiyo ki. Keşke daha güçlü olabilsek. Keşke mantık diye bir şey olmasa. Gerçekler olmasa. Sadece çizsek, yeteneksiz olsak kaç yazar çizsek sadece. Şarkı söylesek, hissetsek. Keşke hayatta sanattan başka bir şey olmasa. Keşke bu bizim hayatımız olsa. Hissetmekten güzel ne var ? Dokunmaktan değil, ben hissetmekten bahsediyorum. En küçük köşeye kadar. Titreten bir hissetmekten bahsediyorum ben. Ruhtan, başlı başında ruhtan ibaret olsak ne olurdu ? Ne gerek vardı ete, ne gerek vardı suya ? Keşke kendimiz çizebilsek dünyayı. Keşke dünya böylesine bize ait olmasa. Ya da keşke dünya her şeyiyle, hepimizin olsa. Ezilenlerin olsa dünya, güçsüzlerin olsa, hayal edebilenlerin olsa. Keşke bütünüyle sanatçıların olsa dünya, ya da kimsenin olmasa yine bütünüyle. Keşke hepimiz acı çeksek, keşke daha çok acı çeksek. Keşke görebilsek hepimiz. Hepimiz Van Gogh gibi görsek, Mozart gibi görsek, Cahit Sıtkı gibi görsek. Tamamıyla kirli ya da tamamıyla temiz, tamamıyla aydınlık ya da tamamıyla karanlık görsek. Keşke tercihlerimiz olsa, daha iyi tercihlerimiz. Keşke bilim olmasa. Keşke yaz kış çıplak olsak. Keşke sadece dans etsek. Sadece acıkınca yesek. Gerekince gülsek, gerekince ağlasak. Keşke hepimizin tertemiz olsa kalbi. Arzularımız olmasa. Görmesek keşke, ya da bütünüyle görsek. Hepimiz kör olsak mesela. Hissetsek.
Daha çok yürümeliyiz. Her yeri görmek istiyorum. Yeşil olan mavi olan gerçek olan her şeyi. Daha çok bisiklet olsa ortalıkta. Toprak olsa yollar. Biz toprak olsak. Çıplak olsak, yeni doğsak, konuşmayı bilmesek, yazmayı, matematiği bilmesek. Bilim olmasa. Sadece hissetsek. Bütünüyle.