31 Aralık 2011 Cumartesi

Muggle'lar nasıl unutur ?

Geçen yıl bu gün çok güzeldi be. Bazı şeyler aklıma geldikçe gözlerim yaşarıyor hemen. Hayat ne hızlı.

Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Dolunay güzeldir.

Geçen yıl bu gün çok huzurluydu.

En kötü yıl başımı geçireceğim sanırım.

Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Pes ettim.

Hayat hızlı değişiyor.

Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Sihirli annem mode on : ZAMAAAN GERİYE AKSIIIN.

Sihirli annemin şarkısı Harry Potter'ın melodisinin kovırlanmış hali.

Zaten yazı tipi de aynı.

Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Obliviate !

İşe yaraması için asam olması gerekirdi.

Bi asam yok.


Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Unutmak için daha muggle yollar bulmam gerek.

Çok daha muggle.

Bir cadı olduğum için zor.

Büyüdüm mü ?


Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

29 Aralık 2011 Perşembe

28 Aralık 2011 Çarşamba

Umut ile aramızda geçen konuşma, unutmayalım diye yazdım eheh. :)

  • Ama biz ayrı dünyaların insanlarıyız
  • Ben Marslı sen Gallefrey'li

    • sen benim dünyamdasın ama somut dünyamda değil soyut olanda

    • Soyut olanda üç kişi var sadece çok yalnızım

      seninkinde mi ?

      Evet

      kimler ?

      Bir sen bir ben bir de ben

      senden iki tane mi var, neden ?

      Bir ben ölürsem yanlız kalma diyee

      Ve sonra ben ağlamaya başladım işte, hayatımda kimse bana bu kadar güzel bi şey söylememişti ki. Sanırım umutu çok seviyorum. çok çok çok çoooooooooooooook. 

25 Aralık 2011 Pazar

KIVIRCIKLARA ÖZGÜRLÜK. (okumazsanız anlarım hayatımda böyle saçma bi yazı görmedim)

Ya ben bi tane blog bulmuştum, hani böyle tatlı tatlı annecik blogları oluyo ya işte tavsiye filan veriyolar onlardan Böyle işte nasıl makyaj yapılmalı, işte nasıl giyinmeli, yaşına göre filan tavsiyeler. Bi kere okumuştum çok güzeldi böyle sonra kaybettim. AMA İHTİYACIM VAR ANNECİK BLOĞUNA valla ya, biri bi şey yazsın söylesin bana kıvırcık saçları olan insanlara ne önerirsiniz ? ne tür şampuanlar kullansınlar ? gerçi şu sıralar saçlarımla aram çok iyi tatlı tatlılar ama yani eminim bu sorundan yakınan bir sürü kız vardır. Yani insanın saçı kıvırcık olunca tarayamaz, banyodan banyoya. Açamaz sonra yani kabarır öküz gibi başa çıkmak zordur. At kuyruk bile yapılmaz gece yıkarsın sabah bi uyanırsın aslan yelesi. Ben de en son saldım çayıra mevlam kayıra, özgür özgür uçuş uçuş takılıyolar. Tutamıyorum abi biri kuzeye biri güneye, biri doğuya biri batıya. Adamlar siyaset yapıyolar yeminle. Devrimci değil miyiz mk ben de özgür bıraktım, hobaaa alın size özgürlük kuzularım. Ben özgür kalamadım millet özgür kalamadı sen özgür kal (siyasete bağladım nerden bağladım susuyom -susuyom ne lan).

Uzun lafın kısası bana bir annecik blog tavsiye ederseniz çok makbule geçersiniz.

Emoları rahat bırakın gibi kıvırcıkları rahat bırakın şeysi yapcam şimdi (ajsgdasd).

Ya cidden kıvırcık saçlı olan arkadaşlar varsa burdan sesleniyorum SİZ DE BENİM GİBİ KIVIRCIKLARINIZI RAHAT BIRAKIN UÇUŞ UÇUŞ UÇUŞSUNLAR en azından annecik bir blog bulana kadar. 

Eheheh benden çok güzel Bellatrix olmaz mı beee ? :D olur olur heveslendim şimdi. :D

23 Aralık 2011 Cuma

Kahve ve İnternet arkadaşlıkları.

Ciddi anlamda kahve bağımlısı oldum. Onur (Kendir)'u çok özledim. Paragraf sorusu çözmekten kafayı yedim. Nasıl oluyor da hayat hâlâ çok güzel anlamıyorum.

Aslında kahve ciddi anlamda hoş bir şey, nasıl anlatsam ki. Böyle sana "Kendine gel gerizekalı!" diyen dostun gibi, aynı zamanda sadık ve daima yanında (always -snape). Ya türkiyenin kahvecisi var ya şey Kahve Dünyası hıh işte orada (eheh bu arada isviçreden gelmiş gibi konuşuyorum lan asdjakshd ) damla sakızlı kahve var mutlaka deneyin bırakamazsınız, şahsen ben manyağıyım. Kahveyi seviyorum -zaten anlamışsınızdır- beni kendime getiriyor ve daha fazla hayal kurma diyor, umutlara hayır. Evet bu sayede insan kendine gelebiliyor. TİRYAKİNİM YAVRUUUUM (kahveee).


Neyse asıl konumuza geçelim, babam ve annem internet arkadaşlarıma ciddi anlamda takmış durumda.

İnternet arkadaşlıklarının tehlikeli ve güvenilmez olduğuna inanıyorlar. Belki de haklılar neler duyuyoruz, ama bunun çok fazla abartılması benim için bir sorun haline dönüşüyor. Şu an Facebook hesabımda 500 küsür kişi ekli ve bu 500 küsür kişinin 300 küsürü internetten tanıştığım insanlar. Nasıl tanışıyosun ? Facebooktan, olur mu öyle ? oluyo. Bir sayfam var 3000 küsür kişinin beğenmiş olduğu, bir Harry Potter sayfası. Bu sektörde baya ünlüyüm çünkü bir Harry Potter sayfası en fazla 5000 küsür kişilik oluyor ve benim sayfamın kişi sayısı da yakın bu sayıya. Buralarda toplanan insanlar , potterhead'ler, birbirlerini ekliyorlar ve dolayısıyla bir sohbet ortamı oluşuyor arkadaş oluyorsunuz. Çok fazla potterhaed arkadaşım var ama üçbeş tanesiyle samimiyim, bunlar 7/24 konuştuğum, real arkadaşlarımdan daha iyi olduğum ve telefonda filan konuştuğum insanlar. Ben de fırsat buldukça bu kişileri aramaya konuşmaya çalışıyorum fakat annemin abartılı tepkileriyle karşılaşıyorum. Bana kişinin resmen özgeçmişini soruyor, ben yanımda oturan arkadaşımı bu kadar tanımazken  oturup anneme anlatabileceğim her şeyi anlatıyorum. Babam daha daha çok abartıyor, her esnada fazla arkadaş iyi değil diyor ve internet arkadaşlarımdan (beni kötü yola sürükleyeceklerini düşündüğü için) nefret ediyor, konuşmamı istemiyor.

İnsan uzağındaki insanlara sırlarını çok daha kolay açabiliyor, kime isterse anlatsın isterse satsın zaten o nerede ben nerede düşüncesiyle. Bu yüzden net arkadaşlarımın bende özel bir yeri vardır, her biri benim sırdaşımdır. En yakın arkadaşım beni sırtımdan vurur ama onlar vurmazlar. Hep iyidirler. İnsan net arkadaşı olunca pek bir şey beklemiyor, üzülmek istemiyor, trip atmak küsmek istemiyor çünkü zaten pek az değerli bir arkadaşlık olarak görülüyor insanlar birbirlerini üzmüyor, kendileri de mutlu olmak için mutlu ediyorlar.Tek kullanımlık sabun, tek kullanımlık diş macunu, tek kullanımlık şampuan, tek kullanımlık arkadaşlıklar. Anlatıcının Tayler Durden'ı gibi beni de sarıyor tek kullanımlık arkadaşlarım ve ayrılmaz bir parçalarım oluyorlar, bana destek veriyorlar, damla sakızlı kahvecesine bağlayıp kendime getiriyorlar.

Onur (Kendir) de internet arkadaşımdır mesela yazının başında bahsettiğim, bir başkadır o, güzel özlenir.

Diğerlerinin aksine onlarla çok daha mutluyum, onlarla ağlamak daha güzel, onlarla ben daha "ben"im -aynı sizinle olduğu gibi. Güzel ve gülümseten arkadaşlıkları seviyorum, always. -Snape.

Güzel bir yazı olduğunu umarım benim hoşuma gitti, sizin de böyle internet arkadaşlarınız varsa bahsedin lütfen. Ha bu arada, ilk internet arkadaşı bir başka olur hiç ayrılamazsın böyle bi başka. :)



Snape seni seviyoruz, allah kahretsin çok seviyoruz, seni hep seveceğiz. Ve yetmiş yaşına geldiğimizde sallanan sandalyemizde Harry Potter ve Ölüm Yadigarları'nın "Prensin Hikayesi" bölümünü okurken deliler gibi ağladığımızda ailemiz bize şöyle soracak :


"Bunca zaman sonra öyle mi ?"
biz de diyeceğiz ki,
"Daima."

17 Aralık 2011 Cumartesi

Böyle.

Sen yeni kişiler sev, ben de. Hepimiz kendimize yeni rotalar çizelim, yeni denizleri yelken açalım, yeni aşklar tadalım. Çok aşık olalım, başka insanlara hep aşık olalım. Sen sevgilinle mutlu ol, ben sevdiklerimle. Sevdiğim herkesi çok seveyim, onlar da beni sevsinler. Aşık olayım, ben çok aşık olayım ama o sen olma. Beni sevdiğin günleri özlüyorum, sadece benim olduğun günleri, senden emin olduğum günleri. Özlesem de gelmiyorlar, gelsinler de istemiyorum zaten. Mutluyum, güçlüyüm, sensizim, özgürüm. Okusan bunları, bil ki sevdim seni çok ama bitti. Her şey biter, sen de bittin.Sevmek güzeldi, insan hiç kimseye aşık olmayınca garip hissediyor. Birini bulmak gibi bir planım yok, seni de ilgilendirmez pek. Geleceğimi düşünüyorum artık. Arkadaşlarıma çokça bağlanıyorum, iyi değil çok güvenmek ya neyse.Rotalarımı belirliyorum, planlarımı yapıyorum. Az kaldı özgür olucam, az kaldı açılıcam engin denizlerime. Sana da güzel denizler dilerim, benimi kadar engin olmasınlar olamazlar da zaten ya sen yine de mutlu ol. Arkadaşımı kaybetmek zor geliyor, hiç arkadaş olduk ki mi biz ? Artık konuşmasak ? Çünkü bakamıycam yüzüne, yanıma gelme tamam mı ? Uzak ol ben uzak olucam.Hani çok dibimdeyken çok uzağımda olacaksın, uzak ol benden biraz da ben mutlu olayım.Sevgilim olmuşsun gibi konuşuyorum, sevgilim oldun be herif. Tatlı günlerimizi özliycem, arkadaş günlerimizi. Neyse görüşürüz, yüzüne bakmayı bayaa istemiyorum ama yine de böyle olsun.

Mimleri seviyoruuum. :D

Mim Konusu: Yeni yıldan istediğimiz 12 şeyi -ki bunda sınırsız bir seçim hakkına sahibiz- yazıyoruz ve mimi 12 kişiye paslıyoruz.




1. Bu yıl aşk maşk istemiyorum, sakin sakin oturayım baba baba test çözeyim, yüksek yüksek puanlar alayım, güzel güzel liselere gideyim. SBS mağduru bir çocuğun dilekleri işte. 


2. Yeni okulum çok güzel olsun, bunun hayallerini kurmayı seviyorum çok iyi arkadaşlarım olsun geziyim toziyim. En önemlisi arkadaşlarım tadından yenmesin, Harry Potter seven arkadaş bulayım Açlık Oyunları seven arkadaşlar bulayım Chuck Palahniuk okumuş arkadaşlar bulayım. Paulo Coelho'yu sevsinler. BENİ SEVSİNLER aynı kafadan olalım eğlenceli olalım hiç unutulmayacak anlar yaşayayım onlarla. Birlikte güzel resimler çizeyim.


3. Seneye saçlarım çok güzel olsun, çok güzel olayım daima. Saçlarımı açabileyim her biri başka köşede olmasın, aptalca olacak ama beğensin insanlar beni. 


4. Yazın güzel resimler çekeyim, kışın yeni arkadaşlarım bakınca sevsinler beni.


5. Hayat bana gülümsesin hep, kooocaman gülümsesin. Hiç üzmesin beni, yazım muhteşem geçsin, küs olduğum herkesle barışayım ve daha bi sevgiyle bağlanalım birbirimize. 


6. Bu yaz hiç yapmadığım bütün "ilk"lerimi deneyeyim, özgür olayım.


7. İnternetten tanıştığım ve aramın iyi olduğu arkadaşlarımın hepsiyle buluşayım. Lütfen lütfen lütfen hepsini çok seviyorum, asıl dostlarım hep onlar oluyo.


8. Okuyamadığım bütün kitapları okuyayım, izlemediğim bütün filmleri izleyeyim, gezemediğim her yeri gezeyim, dinlemediğim her müziği dinleyeyim, okumadığım her bloğu okuyayım, ne bileyim hiç eksik kalmayayım.




10. Arkadaşlarım beni hiç bırakmasın, hep yanımda olsunlar hep yanlarında olayım. Gülelim çok gülelim, sımsıcak olalım, sarılalım hep.


11. Ailem benimle gurur duysun, övünsünler. Maddi durumları iyi olsun, başlarına dert açmayayım, ben eksik kalmayayım diye onlar eksik kalmasın.


12. En çok huzur olsun, çok çok çok huzur olsun, mutlu uyuyalım hiç ağlamayalım. <3


Mia 'ya teşekkürler. <3


 İsteyen herkes mimlenmiş olsun. <3 :D



11 Aralık 2011 Pazar

en çok gülümsemeyi seviyorum sımsıcak.

Küçük kızın süper kahramanı geri döndü, süper kahramanına güvenmeyen tek küçük kızın. 


Ona güvenmeyi öyle çok istiyorum ki, bedenimi kolları arasında en azından hayal etmek. Ama bir şeyler geliyor ve durduruyor beni, üşü diyor daha çok üşü. Ben hep üşüyorum. 
Kalbimi dinlemek istiyorum kayıtsızca sevmek, ait olmak, ama mantığım hep ağır basıyor.  Mutlu uyumak istiyorum, ama kalbimin bir yerleri onu bağırıyor ağlıyorum. Aşık olmak istiyorum, düşünmeden sadece aşık ama olmuyor. Birileri olmaz diyor, o değil, o hariç herkes ama o değil ona güven olmaz. Güvenmiyorum, arkadaşım olarak kalıyor daha çok daha çok arkadaş. Sonra birileri parçala diyor,sök onu bitir! ama o hiç bitmiyor ben yine ağlıyorum. 
"Düşünmen bile yanlış," diyorum kendime, "onunla arkadaşlığını bitirmeyi düşünmen bile yanlış.", sonra oradan bir yerlerden bir ses "Kendini üzme," diyor. "hemen şimdi elveda de ona, üzüleceksin. Hemen şimdi o yokken ki gibi olsun, eksik ama mutlu." 
Sonra ben arafta kalıyorum, ne kalbim kazanıyor ne mantığım, o orada duruyor ben kendi kendime öylece seviyorum. Ne sıfatla seviyorum, nasıl seviyorum, ne büyüklükte seviyorum, kalbim neden deli gibi atıyor, nefesim neden kesiliyor bilmiyorum ama seviyorum. 
Biraz arkadaşımı seviyorum, biraz başka köşeleri, en çok gülümsemeyi seviyorum sımsıcak.
Onun gözünde biraz daha değerli olmak isterdim, kimin umrunda.Sevilmeyi istemek duygusu, daha çok sevilmeyi. Bu sefer beni üzmesine izin vermiycem, umarım vermem, umarım beni üzmez, umarım hep gülümseriz, umarım severiz, umarım. O yine gidiyor, o yine bakmıyor arkasına ve ben yine ağlıyorum, o hep gidecek ve ben hep ağlayacağım. Güvenmeyeceğim ,güvenemeyeceğim, asla.






10 Aralık 2011 Cumartesi

Kendimi takıntılı manyak şizofren hissetmekteyim asjdhas.

Az önce bi mutluluk krizi geçirdim ciddiyim. Ya ben açtım bu bloğu küçüktüm üç beş tane blog izlemiştim onların yazılarını örnek alıyodum filan (elim ayağım titriyo zor yazıyorum) bunların başında da yazılarını kaçırdığımda ağlamanın eşiğine geldiğim Anti-Kahraman gelirdi (sayesinde küfür etmeye başladım ama olsun çaktırmayın). Ne öyle büyüktü ki benim için (hâlâ öyle) yazılarına yorum yapamıyodum ( ajsgdjashda), yani o beni aşıyodu filan. Şimdi büyüdüm sanırım (asdjhasjd) yorum yapabiliyorum, hatta yaklaşık bir ay önce Facebook sayfasında bir gönderiye yorum yapmıştım ve bana cevap vermişti allahım yaşadığım mutluluğu benim ANTİ BANA CEVAP VERDİ İNANABİLİYO MUSUN ? BEN ANTİYLE KONUŞTUM!! çığlıklarımı dinleyen arkadaşlarım bilir.

[Image]Böyle manyak gibi çok sevdiğim blog yazarlarının beni izlemesini yani hep çok istemişimdir düşünsene anti beni izliyo yuh oha filan, ve (oha amk neden böyle oldu ki ajshdaks) şuan mutluluktan titriyorum çünkü izlemiş beni ehehehehehehehhehehehehehehehe. Öyle salak bi ruh hakindeyim ki (sdhajksd) ben napıyorum filan ama bunu yazmasam olmaz dimi, mutluluğumuzu paylaşıyoruz şurda. Demin de yazısına yorum yapıcam on saat arkadaşıma "şu şöyle yazılıyo dimi doğru yazmışım yanlış olmasın" diye söylendim, konuşmanın sonunda beni izlerse mutluluktan bileklerimi keserim diye bi şey yazıyo (tamam kesmiycem heheh), ve on saattir BAYILABİLİRİM!! AĞLAMAK ÜZEREYİM!! diye bağrınıyorum. Tamam sakinim her şey geçti, güzel günler göreceğiz güneşli günler.

9 Aralık 2011 Cuma

Grololo.

Hayatımıza moralimizi birkaç saniye içinde bozan değil, birkaç saniye içinde düzelten insanlar sokmalıyız. Hiç acı olmasın mı ? hiç acı olmasın, hep gülelim, insanlar hep güldürsünler birbirlerini acı zaten çok fazla. Mesela Feriha ve Emir (annem salonda feriha izliyo, bıktım bi barışamadılar gitti ) niye üzüyolar ki birbirlerini ? Tamam saçlamamıycam çok ciddi başladım.

İnsanlar birbirlerinden bıkıyolar, bunu duymak o kadar acı ki yani direk suratına söyleyince üzgünç ( ne biçim kelime lan bu, kelime misin lan seni ne sanıyosun kendini haa ?? ) bir durum. Ne konuştuğumu bilmiyorum, sadece insanların birilerini üzmesinden sıkıldırm. Özlüyorum özlüyorum ve bitmiyor, eskiden tek derdim "ödevimi yapmadım, örtmenim kızar mı ? " idi, ama artık her otu boku dert ediyorum hâlâ ne konuşuyorum bilmiyorum, sadece yazıyorum. Üzülmek istemiyorum işte, beni üzenler gitsinler diyorum ama sanırım üzülmeye de ihtiyacım var. Beni kimler üzüyodu hatırlamıyorum özlüyorum sadece. Ben ne diyorum allam. Sustum be tamam, okumuycam bu yazı çok mu salak diye yayınlıycam direk. ksjdkas.

Brriiidaa.

Eski yazılara bakarken bi blogger gördüm vee adı Brida'ydı, tabi o zamanlar anlamamışım üzüldüm.

8 Aralık 2011 Perşembe

Veronica ölmek istiyor, ben de istiyorum Her yerde Paulo Coelho

Bu adam her yerde karşıma çıkıyo benim, yani ünlü bir yazar olduğundan olsa gerek ama ben yine de inanıyorum ki bir bağ var aramızda !

Her şey bir yaz günü başladı...
Tutku (ablamın arkadaşı) ablama bir kaç kitap vermiş, ablam hevesli hevesli okuyacak ben de sermişim bırakmışım kendimi hep yatıyorum en son ablam dedi ki "yasemin biraz kitap oku !" peki dedim aldım Brida'yı okumaya başladım. Aşkımsı şeylerden bahsediliyodu, ruh eşi filan. İnsanların bazıları hayatları boyunca bir kez karşılaşır ruh eşiyle, belki caddede yanından geçer belki ebedi aşkı olur. Ne olursa olsun onunla olduğu anda hissettiği mutluluğu ve huzuru asla hissedemez insan, bu bir an olsa bile. Evet o zamanlar bunlarla ilgili yardıma ihtiyacım vardı, brida yanmdaydı.

Zaman geçti... Benim şimdi okuyucak kitabım yok evde de affedersiniz öküz gibi bir kütüphane var, öküzlüğü karşısında kitap seçemiyorum ben de dedim ki içinde "T" harfi olan kitabı alıcam okuycam. Geçtim kitaplığın karşısına baktııım baktııım gördüm ki şöyle bir kitap var "Şeytan ve Genç Kadın" Aldım okuyucam filan bi baktım yazar Paulo Coelho , aa bu adamın bi kitabı daha varmış bende bridayı da çok sevmiştim bunu da okuyayım eheh.

Okudum iyi güzel, adam yani iyi yazıyo zaten laf edemem çok beğendim bu kitabı da.

Sonra işte ben ablamın dolabından ööylesine bi tişört aldım giymek için, üstünde ingilizce bi şeyler yazıyodu bakmadım ne yazıyo diye geçirdim aceleyle okula geç kalıyodum. Sonra gittim okula türkçe dersindeyiz ben parmak kaldırdım kalktım filan öğretmen dedi ki "üzerindeki tişörtte ne yazıyo biliyo musun ? "  hayır bilmiyorum filan işte anlamını söyledi hava yaptı bi saat, ben ayakta dikildim kadın konuştu da konuştu tamam filan.

Baya zaman sonra tişörtü -ben bu tişörtü sahiplenmiştim dolabımdaydı-  öyle bi pozisyonda gördüm ki böyle tam markası gözükücek şekilde aman iyi marka filan, markanın tam altında Paulo Coelho yazıyo. YASEMİN KALIR. Ablama anlattım on saat bu Paulo Coelho'nun sözüymüş filan diye geçti o da öyle ama ben baya şaşkınım.

Sonra geçen, benim lacivert bi tişörtüm var çooook fazla severim ve üzerindeki söz de hoşuma gider onu giyicem arkasına bir baktım Paulo Coelho çok çok çok fazla şaşırdım.

Geçen gün nazoyla bir kitapçının vitrininden bakıyoduk Paulo Coelho'nun kitabını gördüm, tesadüfen, öylece, çok saklı bir köşede, görülmesi zor.

Ne zamandır gözümün önünde olan bu adamın varlığını hiç fark etmemiştim, hep yanımdaymış. Işılın bana anlattığı okumalısın dediği kitaplarda, okumak istediğim her şeyde. Hayatımda biraz bende biraz onda. Okuduğum her kitapta kendimden bir parça ararım, ve benim eksik kalan parçam  Coelho'nun sayfalarında saklıydı. Benim saklı rehberlerim, benim arkadaşlarım, benim belalılarım, benim söyleyemediklerim, benim düşünemediklerim, benim çözemediklerim. Ben orda duruyordum, o da orda ve biz arkadaştık iyi arkadaşlar. Sırlarımızı birbirimize tatlı tatlı anlatıyoruz, ve kimse birbirine ihanet etmiyo.


Sonra dedim ki, benim bu adamla aramda bir bağ ver arkadaş. Veronika ölmek istiyor, ben de istiyorum. Önceki yaşamımdan belki bir kaç kırıntı vardır aramızda. Bundan dolaylıdır o adamın bütün kitaplarını okuyacağım  çünkü Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum ve Ağladım. 

7 Aralık 2011 Çarşamba

Naber ? ben kötü mesela. Kafayı yemiş, acınası halde.

Her gün bloğa giriyorum yorum yok sonra dönüp diyorum ki YAZI YOK Kİ YORUM OLSUN. Her neyse, hayat zor geçiyo pek girip yazı yazamıyorum. Bir bunalımdan diğer bunalıma koşturup duruyorum, ergenlik beni yavaş yavaş çürütüyo. Hayat nasıl hayat güzel, yasemin nasıl yasemin kötü.

Merhaba ben aşık bir kızım. Merhaba ben ergen bir kızım. Merhaba ben SBS maduru bir kızım. Çürüyorum...

Abartıyorum sanırım ama ben yani ciddi ciddi kitap okumuyorum mesela. Annem kitap okumamı yasakladı çünkü kendimi öyle bi kaptırıyorum ki yemeden içmeden kesiliyorum dolayısıyla test de çözmüyorum.

Bilgisayara girmem yasak. Tam olarak nedenini bilmiyorum ama yani ooon yılda bir giricem artık buraya. BLOĞUMA AŞIĞIM VE ALLAH KAHRETSİN DELİRİYORUM.

Eve geç gelmem yasak.

Mesajlaşmam yasak.

Kısaca abicim boş zamanlarımı test çözmekten başka bir şey yaparak değerlendirmem yasak, bu nefessizlikte bi de aşık olunca göte geliyo insan.

ÇIĞLIK ATIYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. BAĞIRARAK ŞARKI SÖYLÜYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. BEN ZIPLIYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. DURDUK DURMADIK YERDE DANS EDİYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. YAĞMUR YAĞARKEN MONTUMU GİYMİYOR, ŞAPKAMI TAKMIYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. Ve sonra ben farklı oluyorum, ve ben manyak, ve ben deli. Allah aşkına insancıklarım ben ne yapayım ? He ben ne yapayım, özgür olmak istemek suç mu ? Nefes almaya çalışmak ? allah kahretsin sizi lan. YORULDUM KAFAYI YEDİM bıktım ben saçmalıyorum amk ben ne konuşuyorum yaa.

Naber ? ben kötü mesela. Kafayı yemiş, acınası halde.


Film temamın çok uyduğunu düşünmekteyim. 

1 Kasım 2011 Salı

Hayat garip.

Seni çok özledim en iyi arkadaşım, yoldaşım, sırdaşım... Çok güzel günler geçirdik birlikte, ama ne zamandır görüşmüyoruz. Seni çok özledim Saydam balonum.


Ühühühü pek bi duygulandım, herkes bırakır beni sen bırakmazsın. Görünümünü değiştirdikten sonra çok fazla beğenip seni sadece izlediğim oldu, her yanını harry potter döşerken. Sonra onları teker teker silerken, yeni şeyler denerken, kimsenin okumadığını bilirken bile öylece yazarken, sen beni hiç bırakmadın...

Ne küçüktüm, kendime gülüyorum bazen aptal aptal şeyler yazmışım. Sileyim dedim hani çok aptal filan diye, ama kıyamadım anı olsun kalsın dedim. Ben bu blogla büyüdüm, o benimle. Özlememek elde değil...

Yazın yine hep birlikte olucaz, ben yeni şeyler deniycem sen de izliyceksin. Birlikte büyüyüp birlikte küçülücez eheh. :D



Bloggerlar bana Açlık Oyunları kitabını önermişti okudum ve aşırı beğendim, tüm seriyi okudum, kendimi buldum yeni bir arkadaş edindim, kısaca burdan Erdi Karadeniz  vee Black_mamba 'ya teşekkürlerimi iletiyorum. Vee hayatımı değiştiren bir kitap daha Fight Club, onu okumamda bana öncü olan Mia Wallace'e de teşekkürleer. 

11 Ekim 2011 Salı

Ayyaş İnek.

Hep aynı şeyi yapıyorum. Hoşlandığım bi çocuk oluyo ve biliyorum ki o da benden hoşlanmış ama birbirimizi tanımıyoruz , beni tanısın diye her şeyi yapabilirim. Ve yapıyorum da.

Eevet dershanedeki adını bilmediğim çocuk, bizim deyimimizle Alican,  evet evet evet çıkışta onu gördüm. Genelde bizim dikilip minibüs beklediğimiz bir yerde bekliyordu işte tam zamanıydı Alican beni görecekti ve "vaay eğlenceli kızmış" diyecekti. Nedense karşı tarafın hiç bunu dedirtmek gibi bir çabası olmaz, belki de sadece benim böyle bi çabam vardır.

Eğlenceli kızı takınmanın tam sırası -açıkçası başka bir kızı takınamam, buyum yani- , her zamanki gibi olucam ve beni tanımasını sağlıycam. Diyecek ki : "vaay eğlenceli kızmış".

Ben hep aynı şeyi yapıyorum. Çocuğa kendimi kendim gibi göstermeye çalışırken abartıyorum. Gayet aptal hareketler çıkıyo ortaya. İçmiş bir inek gibi oluyorum. Her şeye gülüyor ve oraya buraya takılıyorum, dahası dans ediyorum. Ah yavrucum, bizim deyimimizle Alican, ben böyle biri değilim lan. İçmiş inek gibi dolaşmıyorum ortda, tek yaptığım birilerini etkileme çabası mesela seni. Birilerini etkilemeye çalışırken hep yaparım bunu ben HEP. Vallahi sev beni, ama hayır, hayır sanırım ben içmiş bir ineğim, ayyaş bir inek.

Onu etkileyemedim. Onu etkilemek isterdim. Beni sevsin. Sanırım bi manyağım kafamfan bi şeyler uydurmuşum yazının başına baksanıza "Hoşlandığım bi çocuk oluyo ve biliyorum ki o da benden hoşlanmış " hadi ama şekeriiiiiiiim, neyden bahsediyosun sen. Gerçekten uyduruyorum.


Ama onu bana bakarken gördüm, belkide ben baktığım için bakıyodur.

Neyse devam edelim...

Ben aptal hareketlerimi bitirdim, minibüse binme vakti geldi, binmeden önce yine küçük bir salaklık yaptım (@çocuğun orda kayıtsız bir şekilde , gayet ciddi, arkadaşıyla konuşması.Sanırım onu bi kere gülerken gördüm, hâlâ aynı şeyi düşünmem niye, nerden uydurdun bunu yaseminim o seni seviyo ? ). Dershanedeki diğerleriyle aynı minibüse binmemek için belli bir çaba harcadım ama o çabayı ne zaman harcasam aynı minibüse biniyoruz. Minibüsün en arka köşesine oturdum, dershaneden olanlar ayaktaydı. Onların yanında belli bi tavır takınırım, ciddi ve en önemlisi havalı gözükmem gerekir -bu dershanedeki herkes için geçerli değil tabii. Ben inene kadar her şey mükemmel işledi, taaa ki ben inene kadar. Minibüs durdu, minibüsü bizim mahalleden aşikar olduğum bi çocuk durdurdu, güzel ve havalı yürüyüşümü merdivenden inerken büyük çook büyük bir tökezleme ve düşme karışımı hareketle tamamladım. Dershanedeki gıcık olduğum tiplerin bunu görmesi pek de hoş değildi doğrusu. Bi de minibüsü durduran ve göz aşinalığım olduğu çocuğun önünde öamura yuvarlansaydım tam olucaktı. En azından onun gözünde bi tarz yakaladım, budur bardağımın dolu tarafı.


Ve bunları yazmaya devam ederken hâlâ şunu düşünüyorum, hoşlandı mı o da benden acaba. Neden bakıyo ? belki de bakmıyodur, asıl hoşlandığı arkadaşımdır, belki de ne bileyim ne aptal kız bu diyodur. Bunların hepsi ayyaş ineğe söylenecek şeyler olabilir bence. Ama şu var ki, ben dershanede en yüksek sınıftayım, sınıftaydım, şimdi bir alt sınıfa düştüm (ders çalışmazsam böyle olur) ve Alican 2. olan sınıftaydı yani şuan benim düştüğüm sınıfta. Eğer o sınıf çıkmadıysa ya da düşmediyse aynı sınıfta olucaz. Alicanın gerçek adını öğrenicem, o benim aslında nasıl olduğumu. Daha fazla şov yapamam, emin olun 1 ay boyunca bunu yapmak zor olur. Ben yine bezgin halime geri dönücem. Bezgin yasemin. Dha bu yaşında yorgun. Bana da bu yakışır, kendim olmak.





NOT: Sanırım o resimdeki öküz, kimin umrunda. Ayyaş bir özküz de olabilirim, bu ayyaş bir inekten çok daha kötü. 

25 Eylül 2011 Pazar

Havamda değilim,bok gibi ama yine de paylaşılmış bir yazı.

Kafam çok karışık, buraya istediğim her şeyi yazamadığım için sevmiyorum bazen. Yeni bi blog açayım diyorum, kimse bilmesin ve yalnız ben olayım... Ama o kadar çok "ben" var ki burda, hayatta kıyamıyorum.

Her gün blog yazan insanlar hoşuma gidiyo,  ben her gün yazacak kadar çok şey yaşamıyorum. Döktüresim böyle manyak gibi yazasım olan günler yazdıklarım çok saçma oluyo. Ben kısa yazayım öz yazayım.

Ben iyi bir arkadaş değilim. Ve benim hiç iyi arkadaşım yok.

Özlerken ne de çok üşür insan.


Beni tanıyo musunuz ? ne garip şuan düşündüm bunu. Belki de en çok siz tanıoysunuz ,belki de en az.

Lalaaaay lay lay lllalalallalalalaaay.

21 Eylül 2011 Çarşamba

Yağmur altında ıslandım, en çok ben ısındım...

Hayatın oldukça sıcak geçmesi... Arkadaşları olabildiğince yanında hissetmek, başını yaslayabilmek, kucağına uzanabilmek, sarılabilmek bazen, ne büyük bir huzurmuş meğer. Özlemiş miyim ? genelde çok bağırırız aslında biz, hap güleriz. Anlıyorum ki arkadaşlıklar çok değerliymiş, anlıyorum ki kimse nefret edilmeyi hakketmiyo.

Türkçe öğretmenimiz bi ödev verdi -daha ilk günden mal-  , yazın hayatınızda neler değişti işte ne kararlar aldınız filan. Sınıfta okuycakmışız, bence özel bi şey bu okumak istemem. Ben de keserek yazıcam özel yerleri, ama burda sizinle de paylaşmak isterim. Sanırım yazın bloğumu takip eden birileri var ise biliyodur zaten, neyse başlayalım.



Güçsüz ve kırılgandım ben, hep güçlü olmak istedim kendimi öyle bilirdim ama değilmişim. Ben.. bu yıl... aşık oldum. Aşık oldum onun başka bi kızı sevdiğini bile bile. Aşkı yaşadım, ağladım bazen ; bazen o da seviyo dedim. Kafam karıştı, uzaklaştım, kitap okudum,kendimi bulmak için birinde, okudum.

Yaşamak için önce dibe vurmak gerekir. Bi kitapta okudum bunu, benim yaşımda biri ne kadar vurabilirse dibe o kadar vurdum. Battım battım, sanırım 1ay gibi bi süre mutsuzdum yalnızdım işkence ediyodum kendime. Uzaklaştım,elimden geldiği kadar dibe vurdum ve bir güneş gibi doğdum en sonunda. Yaşamak için, hiçbir şeysiz oldum. Anladım ki böyle yaşanıyor ancak.


Dedim ya güçsüz ve kırılgandım ben, kimse tutmazdı elimi. Kimseye hiç kimseye güvenmiyodum en küçük bir an bile. İnsanlar beni neden sevsinlerdi ki ? Ben berbat bir insandım,herkes benimle dalga geçmek için vardı, arkadaşız diyolardı ama iş çeviriyolardı. En azından ben böyle sanıyodum, o kadar değersizdim ki bazen kendimi inandırdım buna. Özgüvensiz yalnız bi kızdım ben yaz başladığında. Artık öylesine güçlüyüm ki, duvarlarımı yıktım ben ve başkalarıyla olan duvarları. Beni ben gibi, beni böyle, beni her halimle kabul edin dedim. Artık güçlüyüm, ve beni kabul etmeyenleri kabul etmeme kararını aldım. Güvenin huzurlu kollarına attım kendimi, yağmur altında ıslandım, en çok ben ısındım.



Kendimi seviyorum yetmez mi ? Ben hazirandan tutup eylüle getirdiğimde ipin ucunu, güçlü biri görüyorum, ben büyümüş bir kız görüyorum, deli dolu ama kararlı bir kız görüyorum, aşk dolu ama aşık olmayan bir kız görüyorum, hayatın yaşamaya değer olduğunu bilen bir kız olduğumu görüyorum, hâlâ umudum olduğunu biliyorum, alınacak dersler sorulacak sorular olduğunu bilen bir kız görüyorum, yağmurun tam ortasında alabildiğine güçlü bir kız görüyorum, huzurlu bir kız görüyorum, sıcak bir kız görüyorum, mutlu sonsuz mutlu bir kız...

14 Eylül 2011 Çarşamba

Ben aptalım galibai geceneyin böyle oluyo.

Ben yazmıyodum, özür dilerim. Iıı... Neden yazmadığımı bilmiyorum, neden bahsediceğimi biliyorum ama konuya nasıl gireceğimi bilmiyorum.Balıklama atlamayı bir türlü öğrenemedim babalar, ben çivileme takılıyım.


İnsanlar banyo yaparken şarkı söylüyo. İnsanlar banyo yaparken neden şarkı söylüyo ?
Bakın kaka yaparken bile yalnız değilsiniz, ses var yani.
Ama banyo yaparken tamaaamen sessiz bir ortamdasınız. Yalnızsınız. Neden bu sessizliği şarkıyla bozasınız ki ?!

Bazen suyun sesinden bile nefret ediyorum, insan saatlece oturabilir orda, sıcak su, güzel düşünceler. Arada annem banyoya giriyo çamaşırları makineden toplamaya filan geliyo deli oluyorum. Beniiii beniimle bıraaak.

Banyo yaapmayı, duş almayı filan sevmem ben. Saçlarım çok kıvırcık ve taraması uğraşması zor filan oluyo.

Geçen gün oturdum bloğa yazıcaklarımı düşünüyodum , ama unuttum hepsini. Bazen suyu kapatıyorum. Sessiz oluyo... Çok sessiz...

Düşünmek bazen yorucu, bize dediler ki çok düşünen delirir. Her şeyi düşünmeyi yasakladılar. Biz itaat etmeyi öğrendik. Düşünceleri söylemedik.
Kadın erkek eşitliği var ya, o aslında yok. Kadınla erkek hiçbir zaman eşit olmaz, baba erkeği dinler kız susar çünkü. Asiler çıkar kanatları kırık, ve bağırırlar. Benimki kırık değil. Babam bana sadece tanrıyı düşünme dedi, kafayı yersin. Yani düşünme derken, tanrı nasıl oluştu filan falan.

Ben düşünürüm, ben hâyâl kurarım sonra gerçekleşmez.

Hayat diyo ki ; alış. Sen de alışıyosun.

İnsanlar bize çok şey söylerler, biz de yaparız.

Sahahlar gecelerden güzel belki, hiç düşünmedim yarın düşünür yazarım.



Sizin için hoş bir yağmur,biraz huzur. Dinleyin lütfen

31 Ağustos 2011 Çarşamba

kayıt.

Çok insan sevmek mi ? Bir insanı çok sevmek mi ?

Çok insan sevmek daha az acı verici. Hep kendimi düşünüyorum evet ama bu durumda böyle yapmalıyım. 

Bazen hiçbir şey eskisi gibi olmuyo, hayat ne de korkunç. Düzeltmek için verdiğin çaba mahvetmek için çalışıyo. 

Bazen kötü şeyler yapıp şuçu hayata atıyorum.

Ben çok Mathildayım. 

Keşke bi Léon'um olsa.

Sen... Benim Léon'um olur musun ?

Hâlâ beni seven insanlar var.

Sen de sev.

Ama hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.

Ben Mathildayım.

Üzme kendini demeyin.

Üzgün değilim.

Burası soğuk.

İlk Eric Clapton dinleyişim.

Mathilda ?

Süt biraz.

Isınmam gerek.

Ve...

Benim Léon'um olur musun ?

En çok o ol.

Ve ısıt beni.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Denizle hiç alakası olmayan bi yazı. Ama adı Deniz.

Kendime bi tokat atmak istiyorum. KENDİNE GEL APTAL !! demek istiyorum. 


Ama takılmış plak gibiyim, hep sendeleyip duruyorum. Gözümde at gözlükleri var ve dünyayı göremiyorum. Bu ben değilim, ben olmadığım bi dünyada başka biri olarak yaşamak istemiyorum. Canım acıyo, beni acıtan insanların bazılarından "yırttım" kendimi. Ama bazılarına o kadar çok bağlanmışım ki, ve onlara güvenmediğimden koyduğum o duvarlar aslında onları o kadar çok yıpratmış ki, bıkmışlar. Artık pes, dedi kimi. Ama sen şöylesin böylesin dedim içimden, ben haklıyım dedim ama... Onun bana yaptıklarını intikam almak için ona o kadar çok yapmışım ki gözümü öyle aptallık bürümüş ki her şeyi ben mahvetmişim aslında. Güvenilmemesi gereken benmişim belki. 

Düşündüm de asla mutsuz değilim, eskisinden çok çok çok daha güçlüyüm.


Düşüncelerimi okusunlar isterdim ama buna cesaretim yok.

Hayat güzel olsun diye... Onların ve benim hayatım. :)

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Sanırım çok duygusal oldu.

Geçenlerde bi çocuk bana "bir erkek size bişi yapıyo, sonra hiç birine güvenmiyosunuz" dedi. Daha tanışalı 5 dakika olmuştu, telefon numaramı istemişti ve ben de vermemiştim. Güldüm çocuğa, aptal dedim. Aptal ne alakası var.

Ama haklıydı. Ben erkeklerin hiç birine güvenmiyorum. Aslında kızların da çoğuna. Düşündüm de çok darbe yemişim arkadaşlarımdan. Hiç sır tutmamışlar. Hep arkamdan konuşmuşlar. Ben olmadığımda yanlarında dalga geçmişler. Düşünüm de ben hiç sır verememişim, arkadaşıma verdiğim tek ve en önemli sır da başkalarına anlatılmış. 

Ben kimseye güvenmezmişim meğer, insanlar benimle konuşurken susturmaya çalışıyomuş gibi gelir hep. Hep benden bıkmışlar, hep usanmışlar gibi.Birisiyle konuşutken sürekli "susayım mı, sıkıldın mı, susma vaktim geldi mi ?" diye soruyorum. Kimse benle konuşmak istemezmiş gibi. Benimle konuşan insanların art niyetleri varmış gibi geliyo. Sanki konuşuyolar ve sonra gidip arkadaşlarıyla arkamdan dalga geçiyolarmış gibi. Bunu yaşadım çünkü, bunu başka erkeklerden yaşadım, bunu yapan erkeklerle arkadaşlık yaptım. Sanırım şuan güveniyorum diyebildiğim tek erkek arkadaşım var, diğer ikisi kız. Sadece 3 kişi var güvenebileceğim -arkadaşım.

Bu insanları kendimden uzaklaştırmama ve, özgüvenimin azalmasına yol açıyo sanırım. Herkes kadar rahat değilim.

Sonunda birine söyledim. Ona dedim ki ben sana hiç güvenmiyorum. Cevabı mı ? Cevap yoktu bana güldü, güldü ve sustu. Bir diğeri arkadaşlığını kazanmaya çalıştığım bir diğeri siktir dedi geçti. Sonra..., sonra. Ben iğrenç bi insandım, insanların umrunda değildim. Kimse beni sevmezdi vee herkes yapmacıktı, zorla arkadaştılar benle. İpek bana dedi ki, "seni o kadar çok seven insan var,ama hiçbirinin farkında değilsin."

Yine de beni seven kimseyi bulamadım, beni sevdiğine emin olduğum biri ona güvenmediğimi söylediğimde bana gülmüşken ne olabilirdi ki ? Sevgi yok ve güven de. Ben hep korkuyorum, ve hayatım böyle geçiyor. Kimsenin yanında iyi hissedemiyorum, huzurlu olamıyorum, ben hep gerginim, kimse sıcak değil, kimse güvenli değil, kimse...


Peki, peki acaba kimseye güvenmemek iyi mi. Kimse beni sevmiyo diye düşünmek. İnsanların benden bıktığını kabul ettirmek kendime, doğru mu ?





15 Ağustos 2011 Pazartesi

asdfghjklşi,

Çirkin ve havalı kızlardan daha çok nefret ettiğim bir şey var ise o da çirkin ve havalı erkeklerdir.

12 Ağustos 2011 Cuma

Resmime bak diyebilmek için.

Abi öyle bi fotoğraf istiyorum ki insanlar baktıklarında "vaaay taş" desinler. Nedense delicesine istiyorum bunu. Güzelim çünkü , ayni böyle taşım süperim manyak deli harika bi şeyim demiyorum ama kendime küsmeyecek kadar azıcık güzel , fotoğrafta çıktığım gibi de çirkin değilim. Neden bir tane olsun "güzel çıkımışım lan piçler ehe ehe" diyebileceğim bir fotoğrafım yok NEDEN ANNEE !!!


Ya beni narsist manyak bi şey sanmayın. Herkes bi güzel resmi olsun ister, bi gün bayaaa süslenmiş ve güzel gözükürken makinada da öyle gözükmek ister. Güzel bi makina alıcam Nikon filan, sırf bunun için yani. Ben de güzelim hacı, resmime bak diyebilmek için.

Bi de uğraşmadan güzel çıkanlar var tabii, allah onların bin belasını... Neyse iyi günler.





11 Ağustos 2011 Perşembe

Bu yazı yeşil olsun istedim,ama pembe yaptım.

Bazı insanlardan neden nefret ettiğimi anladım, bazı insanlardan onları çok sevdiğim için nefret ediyorum. Olay bu yani, olay benim onlara değer vermemi kendime yedirememem. Onlara o kadar çok değer veriyorum ki, bu beni korkutuyo. Onlara değer verdiğim için onlardan nefret ediyorum. Ben bayaa egoist bi insanım yani. Bundan bunu çıkarttım şuan, bencil filanım yani bencil olduğumu hepimiz biliyoduk da yani, garip bi şey değil mi. Ve artık insanları seviyomuşum gibi geliyo. Demek ki içimde bi yerlerde seven bi insan varmış ha ? 










Bu arada şu son yazım, tam bi saçmalıktı. Arkadaşlarımı ne olursa olsun seviyorum, çok seviyorum. Yine de bi kıskançlık var tabii, ama olsun o kadar da canım ehe ehe.

9 Ağustos 2011 Salı

X +Y = Ben.

Sanırım çok bencilim, yani annem filan hep söylerdi de inanmazdım.


Mesela bir arkadaşım var adı X olsun, bi tane daha var onun adı da Y olsun tamam mı. İkisi de beim çok yakın arkadaşım ve benim vesilemle X ile Y tanışıyolar, arkadaş oluyolar. İşte ben o X ve Y 'nin arkadaş olmasına katlanamıyorum abi, onlar benim arkadaşlarım. X ve Y benimle olduklarından daha yakın arkadaş olurlarsa ben çıldırırım anladınız mı ? Çıldırmak üzereyim de, aslında biri var ki o biri X olsun (yani ikisinden biri işte,daha yakın olduğum ) ben onunla konuşma desem konuşmaz kapiişş, ama insanları da böyle konuşma deyip asosyal yapmak hoş bişi değil . Napıyorum biliyo musunuz, kıskançlık krizleri geçiriyorum. Hayatta en nefret ettiğim şeylerden biri arkadaşımı paylaşmaktır, 3lü gurupları severim ama diğer iki kişi yakın olup beni dışlarlarsa olay sinir bozukluğuna döner.


Bi de sorun şu ki ben meselaa böyle bazen insanları istiyorum anladınız mı (cinsel açıdan değil -.- ), yaniii ne bileyim "onunla" konuşmak istiyorum, çook mutluyken kim ne derse desin tınmıyorum ama o bi şey dediğinde meselaa bütün moralim alt üst olabiliyo. Yani şimdi ben o Z diyelim mesela, Z kişisini istiyorum ya diğer arkadaşlarımın hiçbiri umrumda olmuyo. Benimle konuşmak isteseler mesaj atsalar iletişim kurmaya çalışsalar da hep geri tepiyorum ve istediğim kişiden artık vazgeçene kadar diyelim asosyal yalnız manyağın teki oluyorum.



Bilen bilir ben bi çocuğa aşıktım ve o başka bi kıza aşıktı. Bu manyak aşktan kurtulmak için çocuğu 2 ay hayatımdan çıkarttım hiç konuşmadım, ondan en küçük bir haber almadım, ne bileyim işte adını bile duymadım zor bi 2 ay geçirdim ve sonunda onu unuttuğuma emin olduğumda tekrar hayatıma soktum.Şimdi onu görünce kalbim deli gibi atmıyo, ne bileyim Face'de bir şey paylaşınca beğenip yorum atma isteği ya da onunla konuşma isteği duymuyorum.

Aşık olunca bu hayattan çıkartma olayı 2 ay sürüyo, sadece "isteyince" 3 eğer iyi arkadaşınsa 5 gün sürebiliyo. Şimdiiii, iki tane kişiyi "istenenler " listesinde çıkartmam gerekiyo, biri 5 gün boyunca konuşulmayacak adam (onu daha iyi tanıdığım için kaç gün konuşmama gerektiğini kestirebiliyorum ) diğerini de ilk önce bakalım bi 2 gün deniycez olmadı 3 olmadı beş gün hayatımıza sokmayız.


Sakın aptalca olduğunu düşünmeyin, yaşamak için böyle şeylere ihtiyaç duyuyo insan. Ve %100 işe yarıyo. Tavsiyelerimi vee saygılarımı sunar yazıyı da burda bitiririm.




Not : Ben bu gifte Scott  oluyorum.
Dip not : Scott baştan ikincisi.


Söylemeden geçemiycem : İki gün önce kanka olmaya çalışan ve olduktan sonra konuşmayıp trip yapıp sıkıcı davranan arkadaş ALLAH BELANI VERSİN !

7 Ağustos 2011 Pazar

Şöför amcaya saygılar.

Bi şeyler yazıcaktım ama gerizekalı Mozilla geç açtı yeni kayıt sayfasını unuttum. Oruç tutuyorum ve açım, susamam ben hiç ama açlııııkkk ölmek üzereyim. Sanırım ağlamak insanın karnını doyuruyo. Bi film izledim ve ağladım yani bunalımda değilim . Hep bunalımda olurum ya, neyse.


Bu gün yazasım varr, sanırım çokça yazasım var.Çok aptal ve acınası bi haldeyim, böyle her boku söyleyen hep doğru konuşan çocuklar gibi. Ne konuşucam, ben aşıktım ya artık değilim eminim bu sefer.


Anladım ki aslında insanlar beni seviyolarmış ,neden insanlar beni savmiyo sanıp bunu diretiyodum ki ben. Beni herkes sever. Yani herkes değil, beni ben gibi kabul edenler. Ben zor bi insanım aslında. Zor olmak gerek, yaşamak için ve ezilmemek için. Gerçi ben bazı durumlarda zorumdur, çok salağım dimi sustum.


Arkadaşlarımı seviyorum, şunu dürüstçe söyleyebilirim ki ilk defa hayat güzel gidiyo. Garip bi şey bu tabii,alışkın değilim sonuçta.

Onur sana burdan segilerle eğer okuyosan gülümse.


Ne yazdığımı siz biliyo musunuz ? Ben bilmiyorum. Tek bildiğim tramvaylar garip yerler, ve sabahın köründe binmek zorunda kalırsanız sakın haa kısa şort giymeyin. Eğer istanbulda yaşıyorsanız tabii. Gerçekten iğrenç kokuyolar ve, otobüsü tercih ederim genelde kötü kokmaz. Minibüsler de bazen kötü bazen güzel kokar. Eğe kötü kokuyosa iki adım yürümemek için bindiğiniz minibüs yolculuğunuz hayatınızın en kötü dakikalarını geçirmenize neden olur. Eğer minibüse kısa etekle binecek olursanız yanınızda büyük bir çanta olsun, sizin için en iyisini söylüyorum. Bence cam kenarına oturmayın çok salak bi şey, ve size bi tavsiye sakın çarşaflı bi kadını "bir öğrenci uzatır mısın ? " diye dürtmeyin uzatmaz, bakırköy de uzatmaz, haznedar hiç uzatmaz.


Bi keresinde bi minibüse binmiştim, söför tam bi manyaktı , aklıma her geldiğide ne tatlı adamdı diye iç geçiririm. Bi kere beşiktaşlıydı aslan amcam. Bütüüün miniüs bjk bişileriyle kaplıydı. Güzel kokuyodu. Ve 10 dakikalık yolculuğum boyunca hep konuşup küfür etti, durmaksızın bağırdı. Yolcularla muhabbet etti veee küfür etti küfür etti. Çok gülmüştüm, sonra bi gün tekrar onun minibüsüne bindim. Sanırım ondan daha tatlı ve daha samimi bir minibüs şöförü göremezsiniz.

Yeni minibüsler çıktı, biz onlara karizmatik minibüs diyoruz. Eğer yürümek istemiyosanız, ya da durak kaçırmak, o minibüslere binmeyin sakııın ha. Çünkü koltukları o kadar rahat ki kendinizden geçiyor , resmen gözünüz açık uyuyorsunuz ve koltuktan kalkamıyosunuz. Siz bizim boklu minibüslere binin, kıçınız acısın kalkmak isteyin geç kalmayın yürümeyin.



Minibüsteki çocuklarla bağ kurmakta çekinmeyin, bundan hoşlanırlar. Onlara kaş göz yapın, eğer gayet piç bir anneleri varsa telefona bakın.


Sizde benim gibi arkadaşlarıyla karşılaşmaktan nefret eden manyaklardansanız, telefona bakmak süper bi çözüm. Onları görmemiş gibi. Eğer arkanızdan seslenecek kadar gerizekalı bir arkadaşsa yapabileceğim hiçbir şey yok.


Minibüste arkadaşınızı görürseniz yanına oturmayın, vallahi. Ve en kötüsü de ne biliyor musunuz ? Minibüste öğretmeninizi görmek. O durum var ya tam sikilmelik bi şey.




Minibüse nerden geldim bilmiyorum canlarım, gerçekten. Size canlarım demem sinirinizi bozdu mu, özür dilerim bi daha demem. Bazı insanların bozar da, bi de bazen kro kro insanlar der ya canııım filan diye. Ben kro değilim lan. Lan dedim bak ehehe, her neyse görüşürüz.





Not :
Bu yazıyı yazarken bi saç telim rahmetine kavuştu.

5 Ağustos 2011 Cuma

Bakın bu da pembe, ehehe.

Bakıııın, bloğumu pembe yaptım. Sakın ha çirkin olmuş demeyin, olmazsa sonra değiştiririm çok heveslendim şimdi eheh. Sadece başlıkları yaptım zaten.

31 Temmuz 2011 Pazar

bakıııııııııp bakııııııııııııp.

Ben her gün bloğa girip bakıııııııııp bakııııııııııııp hiçbi şey yazmadan çıkıyorum.

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Ne cesarettir bu herifin resmini koydum, herif dedim kızmayın öhhöööh stres oldum.

"Oha abi ben seni Ünlü Olmayan Taşlarda gördüüüm" diyemedim hacı yüzüne,bu kadar eziklik olamaz çünkü akshdahdaksd. Şoklarda ve gülme krizlerindeyim, bi aralar Berfinle ünlü olmayan taşlardan çocuk beğenip birbirimizi etiketleyip çok yakışıklı laaaaaan diye abaza abaza bağrınıyoduk.


Açtım bloğu dedim ki "bi yorum olsun arkadaş,hasret kaldık" bi baktım son yazımda bir yorum,mutluluk nidaları filan. Tıkladım açılmıyo,tıkladım açılmıyo gıcık oldum. Neyse en son açıldı Modafobik diye biri yorum yapmış,ilk önce "abi madem yorum yaptın izle mk" diye içimden küfür ediyorum bloggera. Kesin ergen bi kız, çünkü ünlü olmayan taşlardan bi çocuğun resmi var resminde,hem de benim en beğendiğim çocuk. Baktım hani kimdir bu sonuçta yorum yapmış bi de Ü.O.T da en çok beğendiğim çocuk var resminede filan. Abi açmamla ne göreyim ÇOCUĞUN KENDİSİymiş o sjdhaksdjakshdasd. :D Şoklardayım,hahahah .Hemen berfine anlatmaya kalktım ama mal yine engellemiş beni. Ablama anlattım ben de o da oha çocğuğun 1000 küsür izleyicisi var sana yorum mu attı tepkisini verdi,ablacım ben bunu unutmuş ve büyülenmiş durumdayım ahhh ahhh. sakdjsdhagshas. :D Hayır yani bloğu okuycam şap çocuğun resmi,arkadaşım ben bu resimle bakmakla meşgul iken yazıyı nası okuyobilirim ki. Neyse 1000 küsür kişilik bir insan bloğuma girip okuduğu için mutluyum o çocuk olduğu için daha mutluyum, bi şey değişmedi gerçi ama eğlenceli yazıları ver. Bir anti <3 kadar  olmasada. Bu arada anti sen duymasanda HAYRANIM SANAAA !!!!

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Sevgi ve saygılarımla

Çok yorgunum beni bekleme kaptan,
Seyir defterini başkası yazsın.
Kubbeli çınarlı mavi bir liman,
Beni o limana çıkaramazssın.

                                                   Nazım Hikmet.






Hatırladığım kadaryıla böyleydi şiir, çok yorgunum beyleeeerr çok. Hayatım normal geçiyo,şu an kendimi boşluk bırakmaktan aciz hissediyorum. Sizi seviyorum, kenimi sevmiyorum,annemi sevmiyorum,onuru sevmiyorum. Sevgi ve saygılarımla.

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Kendimi, anlatamıyorum. Hâlâ.

insanlar beni dinlesin istiyorum

Hep konuşan konuşan konuşan ve anlatan arkadaşlarım var, bunu size söyledim mi bilmiyorum ama emreyi facebook'ta ekledim sonunda. Berfinle de barıştım veee, beni bi seçim yapmaya filan zorladı ama gerçekten bazen seçimin o olmaması gerekiyomuş gibi geliyo. Kitap okuyorum, bol bol bol okumalıyım, kendimi kitaplarda bulucam sanırım, kendimi kitaplarda bulmalıyım kendimi bulmalıyım evet. Ya da şarkılarda.Sanırım biraz yalnızım, ya da çok fazla yalnız değilim.İçimi dökmeliyim ama ne dökeceğimi bilemiyorum.Aslında ben çok boşum, insanlar benimle konuşmak istemiyo. Söylediklerim dinlenmiyo ve  pek umursanmıyorum. İnsanlar beni susturmaya çalışıyo, bazıları sessizce bazıları can yakarak yapıyo bunu yüzüme yüzüme bağırarak. Bana "yasemin, susucak mısın ?" demeleri pek hoş değil, geçen gün bunun için gerçekten ağlayabilirdim. Nasıl bi insan olmalıyım, insanlar ne derlerse desinler kendim mi olmalıyım ,yoksa şu zamanlarda zaten kendim gibi davranmadığım için mi susturuluyorum ? Benimle konuşanlar, ve benim konuştuklarım. duyduğum "yasemin işim var" "yasemin başkasıyla konuşuyorum" feryatları.Farklıyım, farklı olduğumdan mı susmalıyım ? Susmak istemiyorum,insanlar beni dinlersin beni önemsesin istiyorum. Değerli olmak istiyorum .Sevilmek istiyorum, benken sevilmek istiyorum. Mutlu olmak istiyorum, mutlu edilmek istioyrum.İnsanlar bei "anlasın" istiyorum,insanları anlamak istiyorum ben çok şey istiyorum. Beni önemsediklerini sandıklarım,beni sevdiklerini sandıklarım,beni dinlediklerini sandıklarım aslında bunların hiç birini yapmıyolar. Dibe vurmam mı gerek, tayler'ı mı dinlemem gerek. Yoksa devam edip heep yalnız kalmam mı gerek. Ağlamak istiyorum, insanlar beni dinlesin istiyorum olmuyo olmuyoooo. Hep aynı şeyleri söylüyorum sanırım ama bana gerçekten çok koydu. Etrafımdakiler yalandan ibaretken ,çok çok çok...

17 Temmuz 2011 Pazar

Bu gün Allah babayla aramızda şöyle bi dialog geçti :


Tanrım, senden nefret ediyorum. Neden hayatımı hep mahvediyosun. Tamam hadi senden nefret ettiğimi söyledim, araba çarpsın gözüm çıksın öliyim. Öldür beni cennetine de almazsın biliyorum, bu genç yaşımda cehenneme gelmeye niyetim yok.O zaman, Tanrım seni seviyorum.

-.-

Annemden nefret ediyorum, babamdan nefret ediyorum, hayattan nefret ediyorum. Yolda yürüyoruz annemle babam kavga ediyo ve ben de onları tanımıyomuş gibi ilerliyor,kimseyi sallamıyorum.


D&R'a gittik kitaplara baktım bir sürü kitap seçtim ama almaya bile yeltenemedim. Annem ömer hayyam kitabı seçmişti benim için çoktan. Bi tanesini ağlaya yakara aldırdım, diğerleri içimde kalarak el salladı bana.

Telefonum yasaklandı sanırım annemlerle değil telefonla konuşuyomuşum, sıkılıyorum bunaklar sizden napabilirim. Üf lan ÜÜÜÜÜFFFF !!!!!

15 Temmuz 2011 Cuma

Her neyse işte böyle. (resimde sirius black olmasının nedeni ailesini sevmemesi ve annesinin çok bağırmasıdır, gerçi ben ailemi severim ama olsun)

Az önce ablamla annem kavga ediyolardı, annem ablama küstü. Yani annem genelde küser ve konuşmaz. Ablam anneme onunla küsmesin diye o kadar çok yalvardı ki ,tayyibi asmaya kalksalar vereceği yalvarma tepkisi ablamınkinin yanında hiç olurdu. Dedim ya annem her kavgada küser, yani bu benim başıma da gelir. Ama ben hiçbr zaman anneme benimle barışması için yalvarmam.


Annemle ablam kavga ederken ben bunu düşünüyodum. Annem bana küsünce ona nefretlerimi gayet sesli bi şekilde sunar, yasemin sana küstüm tepkilerini duyar ve cevap olarak da küsersen küs derim. Sonra tekrar düşündüm nasıl barıştığımızı , hiçbir zaman ben ondan özür dilemem annem gelir konuşur ve barışırız. Sonra biraz daha düşündüm, emre'nin ya da ceyhun'un bana yaptığını ben anneme yapıyodum. Emre'nin okumayacağını bildiğim için içim rahat. Her neyse, gidip konuşmaua çalışıyo komik komik şeyler söylüyo sorular soruyo, yani barışmak istiyo ama özür dilemiyodum. Onlar da bana hep aynısını yapar, sonunda ben döner ve barışırım . Bu olaydan buu kadar nefret ediyoken başkasına yapmam bi an garibime gitti, ama yine de özür dilemeyi sevmediğim tek insan hâlâ annem, bi de emreden hiç özür dilemedim sanırım, yok yok diledim evet. Her neyse işte böyle.

Bu arada burdan Mia'ya sevgilerimi gönderiyorum sayesinde Chuck Palahniuk okumaya başladım ıı.. güzel yani. :D

14 Temmuz 2011 Perşembe

olay yapma mal.

Hayatımda büyük bi değişiklik oldu bugün. Bloğun yazı tipi değşti bakın, her zamanki gibi bloğa ihanet etmişim gibi hissediyorum. Sadece yazı tipini değiştirdin lan, olay yapma mal.


İpip blog açtı, yani ben ona açtım salak kendi beceremedi. Ama yerim lan ben onu oyyyyyy. <3 :D

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Ge ge ge ge geo geometri.

Çok iyi tanımadığım insanları daha çok seviyorum, yani her gün onun hakkında yeni bi şey öğrenyirosun ve onu çözmek için çabalıyosun. Bi bakıyosun ki aynı şarkıcıları severmişsiniz, mutlu oluyosun sonra dost.

Geometri gibi,uğraştırıcı ama ama bi o kadar eğlenceli. Hem de o kadar eğlenceli ki müptela yapan. Zor geometri sorularını çok severim, saatlerce uğraştığım sorular olmuştur ve bıkmadan ve pes etmeden ve usanmadan ve hâlâ mutlu, sonunda çözdüğümde ise resimlerini çekerim yanına kalpler koyarım öperim bazen çığlıklar atar anlatıcak insanlar bulur "bu soru zor gözüküyodu ama bak büttün gizem şurdaymış" derim.

İşte bazen en önemlisi insanın içindeki gizemi çözmektir,ve en en sıkı bağlayanı da. Ama bazen insanları çözmek cesaret kırabiliyo. Geometri sorumun yanına kalp koyup bıraktığım gibi onun yanına da küçük bir kalp iliştirip bırakıyorum. İnsanları çözmek cesareti kırar, çünkü cesurca bi adım atıp ona daha sıkı tutunmaya yeltendiğin ya da onu geri istediğin zaman yapacaklarına ne cevap vereceğini bilirsin. Ve bu cevap pek de hoş değilse,yani emin olduğun şey arkandan sana salak diyeceği ise işte bu geri isteme adımını atamamana sebep oluyo.


Peki ya işlem hatası varsa, peki onu tam çözemediysem. Hayır ben tüm geometri sorularını çözerim elimden kurtulamazlar. Malesef şu hoş adımı atamıycam, gülüm seninle barışamıycam, en azından insanları geometri sorularına benzetmeyi bırakana değin bay bay.

koca burun yaptım. çirkin ol kızım. anne sorunun ne be.

Yeşil gözlü kızlar, ve güzel kızlar. Ve onun aşık olduğu kız. Ve o. Ve... umrumda değilsiniz pek.

9 Temmuz 2011 Cumartesi

İSTİKLAL BENİMDİR BENİM OLACAK !

Yazamadığımın farkındayım, en zon yazımın bi mim olmasının üzgünlüğü içerisinde olduğumdan bu yazıyı yazıyorum. Mimleri sevmediğimden değil ama çooook da delisi değilim. Her neyse. Sanırım hayatım gayet normal yani bilemiyorum. Deliler gibi çikolata, cips , bisküvi yememin dışında bi sorun yok. Ama çikolata yemeden duramama evresine geldiğimden sanırım biraz şişmanladım, been her zaman zayıf olmuşumdur ve bu yüzden hiç tartılmam umrumda olmaz. Ama kendi yoğun isteklerim sonucunda voleybolu bıraktım ve annemin -sanırım beni tekrar voleybola başlatmak için- popon büyümüş baskılarına dayanamıyorum. Hemen spor yapmaya başlamam gerek, aslında voleybola geri dönmeyi dahi düşünüyorum . Şişko ve göbekli olmak istemiyorum, hele çirkin olmak hiç. Sıkıcı bi dönemden geçmekteyim anlıycağınız. İstemediğim bi şeyi zayıflamak için yapmalı mıyım ? Gerçekten ilgilenicek ve mesgul olucak şeylere ihtiyacım var. Oturup arkadaşlarımla konuşamıyorum bile çünkü ben arkadaşlarımla görüşmeme dahi -dışarda- izin vermeyen bi anneyle yaşıyorum. Kafamı yorabileceğim, uğraşabileceğim değer verebileceğim hiç bir şey yok. Sanırım haala kendimi tanımıyorum (amınakoduğumun dil kurumu şapkalı a istiyorum ben piç). Ben ne istiyorum, neyde yetenekliyim, hayata şekil vermek çok zor. Düşündümde dinlediğim şarkıları gerçekten de seviyo muyum ? Hiç bi soruma cevap veremiycem, evdeki tek sakızı da azıma attım. Bazen onu bile arkadaş olarak görebiliyorum. Manyak bi durumdayım dostlarım, insan kendini nasıl tanır ki ? tarzını nasıl belirler, ne dinliyeceğini,ne sevdiğini nasıl anlar,en sevdiği rengi,en sevdiği oyuncuyu ? Kafaaam öyle karışık ve duman ki, bazen sevilmek istiyorum, insanlar beni sevsinler ne bileyim değerli olayım ve bunu kendim olarak başarayım. Tercihlerimi tek başıma bir "birey" olarak yapayım mesela. Aşık olayım ya da daha çok ihtiyacım olan şey, aşık olunayım. Bi keresinde arkadaşım (onur keşikci'ye burdan saygılarımla) ben aşık olunmak istiyorum demişti. O kadar çok gülmüş ve o kadar çok dalga geçmiştim ki (yüzüne karşı değil) anlatamam, ama demek ki sevgi ve aşk bazen bi ihtiyaç. Anlıyorum ki tek başına aşk denen şey çok yorucu ve onun güzel karamelimsi tadının canımı yakmaması için yanında bi çikolataya ihtiyacı var ki bayağı olmasın. Yalnız bi köpek gibi ıslağım,ve canım yanıyo. Aşk aşk aşk , sen mahvedilesi gereken iğrenç bi şeysin, ve sanırım sonsuza kadar tadın hep bayağı olucak çünkü karamel hiç çikolatayla buluşamıycak,en azından benim hayatımda. Ve sanırım gerçekten aşık olduğumu bildiğim tek insana burdan sesleniyorum İSTİKLAL BENİMDİR BENİM OLACAK !

7 Temmuz 2011 Perşembe

QueenE tişikür. :) kalp.

Mimin Konusu: Evde yangın çıksa ve sadece bir eşya kurtarma şansımız olsa neyi kurtarırsınız?


Evde yangın çıksa ve sadece bir şey alacak olsam ilk önce harry potter ve azkaban tutsağını kurtarırdım arkadaş, zaten 7. kitabım kayboldu 3.sü bana kalsın. Eğer ikincisi üçüncüsü olursa koşarım şiir defterlerime, hatta şu an karar verdim şiir defterlerimi bi çantaya koycam özel durum halinde kapıcam onları , lan hatta azkaban tutsağını da koyam o çantaya o çantayı kapıp giderim. Bilemezsiniz ki o azkaban tutsağı ne değerli şey yanmasın lan, nazım hikmetin kitabı bi de ilk şiir kitabım, martı sonra en değerli kitaplarımdan bi de bu hafta fight club posteri alıcam onu da kurtarmak için kendimi yakarım. Oha Tibet'in Gizli Hazinesi'ni unuttuğumu düşünsenize, nerde ki o kitap. Ablama aldırttırıcağım bi kaç yeni kitap, sanırım sunay akına kıyamam o da gelsin. Suat liderin imzası,annem o mendili çöpe atmış olabilir.İki tane de anı kutum var evet bunlar yeterli. Ama öncelik tabiiii ki de Azkaban Tutsağında. <3


Mim yazıp kimseyi mimlemem ben normalde ama öyle olmasın. <3

Nameless
Mia
Aylak Kadın
mefisto

5 Temmuz 2011 Salı

İpeeğtoş. (heycanlandım lan)

Bu gün ipeeğtoşumun doğum günü. İpeğtoş, yazıya şöyle başlamak istiyorum İYİ Kİ VARSIN LAN ! Seni çok seviyorum bende pembelerin sembolü olan kız. Pek sorgulamayan aptal ipek. Düşündüm de ne kadar da aptalız ne güzel lan. Hiçbir şey düşünmeyelim zaten, ama yoook biz düşünürüz nerde saçmalık varsa ipeğtoşumla birlikte orda biteriz. Bi doctoruz. Aslında o tam doctor değil ben Çakma doctor o Çaylak doctor. Evet aynen öyle doktor değil doctor diyorum çünkü şu Doctor Who olaylarından bi şey bu. Ayrıcaa biz ipekle evden kaçıcaz evet. Saçma sapan programlar izleyip doğada aç kalırsak ne yiyebiliriz filan diye öğreniyoruz. Saçma sapan da sözlerimiz var mesela :

-Nasılsın ?
+Adam gibi.
+Nazım hikmet gibi.
+Can yücel gibi.

Hatta bi keresinde nasılsın sorusuna verdiğim adam gibi cevabına karşın o da kadın gibi olmuştu ve bir aile kurmuştuk. Çocukları filan olmuştu. Ve bi keresinde benim "ben bugün pembeyim" demem üzerine o günden sonraki her gün ipek bana bu gün ne renksin diye sorar ve o rengin neyi ifade ettiğini öğrenmeye çalışır oldu. Hani vardı ya benim şu kelebekler nasıl ilişkiye giriyo sorum , işte bunun cevabını manyak gibi aradık nasıl ürediklerini öğrendik ama ilişkiye nasıl girdiklerini öğrenemedik. Sırf bunun cevabı için bir gün biyoloji profesörü olabiliriz diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Açıkçası biz süperiz. İpeğin en sevdiğim yanı da şu ; ona eğer çok güzelsin dersen "saçmalama sen bana bin basarsın" der, ben de ona" asıl sen saçmalama"derim ve sonuç olarak kimse güzel olmaz. Ona çok coolsun dediğinde hayatta kabul etmez, asıl sen coolsun der ben de kabul etmem sonuç olarak tek cool olan Doctor Who olur. Sanırım onu çok seviyorum, sanırım o benim için çok değerli. İpek bunu okuyosun ve bu kadar çok romantizme alışkın değilsin biliyorum ama sanırım bu yazıda odun olamıycam. Çok tatlısın abi biterim ben sana, seni görsem anında deliler gibi sarılırım. Sana bi şarkı hediye de etmek isterdim ama sen yani şarkı yetmez sana. Her neyse doğum günün kutlu güneşli benli filan olsun. Seni çok seviyorum lan daima pembe kız. Ay anam benim baykuşuuuum bıdık bıdık. Doğum gününü öperim doğmasan kimlen gaçardım la ben.Beni tamamlıyosun gibi romantik şeylere giresim geldi ama biliyosun ben pek öyle şey değilimdir hani. eheh. yine de abi gel öldür beni lan ay luv yo. :D

Tamam yeter bu kadar romantizim bayşo. :D <3

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Napıcam ben allahım.

Yarın ipeğin doğum günü, bi şeyler yapmam gerek özel olması gerek mükemmel bi yazı yazmam gerek bugün yazıp yarın yayınlıycam ve ona da göndericem. Çok heycanlandım ona bi baykuş resmi çizmem gerek. söze vermiştim ve bir de bonibon. Napıcam ben allahım.

3 Temmuz 2011 Pazar

Ama doğru söyleyin ulan.

Kuzenim bana " izleyicilerin seni seviyo mu ?" dediğinde düştüm bu ikileme . Lan benim bu blogdan başka hiç bi şeyim yok, nasıl olurda sizin beni sevmeme, yazılarımı sıkılarak okuma ihtimaline katlanırım.Böyle bi ihtimal bile olamaz, yani en azından olmasa iyi olur (:D). Ben de dedim ki en iyisi ben bunu üyelerime sorayım.Hah ne dersiniz ben çok mu sıkıcıyım, berbat mı bu blog. Depresif olmıcam tamam.Ama doğru söyleyin ulan.

Bu günün resimlerini yiyip bitirelim. :D

Eve döndüm bana bağıran bir kuzen, yasaklanan resim indirmeler ve aptal klavyeler yok. Her neyse değiştirmeyelim konuyu, ya da bırakın değişsin. Mutluyum çünkü, anladım ki gerçek arkadaşlarım varmış. Nazo çağdaş gibi. Mutluyum, nazoya ben okuluymu değiştiricem gibi uzun çığrışlardan sonra gitmiş mal ,çağdaşa anlatmış. Çağdaş bana kızdı, ben de arkadaş dedim herkes bana cephe almış. Olsun dedi biz de onlara cephe alırız. Sonra biz de buna karar verdik işte. Şimdi devrimci haraketler planları yapıyoruz.Kafayı yemiş haldeyiz. 1 Mayıs planları başladı bile düşündüm de çok var lan mayısa biz neyin çabasındayız. Çok mutluyum ama lan. Saçma sapan evden kaçma planları mal mal işler, çağdaşı babama sevdirme çalışmaları filan. Aslında babam herkesi sever de çağdaşı fazla sevse iyi olur.Nazoyu herkes sever zaten, ona karşı bi şüphem yok. İlk defa mutlu yazdım size. Bu arada İstanbulumu o kadar çok özlemişim ki böyle havasını yutasım geliyo. SEVİYORUM BU ŞEHRİ!! benim lan burası. Hadi görüşürüz sonra sevdim sizi. :D

1 Temmuz 2011 Cuma

:'(

Kırk  kişi olana kadar yazmıycam lan, küfür ediyorum içimden ne diye izlemekten vazgeçtin biri !? kim olduğunu da çözemedim.

-.-

Şu blog 40 kişi olana kadar uyku yok bana. -.-

akşam tekrar yazarım belki. -.-

Bloğumun 39 kişi oluşunun acısını çekiyorum. 40 kişi olsa nolur ulan söyleyin, yalan yapmayın şimdi siz de yaparsınız bu pazarlıkları da bi tek ben yazıyorum çakallaaaaaaarrr tanımaz mıyım ben sizi eşşekler. :D İnsanlara eşek demek çok tatlı bi şey ciddiyim.Bu arada sonunda Onur Keşikci bana mesaj attı mutluyum. Lan arkadaşlarımla kavga ettim diye de çokça pişman oldum napsam bilemedim şimdi. Özür mü dilesem, evden aramam gerek çünkü engellediler beni facebook'tan sonraaaa emreyle de kavga ettim çünkü bloğunu izlemekten vazgeçtim kızdı filan bi ara talhayla kavga etmiştim ama özür diledim ondan. Ama sonuç olarak iş berfinde bitiyo yani berfine küsersem eğer ceyhuna arasa emreye şevvalle ve daha nicesinee küsmüş oluyorum, bu da demek oluyo ki arkadaşım olan herkesle küsüm. Evet anlayın artık seneye okul değiştirmek farz oldu.Üzüldüm hüzünlendim şu an yalnız hissettim kendimi. Her neyse been her şeye rağmen mutlu olabilirim ama eve döndüğüm anda annemle şu okul değiştirme konusunu konuşucam. Hala eve caaanım istanbuluma dönememiş bulunmaktayım üzgünüm mutsuzum İSTANBULUMU verin banaaaaaa. Yazık lan bana pcmi verim bu dizüstü şeysisi çok sıkıcı . Ablamı da özledim çok , köpek ışıl. Hee bu arada ben bursadayım. Amma aptalım lan anılarımı anlatcağğma mal mal konuşuyorum. Anılarım sıkıcı bence neymiş ağaca tırmanmışım her allahın kulu tırmanıyo ağaca. Ben tanıyın artık konudan konuya çekirgeyim ben. Bakın bak başkasının bilgisayarına resim de indiremiyorum olmuyo yani. Bu günkü resmimiz Léon'dan olacaadı. Yani olucak çünkü insanların bilgisayarlarını mahvedip resim indiricem ben ehehe. Yaaaaaa kuzenim başımda yazamıcam bebeler resimleri yükleyip gidiyorum akşam tekrar yazarım belki. -.-




NOT : yazının sonu pek güzel olmadı...

Evet dersin.

Bakın insancıklar size gelip beni izleyin filan demeye utanıyorum ama yani şöyle madem yorum filan yazıyosun izlesen fena olmaz sanki heh ne dersin ?

30 Haziran 2011 Perşembe

BİRDEN FAZLA DÜNYA VAR !

Ayrı dünyaların insanlarıyız.

Tamam sustum yayınlıyorum.

Okuldaki bütün arkadaşlarımla küstüm beyler, şu aşık olduğum çocuk vardı ya artık yok o. Çok şeyler geçti 10 günde üstünden artık yalnız bi manyağım üç beş arkadaşım var. Aaama yine de mutluyum lan, biraz pişmanım ama olsun napıcaksın bu da böyle olsun dimi yaani. Çok boş konuştum biliyorum yazıcak bi şeyim yok çünkü ama yazmak istiyorum, durun resim arıycam ben eğlenceli o. :D Heeehheeeeh buldum bakın resim çok da güzel. Sanırsam bu alemde en boş yazı yazan blog yazarıyım.İnsanlar bi şeyler yazmadan önce düşünüyolar konu buluyolar konu hakkında konuşuyolar mutlu oluyolar filan. Ben ne yazıyorum ot çöp  bok. Sevmeyin siz de beni ühühühühühühüüh depresif bi blogger oldum yine istediğiniz bu muydu HA !!!



Evet sevgili okurlarım az önce bi bloggerın cinnetine şahit olduk hep birlikte. Ben haaalaaa saçmalıyorum böyle bayağı bayağı ya ben yani yaaaaaa ne saçma bi şey oldum ben bakın bunu taslaklara mı kaydetsem yoksa yayınlasam mı , belki yayınlarım belki belki . Tamam sustum yayınlıyorum.