13 Mayıs 2011 Cuma

Ne bi şey mi dedin, yok duymamışım.

Seviyorum burayı, ama yine de yeni bi blog açma ihtiyazı duyuyorum. Bakıyorum da emek vermişim, eski yazılarımı okuyorum, benden başka kimsenin okumadığı (hala okunmuyo da neyse) o yazılarımı. Silmek geliyo bazılarını içimden, amma aptalmışım diyorum, saçmalama gerizekalı diyorum, allah belanı varsin rezil olmuşun diyorum, öl diyorum ama silmiyorum. İnsan kendine dönüp "Allah belanı versin" deyince güzel. Benim  günün her saatinde yaptığım bi şey. Deneyin bi gün olmayan okurlarım, deneyin ne güzel şey kendine küfür etmek kaşar demek yavşak demek. Bazen kendime kaşar diye diye kaşar olurum diye korkuyorum , ama baktımda çok uzak lan bana kaşarlık. İngilizce öğretmeni konu gereğince "Güzel görünmek için ne yaparsınız ?" diye sorduğunda kadına göt gibi bakmamdan da anlaşılır. Tabi siz görmediniz o göt suratı, sessiz kalışımı, bi şeyler bulmak için yırtınışımı, yoktunuz lan orda tek başıma çaresiz kaldım. Kızlar renkli toka takar dedim -hiç renkli toka takmazdım halbuki- , saçlarını güzel güzel yaparlar dedim -oysaki saçımı daioma topuz yapardım, dağınk-, makyaj yaparlar dedim -hayatımda kalem dahi çekmemiştim bunu söylerkeni parlatıcıların tadını çok sevdiğimden hep emerdim. Sonuç olarak olamadım kaşar, ama tekrar sonuç olarak beddualarım illa geri dönecek allah belamı verecek hissediyorum. Belki yarın belki yarından da yakın, umarım yarından yakın olur. Allah belamı versin lan ben ne gerizekalıyım, şu eski yazılarım var ya embesillik ürünlerim vallaha. Görüşürüz, esen kalın yarın için kimselere söz vermeyin (Allah belanı versin Mehmet Ali Birand ).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder