Yeni yıla girmek istemiyorum sayın arkadaşlar (sayın arkadaşlar çok saçma oldu). Fakat yeni yıl hazırlıklarına bayılıyorum. Yeşillere, kırmızılara ve beyazlara bayılıyorum. Çam ağaçlarına, ren geyiklerine, kar tanelerin ve her yandaki neşeye bayılıyorum.
Fakat yeni yıla girmek... Yeterince hazır hissetmiyorum buna, siz gidin ben kalayım. Siz ilerleyin ben hep geçmişte, çok daha geçmişlerde kalayım. Ben altmışlarda, ben ellilerde kalayım ve siz gidin, uzaklaşın, benden en uzak noktaya gidin. Yeni yıl... hemi de çift rakamlı. Çift rakamlardan nefret ederim, herkes çift rakamlardan nefret eder, fakat eğer çocuk yapacak olursam illa çift rakamlı olmalı; bir değil iki, üç değil dört, beş değil altı. Nedenini de hiç ama hiç bilmiyorum. Bu sene çok yoruldum. Bu sene, çok çok çok karanlıktı. İkibinonüçün karanlığına alıştım işte, ondördünkü.
Anlayamadığım bir karamsarlık var içimde. Sanki bir şeyler değişecek gibi. Sanki herkes çok mutlu olacak ben ise çamura bulanacağım gibi. Çamura bulanayım, bırakın da ekimde bulanayım.
Keşke biraz sussam.
Yeni yıl için bir şeyler dileyeceğim. En son yeni yıl için bir şeyler dilediğimde her şeyin içine sıçıp batırmıştım. Makul şeyler dileyeceğim.
Bisiklet istiyorum. Çiçek istiyorum. Mavilikler yeşillikler istiyorum. İkiyüz takipçi istiyorum.
Dilemedim istedim aslında.
Aslında kendimi yeni yıla odaklamasam bir şeyler yazabilirdim belki ama elimde değil. Şu sıralar bolca şiir yazıyorum. Camları kocaman ağaçlara bakan bir ev istiyorum. Çamlar istiyorum bir de camlar. En çok çamlar. Ah bir de kar küresi!
Hayatım sıkılmaktan, mutsuzluktan ve bıkkınlıktan sürekli kusuyor. Ortalık bok götürüyor. Tam silmek için eğiliyorum, bir öğürme daha! Daha çok kusmuk, daha çok kusmuk buluyor etrafı. Kendi kusmuğuma yatıyorum. Yoldan geçenler kusmukları görüp iğreniyorlar, bir de onlar üstüme kusuyor. Daha çok kusmuğa bulanıyorum. Kusmuğum acı kokuyor. Bir çocuk pamuk şekerini düşürüyor, ben o pamuk şeker değilim. Bir çocuk elma şekerini düşürüyor. Ne gariptir ki, o da ben değilim. Bir köpeğin bokuna basıyorum. gömülüyor, gömülüyor, ve gömülüyorum. Bir ağaç dallanıyor yapraktan. Allahın işi ya, o ağaç da ben değilim. Gidiyorum. Kara deliklere. Zamanında kara delikler ile ilgili bir ton şey duymuştum. Kara deliklere ren geyikleriyle gidiyorum. Düşüyorum, düşüyorum, düşüyorum. Boşluktayım. Burası mı diyorum delik, deliklerden de delikler çıkıyor. Kalbimde bir delik beliriveriyor, parmağını sokup kapatıyorsun deliği, kapanmıyor. Büyüyor, büyüyor ve düşüyorum. Çanlar çaldı. Tahmin edersiniz, o çanlar da ben değilim. Uyanıyorum ve kusmuklar. Hatırlıyorum ki, rüyamda da pek güzel bir şey görmemiştim. Çanlar çalıyor. Çanlar.
Kış hiç bitmese diyorum. Şu boktan aralık hiç bitmese. Yeşil ve kırmızılar hiç bitmese. Bitiyorlar. Güzel şeyler çabuk bitiyor, ve beyazlar çabuk kirleniyor.
yeni yıla ölerek girersem, tüm sene ölür müyüm? katlanamam. ölüyor olmak hali, ve ölü olmak hali çok çok ayrı şeyler. ölüyor olmak halini yaşıyorum fakat kurtulamıyorum. boşluklar yine.
gitsem de gelmesem. nerelere gitsem nerelere.