16 Mart 2013 Cumartesi

Yaradılış

resmin anlamsızlığının farkındayım


Mart olmuş yazı yok. Onlar hakkında yazayım diye bekleyen insanlar var diye korkuyorum, kimse hakkında yazmak istemiyorum. İçimde mutlulukla huzursuzluğun karışımından doğmuş aşırı büyük bir sıkılmışlık var, ne yapsam atamıyorum, kitap okuyorum. Arada geçmişin anlarına yolculuk yapıyor, sonra geri dönüyorum. Her anımda kelimeler az geliyor, daha fazlasını bilmek istiyorum. Bu istek başka insanlarda da var mı acaba, daha fazla kelime bileyim isteği? İstekten çok ihtiyaç. Yazarak anlatacaksanız, dünyadaki tüm kelimeleri bilseniz de yetmez. En zoru yazarak anlatmak belki de. Belki de çizerek. Herkes kendine en kolay anlatma yolunu bulmuş gibi. Ben dokunarak anlatmayı seviyorum, hissederek, yaşayarak. Neyse ki dünyadaki tüm sanatlar sunuyo bunu bana. Edebiyatta da dokunuyorum, dansta da, resimde de. Müzikte? müzik ruhun gıdasıdır diye bir klişe yapasım var. Müzik de ruhuma dokunuyo mesela, daha rahat yazıyorum filan. En güzeli dans etmek, hem müzik var hem doku, hem hava, hem nefes, hem yaşamak. Herkesin bi yolu var işte. Bazen bu bi kaçış mı diye düşünüyorum, sanat için yaratıldığımı hissetmek, kafam karışıyo. Acaba diyorum, bilimin zorluğundan mı kaçıyorum? Sorumluluğun zorluğundan, kendimi inandıramıyorum buna. Üniforma için ölen insanlar var mesela, ben onlardan değilim resmi bi kıyafeti olmayan iş isterim. Üniforma için doğmamışım. Kardelen var mesela sınıfta, doktor olacak. Olamasa da olacak. Öyle inanıyo ki ucunda ölüm olsa da olacak. Olacak işte. O, doktor olmak için yaratılmış. Doktor olmak için yaratılmış olsam bilirdim, o biliyo ben de bilirdim. Sanatçı olmak için yaratılmadığını bilenlerde var mesela. Spor için yaratılmışlar var, ben onlardan değilim, olsam bilirdim. İnsan büyük bir tutkuyla bunu içinde hissediyo sanırım. Ya da ben kendimi kandırıyorum. Sanat yapmak için yaratılmışım. Yazmak, çizmek, dans etmek, hissetmek için yaratılmışım. Fırat vardı mesela, eski bir arkadaşım, o bunun için yaratılmamıştı. Biliyodu. Bilime inanıyodu, bilim yapmak icat etmek elle tutulur bir şeyler bırakmak için yaratılmıştı, dünyayı somutça geliştirmek için. Bunlar ise, onun yaradılış amacı yani, benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Etse bilirdim heralde. Onun inandıklarına saygı duymuyor değilim, sadece benim yolum onunki değil. Ben onun tam tersine, dünyayı soyutça geliştirmek için yaratılmışım işte, hissettirmek için, daha çok daha çok hissettirmek. Arzuyla, tutkuyla, şefkatle  sevgiyle, ruhla, her duyguyla daha çok hissettirmek için. Bazen sadece "sanat yapmam gerek" diyorum kendi kendime. Bunun için mimar olucam. Ailemi hoşnut edip aynı zamanda sanat yapmanın tek yolu sanırım. Ailemin hoşnutluğu umrumda değil diyemiycem, en azından orta yolu bulmak iyi. Aileler uğraş veriyo, en azından onların isteklerini son damlasına kadar yerine getirelim. Yetişkin olunca başımızı istediğimiz kadar bokun içine sokarız.
Herkes bi şey için yaratılmış işte. Kimisi bokun içine gömülmek için yaratılmış. Bazen insanlara aşkı öğretmek için yaratıldığımı düşünürüm. Eğer bunun için yaratıldıysam, dünyanın en adaletsiz yaradılış görevi bence. Bazısı orospu olarak yaratılmış gerçi. Bazısı öğretmek için. Bazısı tek bir adım için yaratılmış. Bazısı, ölmek için. Düşününce pek de adaletsiz sayılmaz. Bazılarımız, Batman'in Robin'i olmak için yaratılmış. Hani kahraman değil de, onu kahraman yapan olmak için.

Hiçbir zaman kahraman olmak için yaratıldığımı düşünmedim. Yani romanlardaki o özel insan olduğumu. Kendi kitabımın başrolü değilim yani. Biri gelecek, ne zaman gelecek bilmiyorum, ben onun yardımcı karakteri olucam. Ben olmasam o yok olacak, ben kilit nokta olucam, ama asıl kişi olmuycam. 
Sanırım bu tür karakterler daha hoşuma gidiyo. Belki de asıl kişi olacak kadar cesur olmadığımdandır. Belki de, asıl kişiler hep budala olduklarındandır. Belki de ben budalayımdır, uzaktan asıl kişi gibi gözüküyorumdur da, asıl kişinin aslında gerçek zeka olması gerekiyodur, odur. Hiçbir türlü asıl kişi değilim işte. 
Aman amma konuştum. Belki konuşayım da siz kendinizi sorgulayın diye vardımdır sadece.

Yazıyı sonuna kadar okuduysanız, benim için kendinizi sorgulayabilir misiniz? Siz ne olmak için yaratılmışsınız? 

6 yorum:

  1. ne olmak icin yaratildik imm.gercekten yine etkileyici yazmissin .ii ama suan icinde bulundugumuz duygu degisimleri ne kadar inanmasakta ozentilikler hayaller bizim esas amacimizi etkileyebilir ben yazmak icin varim heralde yada sevmek icin cok iyi severim.en iyi ben severim belkide .kapali kaplara konulamam tasarim ama sevmeye gelince sinirlari asar en cok bn severim.sorguladim iste ben sevmek icin varim

    YanıtlaSil
  2. Bende kendimi sorguluyorum zaman zaman... Aklıma bir sürü seçenek geliyor.Hangisiyim acaba diye düşünüyorum.Bundan güzel bir yazı konusu olur bana.Kendimi sorguladığım bir yazı yazacağım bende :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne mutlu bana sana güzel bir konu vermişim :)

      Sil
  3. ben ne olmak için yaratıldığımı çok iyi biliyorum, ama asla olamayacağımı da..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eğer inandığın şey başaracağın değil de başaramayacağınsa, o gerçekten senin yolun değildir. ama insan evladı her şeyi başarır, olabilirsin inanman yeterli.

      Sil