30 Aralık 2012 Pazar

Annem Haklıymış

Annem haklıymış, o çocukla çıkma arkadaşlık etme dediğinde, dinlemek gerekirmiş. Ben aşığım o da bana aşık deyip anneye küsmemek gerekirmiş, anne onun aşkını da senin aşkını da senden iyi bilirmiş meğersem. Ne olursa olsun beni iyi hatırlar dediğiniz eski sevgiliniz sizi iyi hatırlamazmış, aslında siz ona aşık değilmişsiniz o da size, iki dakikada yeni sevgili bulurmuş saç köklerinize kadar dedikodu yaparlarmış, hayat böyleymiş. Asıl komik olan, ve sesinizi çıkaramamanıza sebep olan bölüm ise, çocuğun bir önceki sevgilisiyle dalga geçip aşağılayıp dedikodusunu yapmış olmanız ve çocuğun da buna katılmasıymış. Benden sonrakiyle de bunların aynısını yapacak diye düşünmemenizmiş komik olan. Yeni kız da bunu düşünmüyomuş. Siz ayıp yapmışsınız, onlar da size yapmış, hayat böyleymiş işte insanlar değişmezmiş, aptallık etmişsiniz, annenizi dinleyecekmişsiniz. Hayat herkese hakettiğini veriyomuş, kıza da verecekmiş, umuyoruz ki daha acısını vermez.
Gerçekleri öğrenince insanın canı yanarmış. Anneler gerçeklerle canınız yanmasın diye erkenden uzak tutmaya çalışırmış ama yanmadan akıllanmazmışsınız. Üzdünüz beni demek istermişsiniz ama siz de daha önce bu şekilde kızları üzmüşsünüz ve üzüntüleri size zevk vermiş, onlara bu zevki yaşatmak istemezmişsiniz. Ne tür bi pislikmişsiniz sen ve ne tür bi pislikmiş size sizi sevdiğini söyleyen. Siz inanmışsınız ona, sizden sonraki de, bir sonraki de, hep inanmışsınız. Onu sevmek sizi kör etmiş. Siz iğrençmişsiniz, insanları ezip dalga geçmişsiniz, sevgilinizin eski sevgilisiymiş çünkü onlar, ne büyük bir hataymış bu, ama bunu ancak sizin başınıza gelince anlamışsınız. Yeterince güçlü değilmişsiniz, gidip canını yakamıyormuşsunuz. Düşünüyormuşsunuz işte, ya benle yine dalga geçerlerse diye, geçsinlermiş, siz kimlerle dalga geçmemişsiniz ki. Babanız geçen gün nefretle, önyargı ne kötü bir şey, derken kendinize bakıp babanızın o nefretini üzerinizde hissetmişsinizdir mesela, siz de önyargılı yaklaşıp onlar hakkında hiçbir şey bilmeden konuşmuşsunuzdur arkalarından. Sesinizi çıkaramamışsınız. Siz de yapmışsınız. Güçlü olmaya canlarını acıtmaya hakkınız yokmuş, bir gün canlarını kendileri acıtacaklarmış zaten, ne kadar kötü olabileceklerini görerek.

Hiç tanımadan nefret ettiğiniz insanlar oldu mu ? Hiç sevgilinizin eski sevgilisinden sırf sevgilinizin eski sevgilisi diye nefret ettiniz mi ? Hiç bi kıza bakıp "kesin destekli takıyo" dediniz mi ? Çok güzel bi kıza bakıp "hayatımda gördüğüm en çirkin şey" dediniz mi ? Yakışıklı bi çocuk gördüğünüzde "kesin götü kalkıktır bunun" dediniz mi ? Bir insanı nedensizce sevmediğiniz, hareketlerine görünüşüne yazılarına nedensizce laf ettiğiniz oldu mu ? Ben cevap vereyim , oldu.
Hayatta her şey bir ders değil mi ? öyle. Tanrı her şeyi bilmez mi ? bilir. Tanrı hak yer mi ? yemez. Evet şuan inançsız insanların dalga geçeceğini düşünmeden yazıyorum, bütün her şey eşittir. Tanrı her şeyi planlar. Biraz çözebildiğiniz zaman, canınız acımaz, sadece ders alırsınız.

Bir daha ki sefere önyargılı olmıycaz herkesi sevicez, insanların arkasından konuşmıycaz onlarla dalga geçmiycez. Ne olursa olsun aşka olan inancımızı kaybetmiycez ve en önemlisi, Annemizi daima dinliycez.

beğenmiyosan okuma


Artık yeter, aşk gerek !



nedensizce sevdim bu resmi
Fıratın bana ikinci kazığını atmış olmasından sonra ,yani bir daha asla birlikteliğimizin olmayacağı kesinleştikten sonra, bir durdum ! Erkeklere bakmadım, sınıftan başımı çıkartmadım, kafam eğik yürüdüm. Sonra ne olduysa oldu, bilmiyorum hiç hiç bilmiyorum, dedim ki, o çocuk gayet piççe benden ayrılmayı bile beklemeden elaleme sevdalanırken ben neden hala bu triplerdeyim, savurdum saçlarımı (yapmadım bunu) ve aşık olmaya karar verdim. Zaten listemde bir kaç kişi vardı. Onlardan birine aşık olmaya karar verdim. Birini seçtim. Çocuğun benden hoşlanmadığına yüzde yüz emin olmama rağmen, bir yola baş koydum çocuğun kelebeği oldum. Henüz kendisiyle ayakkabının bağı açık dışında bir diyaloğa girmemiş olmama rağmen, umutluyum emin adımlarla yürüyorum hedefime kilitlenmiş şekildeyim. Ya bi de adam çalışkan. Aşık olduğum biri çalışkan olduğunda ister istemez beni aşağı görmesin diye ben de derslere bir asılır ona yetişmeye çalışırım, hep böyle olmuştur. Garip bi takıntı ama ne iyi bi takıntı. Bu sayede ders çalışmaya başladım, ona yetişeyim derslerim iyi olsun diye deli gibi ders çalışıyorum. İyi yani. Bir de çocukla bir şekilde tanışıp konuşabilirsem her şey harika olacak. Ama ilk defa bu konuda biraz çekingenim. Normalde ne rezilliklerle insanların yüzüne yüzüne sevdamı belli ettiğimi bir siz bilirsiniz. Ama buna yapamıyorum işte, o gelsin tanışsın istiyorum, o hoşlanıyosa gelir diyorum ama gelmiyo. Demek ki hoşlanmıyo. Hayır öyle demeyin hoşlanıyo, o da benim gibi kararsız. Ahahah iyice şizofrene bağladım ama olacak o, olacak da olacak, er olacak geç olacak ama olacak. Neyse ki sevimli bir kızım hallederim bir şekilde (ajhsdjkagmsdjhasn).
 Belki de olmaz, ama güzel olacak. Her şey baya güzel olacak. Birlikte MFÖ konserlerine gideceğim birisi olacak.
Her şeyini sevmeye başladım, aptal aptal onu düşünmeye görünce salakça kendime sarılmaya başladım. Tüm çirkinliğine rağmen aşık oldum sanırım. Hiç arkadaşlık etmediğim bi insana aşık olmadım aslında, daha önce. Bu da tam olarak gerçek bi aşk değil bence ama gerçek bir aşk olabilme potansiyeli taşıyo. Hayırlısı olur. Caanım burç yorumlarım da 2013'ün bana güzel bir aşk getireceğini, içimde yarım kalmış aşklarımı sona erdirmem gerektiğini söylemiş. Ben de burç yorumumu dinleyip içimde kalan aşkı bitirip yeni aşklara yelken açıyorum. 2013 güzel olacak hissediyorum.
Birlikte ilk "yılbaşımız" olacaktı demekten kendimi alamasam da, zaman ister bu unutma işleri.

21 Aralık 2012 Cuma

çay

Yüz yüzeyken konuşalım. Çay içelim çay bahçesinde, bayat olsun çay. Çay bahçesinde taze çay içtin mi hiç ? içmedim ben. Gel bir kez daha bayat çay içelim. Anlamsızca zevk alalım o bayat çay bahçesi çayından. Geçen trenlere bakalım içerken. Kaçalım beraber, olmayan yerlere kaçalım. Trenle kaçalım beraber. Bilmediğin görmediğin yerleri görelim, yürüyelim. Sever misin ? umrumda değil. Ne bileyim, gelirsen gel gelmezsen gelme. Çimlere basalım çıplak ayakla. Sarı yapraklara bakalım, bir kaçamak yapıp kışın sonbaharı yaşayalım. Çayım filan ol ne bileyim, karda çayım ol. Neler diyorum ben ya, kalkalım artık çoluk çocuk bizi bekler.

15 Aralık 2012 Cumartesi

olsa

ne bileyim ki resim ne alaka
Çok fazla konuşmuş ya insanlar, bi de çok fazla düşünmüşler ya, iyi ki öyle yapmışlar. İyi ki biz de çok fazla düşünüp, çok fazla konuşup, çok fazla yazıyoruz. Hepimiz yazsak, güzel olan şeyleri hepimiz yazsak, birbirimize baksak, birlikte ağlasak, paylaşsak da daha az acıtsa... Hepimiz yazsak, birbirimizi okusak, biz yazı olsak, biz söz olsak, biz utanmasak, hepimiz en kral yazarlar olsak...
Bazen düşünürüm ki, sadece yalnız insanlar okur, yalnız insanlar yazar, sanat yalnızlıkla olur, bundandır ki en ünlü sanatçılar hep yalnız ölmüşlerdir.
Yazsak yazsak, biz yalnız olanlar yazıp hep paylaşsak, yıllar sonra bundan yıllar sonra, yalnız hisseden biri bizi okuyup bizimle ruhunu paylaşsa. Yazsak, güzel ve kötü olanları, kendimiz için değil birbirimiz için yazsak, daha az acısın diye.

8 Aralık 2012 Cumartesi

lütfen izlemekten vazgeç filan yapmayın çok ayıp aaa

Aralığa girdik hala yazı yok ! bu ne sorumsuzluk.

Aralık.

Aralık nasıl bi ay abi, ne bileyim aralıkta doğmuş bir sürü insan var işte, bundan ibaret. Aralık ne skimtrak bir ay, bence mayalılar anlamışlar bu ayın skimtrak olduğunu ondan kıyameti buraya koymaya karar vermişler. Aslında aralıkta bir çok önemli olay var, mesela Aralık ocaktan önceki ay, yani ocaktan önceki ay olmak önemli bir şey bence. Sonra aralık son ay mesela, sonra en uzun gece en kısa gündüzün yaşandığı 21 aralık aralıkta (coğrafya bilgisi için rica ederim), sonra aralık mesela ne var başka aralıkta, ya aralık ne sikim bi ay. Ocak da öyle. Ya ben bi eylül bi nisan bi mayıs severim esasında, en güzel aylar onlardır bence.

Bu kadar saçmaladıktan sonra kendimden bahsedeyim biraz.
Hayatım gayet tekdüze. Şuan buraya şaheser bir yazı çıkartasım, binlerce tıklanasım var ama yok yazacak olay yok bende. TÜYAPta da bi bok olmadı anasını satayım, bir hayatımın aşkı çıkar dimi karşıma, yok annem yoook çıkmıyo. Artık öyle abazan, öyle mal bir duruma geldim ki herkese "bu hayatımın aşkı mı lan acaba" diye bakıyorum. Bi de küçükken minibüs otobüs aşkı hayalim vardı benim hatırlarsınız, şimdi hayatım minibüs otobüste geçiyo ama aşk hayatıma geçemiyo anam. Abi, neden parseller minibüsüne bir yakışıklı çocuk binmez misal, binmiyor inatla binmiyor. Zaten okuldan çıkmışım yorgun argın açmışım şıkıdım müziğimi pardon ama hiiiiç oğlanlara bakamıyorum.
Esasında şu aralar namuslu kızın dibi oldum. Ne bahçeye çıkarım, ne sağıma soluma bakarım, ne minibüste yanıma erkek ottuttururum, muhteşemim ! şu sıralar tam sevgili olunacak kızım beyler, haberiniz olsun.
Allahım yarrappim.

Hayatımın aşkını bulmuyorum arkadaşım ! bulmuyorum lan ! Bi zahmet gelsin o beni bulsun, yuvayı dişikuş yapar diye amma saldı bu çocuklar, ayıp lan. Erkek dediğin gelir ilk adımı atar. Allahım erkek dediğin ilk adımı atar. Peki yasemin, adamın ne biliyosun senden hoşlandığını, belki hoşlansa atacak hoşlanmıyo ondan atmıyo ? haklıyım, bunu neden şunca zaman kendime söylemedim de bugünü bekledim. Nerden biliyorum, nerden çıkıyor bu "adam hoşlanıyor ama utanmasa" ikilemi ? nerden aşkım nerden ? Ya pardon ama, o da oturmasın hoşlansın bu zahmet öyle değil mi ama ? Peki o kim arkadaşım ? o yok. Ama neden yok ? gelsin olsun korkak olmasın. Yasemin kabul et aa kimse hoşlanmıyo senden. GERÇEK allahım, gerçek güzel değil, ben bu gerçeği sevmedim, bu gitsin daha pembesi gelsin allahım, lütfen bekliyorum...
Pardon ama ben de ne erkek meraklısıyım. Değilim lan susun salak mısınız nesiniz ? ben buraya sizin duygularınızı döküyomuşum masuscuktan. Benim varmış çaktırmıyomuşum şakacıktan, susun bi kere susun aaa.

Ha bi de kimseye anlatmayın ama geçen şey diye düşündüm, böyle yurt dışında şu youtube'tan program yapan bir ton insan var, türkiyede toplasan 100 kilo etmezler. Yok lan edebilirler. Türkiyede toplasan 15 kişi etmezler. Bunun nedeni de şu diye düşünüyorum, pardon ama anasını siktiğimin inci sözlüğü. Hayatta bir Eminemden nefret ederim bir inci sözlükten. Bu kadar itici, bu kadar salak, bu kadar gereksiz bir insan grubu daha var ise, ben tanımıyorum arkadaşım. Sen şimdi, hele kız başına bir program yapmaya kalkışsan demediklerini bırakmaz aşağılamanın babasını yapar utancından işettirirler ! salak çünkü bunlar. Sivilceli yüzleriyle aptal bir şekilde insanları ezmekten zevk alıyolar, gereksiz insanlar bunlar. Hele bu bebe olanları pek bi gereksiz. Ama arkadaş ! ben direnirim.

Yani düşündüm geçen, ağzım da laf yapar bilirsiniz, açsam iki konuşsam ne bileyim eğlenirim. Şuan o kadar kız bir yazı yazıyorum ki kendimden soğudum, okumayın bu yazıyı amaaaan okumayın !
Ya güzel olur bence ne bileyim, ama yaparsam da yazın yapmayı düşünüyorum. Sakın ola kimseye bahsetmeyin.Şu son cümleyi yazarken ne kadar mal bir insanım diye kendimden soğudum yemin ederim soğudum.

Geçen düşünüyorum da, arkadaşım, ben tam bir KIZIM. Bir insan anca benim kadar kız olabilir. Hani böyle küfür filan ediyorum ama... Ben mesela metal müzik dinlemem, siksen dinlemem bu kadar iğrenebilirim yani. Sonra hayatımda pes pilesteyşın oynamış adam değilim (bknz: yazmasını bile bilmiyorum) ölümüne simsçiyim, kız dediğin sims oynar arkadaşım. Sonra ne bileyim işte, amma kızım ben. Aaa valla kız olduğumu göstermek için daha çok sebebim vardı sanıyodum ama azmış valla. Zaten kızım ben ne saçma bir paragraf oldu bu ahah.

Sonra işte, mutsuzum neden bilmiyorum. Ne anlatıcaktım acaba ? Allam ablamın doğum günüsü sebebiyle çok kıskanıyorum, bana da hediye alınsın ama bana da !

saçmalamanın doruğuna ulaştığım noktada susuyorum.

HA Bİ SANİYE. Oha yılbaşı geliyo, çam ağacını yerim! kendime yeşil çam ağaçlı pijama alıp yılbaşında onu giycem, çok hoooş