18 Temmuz 2013 Perşembe

yağmur
Önce dizlerinin üstüne çöktü,
Dizleri de dayanamayınca sırt üstü yere uzandı
Gökyüzüne yerden düşmüş bir yıldız gibiydi
Daha fazla düşemem diye düşündü
Sadece, yağan yağmur gözyaşlarını siliyordu...

baştan sona saçimti şeyler


Şu sıralar o kadar sorunsuzum ki, "hayatımda sorun yok" diye içerlenip sorun bile çıkaramıyorum. Tüm gün tek yaptığım erik yemek, hoppidi şarkılar açıp ya da şarkısız dans etmek, dizi izleyip kitap okumak, uyumak. Bazen bugün hiç kaka yapmadım diye, bazen ojem taştı diye, bazen dizi-mag açılmıyor diye, bazen erik bitti diye üzülüyorum. Bunun dışında hayatım şahane. Kaka yapmadığım günleri de bir ton çay içerek kaka yaptığım günler haline getiriyorum. Çünkü çay kakamı getiriyo ve kaka yapmayınca kendimi şişman hissediyorum. SİZE KAKAMI NEDEN TÜM AYRINTISIYLA ANLATTIM HİÇBİR FİKRİM YOK. Yolda diye bir kitap istiyodum ablam arkadaşından almış benim için sağolsun okuyorum şimdi. Henüz elli küsürüncü sayfasındayım. Canım sadece geceleri kitap okumak istiyor ve geceleri annem gelip yatma vakti zırvalarını çekince kitabı bırakmak zorunda kalıyorum. Bi de liseye başladığımdan beri kitabı yolda, otobüste, minibüste okumaya alıştığım için oturup kitap okumak biraz zor geliyor. Bazen sırf kitap okumak için otobüse binip ilk duraktan son durağa gidip dönmeyi düşünmüyor değilim. Bunu yapmak için yanımda birini istiyorum. Bu da Ezgiden başka kim olabilir ki? Ezgi dünyanın en süper insanı filan. Ona böyle sürekli deli gibi sarılmak istiyorum. Çok önemli benim için. Bazen kendimi ona göre salak hissediyorum, bu pek alışkın olduğum bir durum değil ama yine de hoşuma gidiyo. Resmen daima benden bir adım önde. Böyle birine gerçekten bayılacağım hiç aklıma gelmezdi. Benim gibi kibirli, narsist, pislik adam............. Dışardan pek göstermem de içimde çok aşırı öyle bir insanım yani. Bazen ezginin beni benden daha iyi tanıdığını düşünüyorum. Bi de benden hiç sıkılmıyo bence. Yani umarım öyledir. Hani ben konuşuyorum.. konuşuyorum... ve o sıkılmıyo. O konuşsa konuşsa ben de sıkılmam. O da konuşuyo konuşuyo. Neyse ezgişi çok seviyorum işte hüper süper bir insan, gelecekte asla bağlarının kopmayacağı türden. Gerçi neden bağlarımız kopsun ki çok saçma, imkansız bence. Mesela aleynayla da öyle, onun gibi şeker bi insanla nasıl bağlarım kopsun? Bu derece çok sevdiğim bir arkadaşımken. Gerçi ne zaman biriyle çıksam "neden kavga edelim ki, bence çıksak kavgalık asla bir sebep bulamayız" diye konuşuyor, sonra bir yerlerden kavga meselesi çıkarıyorum. Ama arkadaşlık başka bir şey sonuçta. Ama mesela büyük ihtimal ipekle de hiç bağlarımızın kopmayacağını düşünmüşümdür ama koptu, ve asenayla filan da. Siz asenayı tanımazsınız büyük ihtimal, hiç anlattım mı bilmiyorum. O benim ilkokulda, yani üç dört ve beşinci sınıfta bayaaa en iyi arkadaşımdı, baya iyiydik. Şimdi ne yapar ne eder aç mıdır açıkta mıdır te teeee. İnsanlar kopuyorlar, kopuşuyorlar. Bazen kopmak istemiyorum. Bazen de çok istiyorum. Çok çabuk sıkılıyorum bazı insanlardan onları kendimden uzaklaştırıyorum ve artık uzak oldukları için üzülüyorum. Onları hayatımdan çıkarmak için götümü yırtıyorum ve sonra... Ve sonra özlemden köpekleşiyorum. Bazısının yokluğuna alışıyorum, çoğunun yokluğuna alışıyorum. Onsuz yaşayamam diyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ki, her şey bambaşka. Onsuzsunuz. Sonsuza dek. Çok garip işte, hayat çok garip. Düşünsenize hayatınızdan çıkmayacağına emin olduğunuz kaç kişiden mahrumsunuz? Bu sayı çok işte, gerçekten çok. Belki artık siz onu istemediniz, belki o sizi. Sonuç olarak yoklar. Emindiniz ama yoklar. Emin olmayın, sağlayın, gitmemelerini.
Bazı şeyleri ertelemeyin.. Bazı şeyleri söyleyin. Gidin ve insanlara onları sevdiğinizi söyleyin. En yakın arkadaşınıza, annenize, babanıza gidin ve seni seviyorum deyin. Bu o kadar da zor olmamalı.
Yapmak istediğiniz şeyi yapın ya da yapmak istediğiniz şeyi düşünün. Gelecekte olmak istediğiniz şeyi düşünün. İdealleri, gerçekleri, mantığı bir yana bırakıp sadece kim olmak istediğinizi düşünün ve olmak istediğiniz kişiye ulaşmak için bir adım atın. Sadece ufak bir adım. Mutlu olun. Geleceğiniz için mutlu olun. Hepiniz kalkın, gerçekten ama gerçekten olmak istediğiniz şeyi düşünün ve motorları maviliklere sürün, güzel günler göreceksiniz, güneşli...
Ertelemeyin, seni seviyorum deyin ve emin olmayın.

7 Temmuz 2013 Pazar

ayçiçeği

Normalde yazılarımı bir sürü kişi okusun görsün istiyodum ama şimdilerde resmen yazıp saklanıyorum. Bok gibi yazılar yazıyorum gibi geliyo, hiç içime sinmiyo, rahatsız oluyorum. Gerçi eskiden de çok güzel yazdığımı düşünmüyordum ama o zamanlar pek de umurumda olmuyordu, bi sorunum oluyodu ve tek derdim onu paylaşıp acısını üstümden atmaktı, güzel olup olmadığını düşünmüyodum. Fakat şu sıralar hiçbir sorunum yok. Hiç bunalımlarda değilim. Ne kendimden şikayetçiyim, ne de etrafımdakilerden. Hayatım idare eder, tipim idare eder bilemiyorum. Paylaşacak hiçbir şeyim yok. Olmayınca yazamıyorum. Zaten kendi yazmalarımı da hiç sevmiyorum. Sıkılıyorum okurken, başkalarınınkileri daha çok beğeniyorum adam gibi yazıyolar. Neyse...

Belki fark etmişsinizdir yazının başından, yazacak hiçbir şeyim yok. Öylesine konuşuyorum, sohbet misali, okumak için kasmayın. Nolur kasmayın, çok sıkılırsınız sonra.

Ya işte biliyosunuz benim hiç böyle doğru düzgün adam akıllı ilişkim olmamıştı. Ben zaten birisiyle çıktım mı ayda 4 kez, yani haftada bir filan adamdan ayrılan, sorun çıkaran, trip atan bir kimseydim. Sürekli bunalım takılırdım. Neden öyle takılıyosam, ne salak kızım ben ya, hiç de var ya öyle bi karakterim yok. Yani aslında var demek ki, yok lan var. Ya of abi biri bana hep kendinden bahsediyosun demişti hatırlıyo musunuz? onu kim dediyse var ya ağzına sıçıyım hala unutamadım. Neyse ben ne diyodum ya, işte bu ilişkimde hiç öyle olmadı. Bir buçuk ay filan oldu sanırım 21 mayısta başlamıştı ne kadar olmuş ki of aman banane inanır mısınız, bir kez bile ayrılmadık. Hayret bir şey yani. Ben büyüdüm sanırım. 

Elli saat oldu hala aklıma yazacak bir şey gelmiyo. Eski taslaklarımdan kopya filan mı çeksem ne yapsam. Of ne yazmak istiyorum biliyo musunuz, bir yazı okudum ve hayatım değişti yazmak istiyorum amaaa hiç de öyle bir sanatsallığım yok, özellikle bu gün. Bu gün çok sıçımtırak bi gün. Bu gün Allahın ağzıma sıçılsın diye yarattığı gün. Bu gün kardeşlerim! Bu gün evrenin bana YASEMİN SEN ARTIK ŞİŞMANSIN dediği gün! Acı bir gün. Artık eski kondisyonun yok yasemin. Artık göbeklisin. Artık yokuş çıkarken nefes nefese kalıyor, artık koşamıyor, artık 40 dakikalık dans dersinde yoruluyorsun. Artık yaşlısın yasemin! Artık sağlıklı değilsin. Artık anlında küçük sivilceler beliriyor, çenende de öyle! Çünkü yasemin, artık makarna yiyorsun, artık cips, artık çikolata yiyorsun. Yasemin bunlara bir dur de!
Bunlara gerçekten bir dur diyorum ama durmuyorum. Moron oldum bence ben. Ben eskiden dondurma bile yemezdim lan, neden böyle oldu acaba. Aman formumu koruyayım kafasında da hiçbir zaman olmadım, sevmem yani ondan yemem. Ama biraz spora filan başlamak gerek. En son 51 olan kilomda süper formdayken, şuan 55 filan olmuşumdur diye düşünüyorum. Allam inşallah olmamışımdır.
Neyse ya zayıflarık o sorun değil çok da fifi de, benim böyle çabucak yorulmam çok sinirimi bozuyo. Bu sebeple spora başlamaya karar verdim, annemle plates yapıcaz (kajskldhnsjkdfm). Bi de annemi paten almaya ikna ettim, kısmen etmiş olabilirim yani.

A size bi şey anlatıcaktım bak şimdi aklıma geldi, bunu okuyun bak

Geçen gün arınla konuşuyorduk, dedim ki ben öyle sıradan dandirik bir şey istemem, güzel orijinal evlilik teklif edeceksin. O da bana "çok şey istiyon sen:))9" dedi, malum piç gülüşü eşliğinde ben de evlilik teklifim nasıl olsun isterdim biraz onu düşündüm.

Öncelikle gece olması gerek. Evlilik teklifimin kesinlikle gece olması gerek. Yıldızlar gökyüzünde parlarken. Mesela sevdiğim bi grubun konseri, çok eğleniyoruz çok mutluyuz, hatta etrafımızda arkadaşlarımız var. Uygun bir şarkıda, malum kişi birden diz çöküyor, etrafımızdaki insanlar benim üzerime küçük ay çiçekleri ya da sarı papatyalar atıyor ayçiçeğini tercih ederim. Van Gogh'un yıldızlı gecesinde, Van Gogh'un ayçiçekleriyle. Öyle işte, sonra da kabul ediyorum, sarılıyoruz.
Evlilik teklifimin olmazsa olmazları: Gece ve Ayçiçekleri kısacası.

Siz nasıl bir evlilik teklifi isterdiniz/ederdiniz? Yazın paylaşalım böyle. Yazarsanııız teşekkürler.