31 Ağustos 2011 Çarşamba

kayıt.

Çok insan sevmek mi ? Bir insanı çok sevmek mi ?

Çok insan sevmek daha az acı verici. Hep kendimi düşünüyorum evet ama bu durumda böyle yapmalıyım. 

Bazen hiçbir şey eskisi gibi olmuyo, hayat ne de korkunç. Düzeltmek için verdiğin çaba mahvetmek için çalışıyo. 

Bazen kötü şeyler yapıp şuçu hayata atıyorum.

Ben çok Mathildayım. 

Keşke bi Léon'um olsa.

Sen... Benim Léon'um olur musun ?

Hâlâ beni seven insanlar var.

Sen de sev.

Ama hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.

Ben Mathildayım.

Üzme kendini demeyin.

Üzgün değilim.

Burası soğuk.

İlk Eric Clapton dinleyişim.

Mathilda ?

Süt biraz.

Isınmam gerek.

Ve...

Benim Léon'um olur musun ?

En çok o ol.

Ve ısıt beni.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Denizle hiç alakası olmayan bi yazı. Ama adı Deniz.

Kendime bi tokat atmak istiyorum. KENDİNE GEL APTAL !! demek istiyorum. 


Ama takılmış plak gibiyim, hep sendeleyip duruyorum. Gözümde at gözlükleri var ve dünyayı göremiyorum. Bu ben değilim, ben olmadığım bi dünyada başka biri olarak yaşamak istemiyorum. Canım acıyo, beni acıtan insanların bazılarından "yırttım" kendimi. Ama bazılarına o kadar çok bağlanmışım ki, ve onlara güvenmediğimden koyduğum o duvarlar aslında onları o kadar çok yıpratmış ki, bıkmışlar. Artık pes, dedi kimi. Ama sen şöylesin böylesin dedim içimden, ben haklıyım dedim ama... Onun bana yaptıklarını intikam almak için ona o kadar çok yapmışım ki gözümü öyle aptallık bürümüş ki her şeyi ben mahvetmişim aslında. Güvenilmemesi gereken benmişim belki. 

Düşündüm de asla mutsuz değilim, eskisinden çok çok çok daha güçlüyüm.


Düşüncelerimi okusunlar isterdim ama buna cesaretim yok.

Hayat güzel olsun diye... Onların ve benim hayatım. :)

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Sanırım çok duygusal oldu.

Geçenlerde bi çocuk bana "bir erkek size bişi yapıyo, sonra hiç birine güvenmiyosunuz" dedi. Daha tanışalı 5 dakika olmuştu, telefon numaramı istemişti ve ben de vermemiştim. Güldüm çocuğa, aptal dedim. Aptal ne alakası var.

Ama haklıydı. Ben erkeklerin hiç birine güvenmiyorum. Aslında kızların da çoğuna. Düşündüm de çok darbe yemişim arkadaşlarımdan. Hiç sır tutmamışlar. Hep arkamdan konuşmuşlar. Ben olmadığımda yanlarında dalga geçmişler. Düşünüm de ben hiç sır verememişim, arkadaşıma verdiğim tek ve en önemli sır da başkalarına anlatılmış. 

Ben kimseye güvenmezmişim meğer, insanlar benimle konuşurken susturmaya çalışıyomuş gibi gelir hep. Hep benden bıkmışlar, hep usanmışlar gibi.Birisiyle konuşutken sürekli "susayım mı, sıkıldın mı, susma vaktim geldi mi ?" diye soruyorum. Kimse benle konuşmak istemezmiş gibi. Benimle konuşan insanların art niyetleri varmış gibi geliyo. Sanki konuşuyolar ve sonra gidip arkadaşlarıyla arkamdan dalga geçiyolarmış gibi. Bunu yaşadım çünkü, bunu başka erkeklerden yaşadım, bunu yapan erkeklerle arkadaşlık yaptım. Sanırım şuan güveniyorum diyebildiğim tek erkek arkadaşım var, diğer ikisi kız. Sadece 3 kişi var güvenebileceğim -arkadaşım.

Bu insanları kendimden uzaklaştırmama ve, özgüvenimin azalmasına yol açıyo sanırım. Herkes kadar rahat değilim.

Sonunda birine söyledim. Ona dedim ki ben sana hiç güvenmiyorum. Cevabı mı ? Cevap yoktu bana güldü, güldü ve sustu. Bir diğeri arkadaşlığını kazanmaya çalıştığım bir diğeri siktir dedi geçti. Sonra..., sonra. Ben iğrenç bi insandım, insanların umrunda değildim. Kimse beni sevmezdi vee herkes yapmacıktı, zorla arkadaştılar benle. İpek bana dedi ki, "seni o kadar çok seven insan var,ama hiçbirinin farkında değilsin."

Yine de beni seven kimseyi bulamadım, beni sevdiğine emin olduğum biri ona güvenmediğimi söylediğimde bana gülmüşken ne olabilirdi ki ? Sevgi yok ve güven de. Ben hep korkuyorum, ve hayatım böyle geçiyor. Kimsenin yanında iyi hissedemiyorum, huzurlu olamıyorum, ben hep gerginim, kimse sıcak değil, kimse güvenli değil, kimse...


Peki, peki acaba kimseye güvenmemek iyi mi. Kimse beni sevmiyo diye düşünmek. İnsanların benden bıktığını kabul ettirmek kendime, doğru mu ?





15 Ağustos 2011 Pazartesi

asdfghjklşi,

Çirkin ve havalı kızlardan daha çok nefret ettiğim bir şey var ise o da çirkin ve havalı erkeklerdir.

12 Ağustos 2011 Cuma

Resmime bak diyebilmek için.

Abi öyle bi fotoğraf istiyorum ki insanlar baktıklarında "vaaay taş" desinler. Nedense delicesine istiyorum bunu. Güzelim çünkü , ayni böyle taşım süperim manyak deli harika bi şeyim demiyorum ama kendime küsmeyecek kadar azıcık güzel , fotoğrafta çıktığım gibi de çirkin değilim. Neden bir tane olsun "güzel çıkımışım lan piçler ehe ehe" diyebileceğim bir fotoğrafım yok NEDEN ANNEE !!!


Ya beni narsist manyak bi şey sanmayın. Herkes bi güzel resmi olsun ister, bi gün bayaaa süslenmiş ve güzel gözükürken makinada da öyle gözükmek ister. Güzel bi makina alıcam Nikon filan, sırf bunun için yani. Ben de güzelim hacı, resmime bak diyebilmek için.

Bi de uğraşmadan güzel çıkanlar var tabii, allah onların bin belasını... Neyse iyi günler.





11 Ağustos 2011 Perşembe

Bu yazı yeşil olsun istedim,ama pembe yaptım.

Bazı insanlardan neden nefret ettiğimi anladım, bazı insanlardan onları çok sevdiğim için nefret ediyorum. Olay bu yani, olay benim onlara değer vermemi kendime yedirememem. Onlara o kadar çok değer veriyorum ki, bu beni korkutuyo. Onlara değer verdiğim için onlardan nefret ediyorum. Ben bayaa egoist bi insanım yani. Bundan bunu çıkarttım şuan, bencil filanım yani bencil olduğumu hepimiz biliyoduk da yani, garip bi şey değil mi. Ve artık insanları seviyomuşum gibi geliyo. Demek ki içimde bi yerlerde seven bi insan varmış ha ? 










Bu arada şu son yazım, tam bi saçmalıktı. Arkadaşlarımı ne olursa olsun seviyorum, çok seviyorum. Yine de bi kıskançlık var tabii, ama olsun o kadar da canım ehe ehe.

9 Ağustos 2011 Salı

X +Y = Ben.

Sanırım çok bencilim, yani annem filan hep söylerdi de inanmazdım.


Mesela bir arkadaşım var adı X olsun, bi tane daha var onun adı da Y olsun tamam mı. İkisi de beim çok yakın arkadaşım ve benim vesilemle X ile Y tanışıyolar, arkadaş oluyolar. İşte ben o X ve Y 'nin arkadaş olmasına katlanamıyorum abi, onlar benim arkadaşlarım. X ve Y benimle olduklarından daha yakın arkadaş olurlarsa ben çıldırırım anladınız mı ? Çıldırmak üzereyim de, aslında biri var ki o biri X olsun (yani ikisinden biri işte,daha yakın olduğum ) ben onunla konuşma desem konuşmaz kapiişş, ama insanları da böyle konuşma deyip asosyal yapmak hoş bişi değil . Napıyorum biliyo musunuz, kıskançlık krizleri geçiriyorum. Hayatta en nefret ettiğim şeylerden biri arkadaşımı paylaşmaktır, 3lü gurupları severim ama diğer iki kişi yakın olup beni dışlarlarsa olay sinir bozukluğuna döner.


Bi de sorun şu ki ben meselaa böyle bazen insanları istiyorum anladınız mı (cinsel açıdan değil -.- ), yaniii ne bileyim "onunla" konuşmak istiyorum, çook mutluyken kim ne derse desin tınmıyorum ama o bi şey dediğinde meselaa bütün moralim alt üst olabiliyo. Yani şimdi ben o Z diyelim mesela, Z kişisini istiyorum ya diğer arkadaşlarımın hiçbiri umrumda olmuyo. Benimle konuşmak isteseler mesaj atsalar iletişim kurmaya çalışsalar da hep geri tepiyorum ve istediğim kişiden artık vazgeçene kadar diyelim asosyal yalnız manyağın teki oluyorum.



Bilen bilir ben bi çocuğa aşıktım ve o başka bi kıza aşıktı. Bu manyak aşktan kurtulmak için çocuğu 2 ay hayatımdan çıkarttım hiç konuşmadım, ondan en küçük bir haber almadım, ne bileyim işte adını bile duymadım zor bi 2 ay geçirdim ve sonunda onu unuttuğuma emin olduğumda tekrar hayatıma soktum.Şimdi onu görünce kalbim deli gibi atmıyo, ne bileyim Face'de bir şey paylaşınca beğenip yorum atma isteği ya da onunla konuşma isteği duymuyorum.

Aşık olunca bu hayattan çıkartma olayı 2 ay sürüyo, sadece "isteyince" 3 eğer iyi arkadaşınsa 5 gün sürebiliyo. Şimdiiii, iki tane kişiyi "istenenler " listesinde çıkartmam gerekiyo, biri 5 gün boyunca konuşulmayacak adam (onu daha iyi tanıdığım için kaç gün konuşmama gerektiğini kestirebiliyorum ) diğerini de ilk önce bakalım bi 2 gün deniycez olmadı 3 olmadı beş gün hayatımıza sokmayız.


Sakın aptalca olduğunu düşünmeyin, yaşamak için böyle şeylere ihtiyaç duyuyo insan. Ve %100 işe yarıyo. Tavsiyelerimi vee saygılarımı sunar yazıyı da burda bitiririm.




Not : Ben bu gifte Scott  oluyorum.
Dip not : Scott baştan ikincisi.


Söylemeden geçemiycem : İki gün önce kanka olmaya çalışan ve olduktan sonra konuşmayıp trip yapıp sıkıcı davranan arkadaş ALLAH BELANI VERSİN !

7 Ağustos 2011 Pazar

Şöför amcaya saygılar.

Bi şeyler yazıcaktım ama gerizekalı Mozilla geç açtı yeni kayıt sayfasını unuttum. Oruç tutuyorum ve açım, susamam ben hiç ama açlııııkkk ölmek üzereyim. Sanırım ağlamak insanın karnını doyuruyo. Bi film izledim ve ağladım yani bunalımda değilim . Hep bunalımda olurum ya, neyse.


Bu gün yazasım varr, sanırım çokça yazasım var.Çok aptal ve acınası bi haldeyim, böyle her boku söyleyen hep doğru konuşan çocuklar gibi. Ne konuşucam, ben aşıktım ya artık değilim eminim bu sefer.


Anladım ki aslında insanlar beni seviyolarmış ,neden insanlar beni savmiyo sanıp bunu diretiyodum ki ben. Beni herkes sever. Yani herkes değil, beni ben gibi kabul edenler. Ben zor bi insanım aslında. Zor olmak gerek, yaşamak için ve ezilmemek için. Gerçi ben bazı durumlarda zorumdur, çok salağım dimi sustum.


Arkadaşlarımı seviyorum, şunu dürüstçe söyleyebilirim ki ilk defa hayat güzel gidiyo. Garip bi şey bu tabii,alışkın değilim sonuçta.

Onur sana burdan segilerle eğer okuyosan gülümse.


Ne yazdığımı siz biliyo musunuz ? Ben bilmiyorum. Tek bildiğim tramvaylar garip yerler, ve sabahın köründe binmek zorunda kalırsanız sakın haa kısa şort giymeyin. Eğer istanbulda yaşıyorsanız tabii. Gerçekten iğrenç kokuyolar ve, otobüsü tercih ederim genelde kötü kokmaz. Minibüsler de bazen kötü bazen güzel kokar. Eğe kötü kokuyosa iki adım yürümemek için bindiğiniz minibüs yolculuğunuz hayatınızın en kötü dakikalarını geçirmenize neden olur. Eğer minibüse kısa etekle binecek olursanız yanınızda büyük bir çanta olsun, sizin için en iyisini söylüyorum. Bence cam kenarına oturmayın çok salak bi şey, ve size bi tavsiye sakın çarşaflı bi kadını "bir öğrenci uzatır mısın ? " diye dürtmeyin uzatmaz, bakırköy de uzatmaz, haznedar hiç uzatmaz.


Bi keresinde bi minibüse binmiştim, söför tam bi manyaktı , aklıma her geldiğide ne tatlı adamdı diye iç geçiririm. Bi kere beşiktaşlıydı aslan amcam. Bütüüün miniüs bjk bişileriyle kaplıydı. Güzel kokuyodu. Ve 10 dakikalık yolculuğum boyunca hep konuşup küfür etti, durmaksızın bağırdı. Yolcularla muhabbet etti veee küfür etti küfür etti. Çok gülmüştüm, sonra bi gün tekrar onun minibüsüne bindim. Sanırım ondan daha tatlı ve daha samimi bir minibüs şöförü göremezsiniz.

Yeni minibüsler çıktı, biz onlara karizmatik minibüs diyoruz. Eğer yürümek istemiyosanız, ya da durak kaçırmak, o minibüslere binmeyin sakııın ha. Çünkü koltukları o kadar rahat ki kendinizden geçiyor , resmen gözünüz açık uyuyorsunuz ve koltuktan kalkamıyosunuz. Siz bizim boklu minibüslere binin, kıçınız acısın kalkmak isteyin geç kalmayın yürümeyin.



Minibüsteki çocuklarla bağ kurmakta çekinmeyin, bundan hoşlanırlar. Onlara kaş göz yapın, eğer gayet piç bir anneleri varsa telefona bakın.


Sizde benim gibi arkadaşlarıyla karşılaşmaktan nefret eden manyaklardansanız, telefona bakmak süper bi çözüm. Onları görmemiş gibi. Eğer arkanızdan seslenecek kadar gerizekalı bir arkadaşsa yapabileceğim hiçbir şey yok.


Minibüste arkadaşınızı görürseniz yanına oturmayın, vallahi. Ve en kötüsü de ne biliyor musunuz ? Minibüste öğretmeninizi görmek. O durum var ya tam sikilmelik bi şey.




Minibüse nerden geldim bilmiyorum canlarım, gerçekten. Size canlarım demem sinirinizi bozdu mu, özür dilerim bi daha demem. Bazı insanların bozar da, bi de bazen kro kro insanlar der ya canııım filan diye. Ben kro değilim lan. Lan dedim bak ehehe, her neyse görüşürüz.





Not :
Bu yazıyı yazarken bi saç telim rahmetine kavuştu.

5 Ağustos 2011 Cuma

Bakın bu da pembe, ehehe.

Bakıııın, bloğumu pembe yaptım. Sakın ha çirkin olmuş demeyin, olmazsa sonra değiştiririm çok heveslendim şimdi eheh. Sadece başlıkları yaptım zaten.