7 Ağustos 2011 Pazar

Şöför amcaya saygılar.

Bi şeyler yazıcaktım ama gerizekalı Mozilla geç açtı yeni kayıt sayfasını unuttum. Oruç tutuyorum ve açım, susamam ben hiç ama açlııııkkk ölmek üzereyim. Sanırım ağlamak insanın karnını doyuruyo. Bi film izledim ve ağladım yani bunalımda değilim . Hep bunalımda olurum ya, neyse.


Bu gün yazasım varr, sanırım çokça yazasım var.Çok aptal ve acınası bi haldeyim, böyle her boku söyleyen hep doğru konuşan çocuklar gibi. Ne konuşucam, ben aşıktım ya artık değilim eminim bu sefer.


Anladım ki aslında insanlar beni seviyolarmış ,neden insanlar beni savmiyo sanıp bunu diretiyodum ki ben. Beni herkes sever. Yani herkes değil, beni ben gibi kabul edenler. Ben zor bi insanım aslında. Zor olmak gerek, yaşamak için ve ezilmemek için. Gerçi ben bazı durumlarda zorumdur, çok salağım dimi sustum.


Arkadaşlarımı seviyorum, şunu dürüstçe söyleyebilirim ki ilk defa hayat güzel gidiyo. Garip bi şey bu tabii,alışkın değilim sonuçta.

Onur sana burdan segilerle eğer okuyosan gülümse.


Ne yazdığımı siz biliyo musunuz ? Ben bilmiyorum. Tek bildiğim tramvaylar garip yerler, ve sabahın köründe binmek zorunda kalırsanız sakın haa kısa şort giymeyin. Eğer istanbulda yaşıyorsanız tabii. Gerçekten iğrenç kokuyolar ve, otobüsü tercih ederim genelde kötü kokmaz. Minibüsler de bazen kötü bazen güzel kokar. Eğe kötü kokuyosa iki adım yürümemek için bindiğiniz minibüs yolculuğunuz hayatınızın en kötü dakikalarını geçirmenize neden olur. Eğer minibüse kısa etekle binecek olursanız yanınızda büyük bir çanta olsun, sizin için en iyisini söylüyorum. Bence cam kenarına oturmayın çok salak bi şey, ve size bi tavsiye sakın çarşaflı bi kadını "bir öğrenci uzatır mısın ? " diye dürtmeyin uzatmaz, bakırköy de uzatmaz, haznedar hiç uzatmaz.


Bi keresinde bi minibüse binmiştim, söför tam bi manyaktı , aklıma her geldiğide ne tatlı adamdı diye iç geçiririm. Bi kere beşiktaşlıydı aslan amcam. Bütüüün miniüs bjk bişileriyle kaplıydı. Güzel kokuyodu. Ve 10 dakikalık yolculuğum boyunca hep konuşup küfür etti, durmaksızın bağırdı. Yolcularla muhabbet etti veee küfür etti küfür etti. Çok gülmüştüm, sonra bi gün tekrar onun minibüsüne bindim. Sanırım ondan daha tatlı ve daha samimi bir minibüs şöförü göremezsiniz.

Yeni minibüsler çıktı, biz onlara karizmatik minibüs diyoruz. Eğer yürümek istemiyosanız, ya da durak kaçırmak, o minibüslere binmeyin sakııın ha. Çünkü koltukları o kadar rahat ki kendinizden geçiyor , resmen gözünüz açık uyuyorsunuz ve koltuktan kalkamıyosunuz. Siz bizim boklu minibüslere binin, kıçınız acısın kalkmak isteyin geç kalmayın yürümeyin.



Minibüsteki çocuklarla bağ kurmakta çekinmeyin, bundan hoşlanırlar. Onlara kaş göz yapın, eğer gayet piç bir anneleri varsa telefona bakın.


Sizde benim gibi arkadaşlarıyla karşılaşmaktan nefret eden manyaklardansanız, telefona bakmak süper bi çözüm. Onları görmemiş gibi. Eğer arkanızdan seslenecek kadar gerizekalı bir arkadaşsa yapabileceğim hiçbir şey yok.


Minibüste arkadaşınızı görürseniz yanına oturmayın, vallahi. Ve en kötüsü de ne biliyor musunuz ? Minibüste öğretmeninizi görmek. O durum var ya tam sikilmelik bi şey.




Minibüse nerden geldim bilmiyorum canlarım, gerçekten. Size canlarım demem sinirinizi bozdu mu, özür dilerim bi daha demem. Bazı insanların bozar da, bi de bazen kro kro insanlar der ya canııım filan diye. Ben kro değilim lan. Lan dedim bak ehehe, her neyse görüşürüz.





Not :
Bu yazıyı yazarken bi saç telim rahmetine kavuştu.

1 yorum: