Kafam çok karışık, buraya istediğim her şeyi yazamadığım için sevmiyorum bazen. Yeni bi blog açayım diyorum, kimse bilmesin ve yalnız ben olayım... Ama o kadar çok "ben" var ki burda, hayatta kıyamıyorum.
Her gün blog yazan insanlar hoşuma gidiyo, ben her gün yazacak kadar çok şey yaşamıyorum. Döktüresim böyle manyak gibi yazasım olan günler yazdıklarım çok saçma oluyo. Ben kısa yazayım öz yazayım.
Ben iyi bir arkadaş değilim. Ve benim hiç iyi arkadaşım yok.
Özlerken ne de çok üşür insan.
Beni tanıyo musunuz ? ne garip şuan düşündüm bunu. Belki de en çok siz tanıoysunuz ,belki de en az.
Lalaaaay lay lay lllalalallalalalaaay.
25 Eylül 2011 Pazar
21 Eylül 2011 Çarşamba
Yağmur altında ıslandım, en çok ben ısındım...
Hayatın oldukça sıcak geçmesi... Arkadaşları olabildiğince yanında hissetmek, başını yaslayabilmek, kucağına uzanabilmek, sarılabilmek bazen, ne büyük bir huzurmuş meğer. Özlemiş miyim ? genelde çok bağırırız aslında biz, hap güleriz. Anlıyorum ki arkadaşlıklar çok değerliymiş, anlıyorum ki kimse nefret edilmeyi hakketmiyo.
Türkçe öğretmenimiz bi ödev verdi -daha ilk günden mal- , yazın hayatınızda neler değişti işte ne kararlar aldınız filan. Sınıfta okuycakmışız, bence özel bi şey bu okumak istemem. Ben de keserek yazıcam özel yerleri, ama burda sizinle de paylaşmak isterim. Sanırım yazın bloğumu takip eden birileri var ise biliyodur zaten, neyse başlayalım.
Güçsüz ve kırılgandım ben, hep güçlü olmak istedim kendimi öyle bilirdim ama değilmişim. Ben.. bu yıl... aşık oldum. Aşık oldum onun başka bi kızı sevdiğini bile bile. Aşkı yaşadım, ağladım bazen ; bazen o da seviyo dedim. Kafam karıştı, uzaklaştım, kitap okudum,kendimi bulmak için birinde, okudum.
Yaşamak için önce dibe vurmak gerekir. Bi kitapta okudum bunu, benim yaşımda biri ne kadar vurabilirse dibe o kadar vurdum. Battım battım, sanırım 1ay gibi bi süre mutsuzdum yalnızdım işkence ediyodum kendime. Uzaklaştım,elimden geldiği kadar dibe vurdum ve bir güneş gibi doğdum en sonunda. Yaşamak için, hiçbir şeysiz oldum. Anladım ki böyle yaşanıyor ancak.
Dedim ya güçsüz ve kırılgandım ben, kimse tutmazdı elimi. Kimseye hiç kimseye güvenmiyodum en küçük bir an bile. İnsanlar beni neden sevsinlerdi ki ? Ben berbat bir insandım,herkes benimle dalga geçmek için vardı, arkadaşız diyolardı ama iş çeviriyolardı. En azından ben böyle sanıyodum, o kadar değersizdim ki bazen kendimi inandırdım buna. Özgüvensiz yalnız bi kızdım ben yaz başladığında. Artık öylesine güçlüyüm ki, duvarlarımı yıktım ben ve başkalarıyla olan duvarları. Beni ben gibi, beni böyle, beni her halimle kabul edin dedim. Artık güçlüyüm, ve beni kabul etmeyenleri kabul etmeme kararını aldım. Güvenin huzurlu kollarına attım kendimi, yağmur altında ıslandım, en çok ben ısındım.
Kendimi seviyorum yetmez mi ? Ben hazirandan tutup eylüle getirdiğimde ipin ucunu, güçlü biri görüyorum, ben büyümüş bir kız görüyorum, deli dolu ama kararlı bir kız görüyorum, aşk dolu ama aşık olmayan bir kız görüyorum, hayatın yaşamaya değer olduğunu bilen bir kız olduğumu görüyorum, hâlâ umudum olduğunu biliyorum, alınacak dersler sorulacak sorular olduğunu bilen bir kız görüyorum, yağmurun tam ortasında alabildiğine güçlü bir kız görüyorum, huzurlu bir kız görüyorum, sıcak bir kız görüyorum, mutlu sonsuz mutlu bir kız...
Türkçe öğretmenimiz bi ödev verdi -daha ilk günden mal- , yazın hayatınızda neler değişti işte ne kararlar aldınız filan. Sınıfta okuycakmışız, bence özel bi şey bu okumak istemem. Ben de keserek yazıcam özel yerleri, ama burda sizinle de paylaşmak isterim. Sanırım yazın bloğumu takip eden birileri var ise biliyodur zaten, neyse başlayalım.
Güçsüz ve kırılgandım ben, hep güçlü olmak istedim kendimi öyle bilirdim ama değilmişim. Ben.. bu yıl... aşık oldum. Aşık oldum onun başka bi kızı sevdiğini bile bile. Aşkı yaşadım, ağladım bazen ; bazen o da seviyo dedim. Kafam karıştı, uzaklaştım, kitap okudum,kendimi bulmak için birinde, okudum.
Yaşamak için önce dibe vurmak gerekir. Bi kitapta okudum bunu, benim yaşımda biri ne kadar vurabilirse dibe o kadar vurdum. Battım battım, sanırım 1ay gibi bi süre mutsuzdum yalnızdım işkence ediyodum kendime. Uzaklaştım,elimden geldiği kadar dibe vurdum ve bir güneş gibi doğdum en sonunda. Yaşamak için, hiçbir şeysiz oldum. Anladım ki böyle yaşanıyor ancak.
Dedim ya güçsüz ve kırılgandım ben, kimse tutmazdı elimi. Kimseye hiç kimseye güvenmiyodum en küçük bir an bile. İnsanlar beni neden sevsinlerdi ki ? Ben berbat bir insandım,herkes benimle dalga geçmek için vardı, arkadaşız diyolardı ama iş çeviriyolardı. En azından ben böyle sanıyodum, o kadar değersizdim ki bazen kendimi inandırdım buna. Özgüvensiz yalnız bi kızdım ben yaz başladığında. Artık öylesine güçlüyüm ki, duvarlarımı yıktım ben ve başkalarıyla olan duvarları. Beni ben gibi, beni böyle, beni her halimle kabul edin dedim. Artık güçlüyüm, ve beni kabul etmeyenleri kabul etmeme kararını aldım. Güvenin huzurlu kollarına attım kendimi, yağmur altında ıslandım, en çok ben ısındım.
Kendimi seviyorum yetmez mi ? Ben hazirandan tutup eylüle getirdiğimde ipin ucunu, güçlü biri görüyorum, ben büyümüş bir kız görüyorum, deli dolu ama kararlı bir kız görüyorum, aşk dolu ama aşık olmayan bir kız görüyorum, hayatın yaşamaya değer olduğunu bilen bir kız olduğumu görüyorum, hâlâ umudum olduğunu biliyorum, alınacak dersler sorulacak sorular olduğunu bilen bir kız görüyorum, yağmurun tam ortasında alabildiğine güçlü bir kız görüyorum, huzurlu bir kız görüyorum, sıcak bir kız görüyorum, mutlu sonsuz mutlu bir kız...
14 Eylül 2011 Çarşamba
Ben aptalım galibai geceneyin böyle oluyo.
Ben yazmıyodum, özür dilerim. Iıı... Neden yazmadığımı bilmiyorum, neden bahsediceğimi biliyorum ama konuya nasıl gireceğimi bilmiyorum.Balıklama atlamayı bir türlü öğrenemedim babalar, ben çivileme takılıyım.
İnsanlar banyo yaparken şarkı söylüyo. İnsanlar banyo yaparken neden şarkı söylüyo ?
Bakın kaka yaparken bile yalnız değilsiniz, ses var yani.
Ama banyo yaparken tamaaamen sessiz bir ortamdasınız. Yalnızsınız. Neden bu sessizliği şarkıyla bozasınız ki ?!
Bazen suyun sesinden bile nefret ediyorum, insan saatlece oturabilir orda, sıcak su, güzel düşünceler. Arada annem banyoya giriyo çamaşırları makineden toplamaya filan geliyo deli oluyorum. Beniiii beniimle bıraaak.
Banyo yaapmayı, duş almayı filan sevmem ben. Saçlarım çok kıvırcık ve taraması uğraşması zor filan oluyo.
Geçen gün oturdum bloğa yazıcaklarımı düşünüyodum , ama unuttum hepsini. Bazen suyu kapatıyorum. Sessiz oluyo... Çok sessiz...
Düşünmek bazen yorucu, bize dediler ki çok düşünen delirir. Her şeyi düşünmeyi yasakladılar. Biz itaat etmeyi öğrendik. Düşünceleri söylemedik.
Kadın erkek eşitliği var ya, o aslında yok. Kadınla erkek hiçbir zaman eşit olmaz, baba erkeği dinler kız susar çünkü. Asiler çıkar kanatları kırık, ve bağırırlar. Benimki kırık değil. Babam bana sadece tanrıyı düşünme dedi, kafayı yersin. Yani düşünme derken, tanrı nasıl oluştu filan falan.
Ben düşünürüm, ben hâyâl kurarım sonra gerçekleşmez.
Hayat diyo ki ; alış. Sen de alışıyosun.
İnsanlar bize çok şey söylerler, biz de yaparız.
Sahahlar gecelerden güzel belki, hiç düşünmedim yarın düşünür yazarım.
Sizin için hoş bir yağmur,biraz huzur. Dinleyin lütfen
İnsanlar banyo yaparken şarkı söylüyo. İnsanlar banyo yaparken neden şarkı söylüyo ?
Bakın kaka yaparken bile yalnız değilsiniz, ses var yani.
Ama banyo yaparken tamaaamen sessiz bir ortamdasınız. Yalnızsınız. Neden bu sessizliği şarkıyla bozasınız ki ?!
Bazen suyun sesinden bile nefret ediyorum, insan saatlece oturabilir orda, sıcak su, güzel düşünceler. Arada annem banyoya giriyo çamaşırları makineden toplamaya filan geliyo deli oluyorum. Beniiii beniimle bıraaak.
Banyo yaapmayı, duş almayı filan sevmem ben. Saçlarım çok kıvırcık ve taraması uğraşması zor filan oluyo.
Geçen gün oturdum bloğa yazıcaklarımı düşünüyodum , ama unuttum hepsini. Bazen suyu kapatıyorum. Sessiz oluyo... Çok sessiz...
Düşünmek bazen yorucu, bize dediler ki çok düşünen delirir. Her şeyi düşünmeyi yasakladılar. Biz itaat etmeyi öğrendik. Düşünceleri söylemedik.
Kadın erkek eşitliği var ya, o aslında yok. Kadınla erkek hiçbir zaman eşit olmaz, baba erkeği dinler kız susar çünkü. Asiler çıkar kanatları kırık, ve bağırırlar. Benimki kırık değil. Babam bana sadece tanrıyı düşünme dedi, kafayı yersin. Yani düşünme derken, tanrı nasıl oluştu filan falan.
Ben düşünürüm, ben hâyâl kurarım sonra gerçekleşmez.
Hayat diyo ki ; alış. Sen de alışıyosun.
İnsanlar bize çok şey söylerler, biz de yaparız.
Sahahlar gecelerden güzel belki, hiç düşünmedim yarın düşünür yazarım.
Sizin için hoş bir yağmur,biraz huzur. Dinleyin lütfen
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)