31 Aralık 2011 Cumartesi

Muggle'lar nasıl unutur ?

Geçen yıl bu gün çok güzeldi be. Bazı şeyler aklıma geldikçe gözlerim yaşarıyor hemen. Hayat ne hızlı.

Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Dolunay güzeldir.

Geçen yıl bu gün çok huzurluydu.

En kötü yıl başımı geçireceğim sanırım.

Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Pes ettim.

Hayat hızlı değişiyor.

Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Sihirli annem mode on : ZAMAAAN GERİYE AKSIIIN.

Sihirli annemin şarkısı Harry Potter'ın melodisinin kovırlanmış hali.

Zaten yazı tipi de aynı.

Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Obliviate !

İşe yaraması için asam olması gerekirdi.

Bi asam yok.


Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

Unutmak için daha muggle yollar bulmam gerek.

Çok daha muggle.

Bir cadı olduğum için zor.

Büyüdüm mü ?


Git.Gel.Git.Gel.Git.Gel.

Gelgit.

29 Aralık 2011 Perşembe

28 Aralık 2011 Çarşamba

Umut ile aramızda geçen konuşma, unutmayalım diye yazdım eheh. :)

  • Ama biz ayrı dünyaların insanlarıyız
  • Ben Marslı sen Gallefrey'li

    • sen benim dünyamdasın ama somut dünyamda değil soyut olanda

    • Soyut olanda üç kişi var sadece çok yalnızım

      seninkinde mi ?

      Evet

      kimler ?

      Bir sen bir ben bir de ben

      senden iki tane mi var, neden ?

      Bir ben ölürsem yanlız kalma diyee

      Ve sonra ben ağlamaya başladım işte, hayatımda kimse bana bu kadar güzel bi şey söylememişti ki. Sanırım umutu çok seviyorum. çok çok çok çoooooooooooooook. 

25 Aralık 2011 Pazar

KIVIRCIKLARA ÖZGÜRLÜK. (okumazsanız anlarım hayatımda böyle saçma bi yazı görmedim)

Ya ben bi tane blog bulmuştum, hani böyle tatlı tatlı annecik blogları oluyo ya işte tavsiye filan veriyolar onlardan Böyle işte nasıl makyaj yapılmalı, işte nasıl giyinmeli, yaşına göre filan tavsiyeler. Bi kere okumuştum çok güzeldi böyle sonra kaybettim. AMA İHTİYACIM VAR ANNECİK BLOĞUNA valla ya, biri bi şey yazsın söylesin bana kıvırcık saçları olan insanlara ne önerirsiniz ? ne tür şampuanlar kullansınlar ? gerçi şu sıralar saçlarımla aram çok iyi tatlı tatlılar ama yani eminim bu sorundan yakınan bir sürü kız vardır. Yani insanın saçı kıvırcık olunca tarayamaz, banyodan banyoya. Açamaz sonra yani kabarır öküz gibi başa çıkmak zordur. At kuyruk bile yapılmaz gece yıkarsın sabah bi uyanırsın aslan yelesi. Ben de en son saldım çayıra mevlam kayıra, özgür özgür uçuş uçuş takılıyolar. Tutamıyorum abi biri kuzeye biri güneye, biri doğuya biri batıya. Adamlar siyaset yapıyolar yeminle. Devrimci değil miyiz mk ben de özgür bıraktım, hobaaa alın size özgürlük kuzularım. Ben özgür kalamadım millet özgür kalamadı sen özgür kal (siyasete bağladım nerden bağladım susuyom -susuyom ne lan).

Uzun lafın kısası bana bir annecik blog tavsiye ederseniz çok makbule geçersiniz.

Emoları rahat bırakın gibi kıvırcıkları rahat bırakın şeysi yapcam şimdi (ajsgdasd).

Ya cidden kıvırcık saçlı olan arkadaşlar varsa burdan sesleniyorum SİZ DE BENİM GİBİ KIVIRCIKLARINIZI RAHAT BIRAKIN UÇUŞ UÇUŞ UÇUŞSUNLAR en azından annecik bir blog bulana kadar. 

Eheheh benden çok güzel Bellatrix olmaz mı beee ? :D olur olur heveslendim şimdi. :D

23 Aralık 2011 Cuma

Kahve ve İnternet arkadaşlıkları.

Ciddi anlamda kahve bağımlısı oldum. Onur (Kendir)'u çok özledim. Paragraf sorusu çözmekten kafayı yedim. Nasıl oluyor da hayat hâlâ çok güzel anlamıyorum.

Aslında kahve ciddi anlamda hoş bir şey, nasıl anlatsam ki. Böyle sana "Kendine gel gerizekalı!" diyen dostun gibi, aynı zamanda sadık ve daima yanında (always -snape). Ya türkiyenin kahvecisi var ya şey Kahve Dünyası hıh işte orada (eheh bu arada isviçreden gelmiş gibi konuşuyorum lan asdjakshd ) damla sakızlı kahve var mutlaka deneyin bırakamazsınız, şahsen ben manyağıyım. Kahveyi seviyorum -zaten anlamışsınızdır- beni kendime getiriyor ve daha fazla hayal kurma diyor, umutlara hayır. Evet bu sayede insan kendine gelebiliyor. TİRYAKİNİM YAVRUUUUM (kahveee).


Neyse asıl konumuza geçelim, babam ve annem internet arkadaşlarıma ciddi anlamda takmış durumda.

İnternet arkadaşlıklarının tehlikeli ve güvenilmez olduğuna inanıyorlar. Belki de haklılar neler duyuyoruz, ama bunun çok fazla abartılması benim için bir sorun haline dönüşüyor. Şu an Facebook hesabımda 500 küsür kişi ekli ve bu 500 küsür kişinin 300 küsürü internetten tanıştığım insanlar. Nasıl tanışıyosun ? Facebooktan, olur mu öyle ? oluyo. Bir sayfam var 3000 küsür kişinin beğenmiş olduğu, bir Harry Potter sayfası. Bu sektörde baya ünlüyüm çünkü bir Harry Potter sayfası en fazla 5000 küsür kişilik oluyor ve benim sayfamın kişi sayısı da yakın bu sayıya. Buralarda toplanan insanlar , potterhead'ler, birbirlerini ekliyorlar ve dolayısıyla bir sohbet ortamı oluşuyor arkadaş oluyorsunuz. Çok fazla potterhaed arkadaşım var ama üçbeş tanesiyle samimiyim, bunlar 7/24 konuştuğum, real arkadaşlarımdan daha iyi olduğum ve telefonda filan konuştuğum insanlar. Ben de fırsat buldukça bu kişileri aramaya konuşmaya çalışıyorum fakat annemin abartılı tepkileriyle karşılaşıyorum. Bana kişinin resmen özgeçmişini soruyor, ben yanımda oturan arkadaşımı bu kadar tanımazken  oturup anneme anlatabileceğim her şeyi anlatıyorum. Babam daha daha çok abartıyor, her esnada fazla arkadaş iyi değil diyor ve internet arkadaşlarımdan (beni kötü yola sürükleyeceklerini düşündüğü için) nefret ediyor, konuşmamı istemiyor.

İnsan uzağındaki insanlara sırlarını çok daha kolay açabiliyor, kime isterse anlatsın isterse satsın zaten o nerede ben nerede düşüncesiyle. Bu yüzden net arkadaşlarımın bende özel bir yeri vardır, her biri benim sırdaşımdır. En yakın arkadaşım beni sırtımdan vurur ama onlar vurmazlar. Hep iyidirler. İnsan net arkadaşı olunca pek bir şey beklemiyor, üzülmek istemiyor, trip atmak küsmek istemiyor çünkü zaten pek az değerli bir arkadaşlık olarak görülüyor insanlar birbirlerini üzmüyor, kendileri de mutlu olmak için mutlu ediyorlar.Tek kullanımlık sabun, tek kullanımlık diş macunu, tek kullanımlık şampuan, tek kullanımlık arkadaşlıklar. Anlatıcının Tayler Durden'ı gibi beni de sarıyor tek kullanımlık arkadaşlarım ve ayrılmaz bir parçalarım oluyorlar, bana destek veriyorlar, damla sakızlı kahvecesine bağlayıp kendime getiriyorlar.

Onur (Kendir) de internet arkadaşımdır mesela yazının başında bahsettiğim, bir başkadır o, güzel özlenir.

Diğerlerinin aksine onlarla çok daha mutluyum, onlarla ağlamak daha güzel, onlarla ben daha "ben"im -aynı sizinle olduğu gibi. Güzel ve gülümseten arkadaşlıkları seviyorum, always. -Snape.

Güzel bir yazı olduğunu umarım benim hoşuma gitti, sizin de böyle internet arkadaşlarınız varsa bahsedin lütfen. Ha bu arada, ilk internet arkadaşı bir başka olur hiç ayrılamazsın böyle bi başka. :)



Snape seni seviyoruz, allah kahretsin çok seviyoruz, seni hep seveceğiz. Ve yetmiş yaşına geldiğimizde sallanan sandalyemizde Harry Potter ve Ölüm Yadigarları'nın "Prensin Hikayesi" bölümünü okurken deliler gibi ağladığımızda ailemiz bize şöyle soracak :


"Bunca zaman sonra öyle mi ?"
biz de diyeceğiz ki,
"Daima."

17 Aralık 2011 Cumartesi

Böyle.

Sen yeni kişiler sev, ben de. Hepimiz kendimize yeni rotalar çizelim, yeni denizleri yelken açalım, yeni aşklar tadalım. Çok aşık olalım, başka insanlara hep aşık olalım. Sen sevgilinle mutlu ol, ben sevdiklerimle. Sevdiğim herkesi çok seveyim, onlar da beni sevsinler. Aşık olayım, ben çok aşık olayım ama o sen olma. Beni sevdiğin günleri özlüyorum, sadece benim olduğun günleri, senden emin olduğum günleri. Özlesem de gelmiyorlar, gelsinler de istemiyorum zaten. Mutluyum, güçlüyüm, sensizim, özgürüm. Okusan bunları, bil ki sevdim seni çok ama bitti. Her şey biter, sen de bittin.Sevmek güzeldi, insan hiç kimseye aşık olmayınca garip hissediyor. Birini bulmak gibi bir planım yok, seni de ilgilendirmez pek. Geleceğimi düşünüyorum artık. Arkadaşlarıma çokça bağlanıyorum, iyi değil çok güvenmek ya neyse.Rotalarımı belirliyorum, planlarımı yapıyorum. Az kaldı özgür olucam, az kaldı açılıcam engin denizlerime. Sana da güzel denizler dilerim, benimi kadar engin olmasınlar olamazlar da zaten ya sen yine de mutlu ol. Arkadaşımı kaybetmek zor geliyor, hiç arkadaş olduk ki mi biz ? Artık konuşmasak ? Çünkü bakamıycam yüzüne, yanıma gelme tamam mı ? Uzak ol ben uzak olucam.Hani çok dibimdeyken çok uzağımda olacaksın, uzak ol benden biraz da ben mutlu olayım.Sevgilim olmuşsun gibi konuşuyorum, sevgilim oldun be herif. Tatlı günlerimizi özliycem, arkadaş günlerimizi. Neyse görüşürüz, yüzüne bakmayı bayaa istemiyorum ama yine de böyle olsun.

Mimleri seviyoruuum. :D

Mim Konusu: Yeni yıldan istediğimiz 12 şeyi -ki bunda sınırsız bir seçim hakkına sahibiz- yazıyoruz ve mimi 12 kişiye paslıyoruz.




1. Bu yıl aşk maşk istemiyorum, sakin sakin oturayım baba baba test çözeyim, yüksek yüksek puanlar alayım, güzel güzel liselere gideyim. SBS mağduru bir çocuğun dilekleri işte. 


2. Yeni okulum çok güzel olsun, bunun hayallerini kurmayı seviyorum çok iyi arkadaşlarım olsun geziyim toziyim. En önemlisi arkadaşlarım tadından yenmesin, Harry Potter seven arkadaş bulayım Açlık Oyunları seven arkadaşlar bulayım Chuck Palahniuk okumuş arkadaşlar bulayım. Paulo Coelho'yu sevsinler. BENİ SEVSİNLER aynı kafadan olalım eğlenceli olalım hiç unutulmayacak anlar yaşayayım onlarla. Birlikte güzel resimler çizeyim.


3. Seneye saçlarım çok güzel olsun, çok güzel olayım daima. Saçlarımı açabileyim her biri başka köşede olmasın, aptalca olacak ama beğensin insanlar beni. 


4. Yazın güzel resimler çekeyim, kışın yeni arkadaşlarım bakınca sevsinler beni.


5. Hayat bana gülümsesin hep, kooocaman gülümsesin. Hiç üzmesin beni, yazım muhteşem geçsin, küs olduğum herkesle barışayım ve daha bi sevgiyle bağlanalım birbirimize. 


6. Bu yaz hiç yapmadığım bütün "ilk"lerimi deneyeyim, özgür olayım.


7. İnternetten tanıştığım ve aramın iyi olduğu arkadaşlarımın hepsiyle buluşayım. Lütfen lütfen lütfen hepsini çok seviyorum, asıl dostlarım hep onlar oluyo.


8. Okuyamadığım bütün kitapları okuyayım, izlemediğim bütün filmleri izleyeyim, gezemediğim her yeri gezeyim, dinlemediğim her müziği dinleyeyim, okumadığım her bloğu okuyayım, ne bileyim hiç eksik kalmayayım.




10. Arkadaşlarım beni hiç bırakmasın, hep yanımda olsunlar hep yanlarında olayım. Gülelim çok gülelim, sımsıcak olalım, sarılalım hep.


11. Ailem benimle gurur duysun, övünsünler. Maddi durumları iyi olsun, başlarına dert açmayayım, ben eksik kalmayayım diye onlar eksik kalmasın.


12. En çok huzur olsun, çok çok çok huzur olsun, mutlu uyuyalım hiç ağlamayalım. <3


Mia 'ya teşekkürler. <3


 İsteyen herkes mimlenmiş olsun. <3 :D



11 Aralık 2011 Pazar

en çok gülümsemeyi seviyorum sımsıcak.

Küçük kızın süper kahramanı geri döndü, süper kahramanına güvenmeyen tek küçük kızın. 


Ona güvenmeyi öyle çok istiyorum ki, bedenimi kolları arasında en azından hayal etmek. Ama bir şeyler geliyor ve durduruyor beni, üşü diyor daha çok üşü. Ben hep üşüyorum. 
Kalbimi dinlemek istiyorum kayıtsızca sevmek, ait olmak, ama mantığım hep ağır basıyor.  Mutlu uyumak istiyorum, ama kalbimin bir yerleri onu bağırıyor ağlıyorum. Aşık olmak istiyorum, düşünmeden sadece aşık ama olmuyor. Birileri olmaz diyor, o değil, o hariç herkes ama o değil ona güven olmaz. Güvenmiyorum, arkadaşım olarak kalıyor daha çok daha çok arkadaş. Sonra birileri parçala diyor,sök onu bitir! ama o hiç bitmiyor ben yine ağlıyorum. 
"Düşünmen bile yanlış," diyorum kendime, "onunla arkadaşlığını bitirmeyi düşünmen bile yanlış.", sonra oradan bir yerlerden bir ses "Kendini üzme," diyor. "hemen şimdi elveda de ona, üzüleceksin. Hemen şimdi o yokken ki gibi olsun, eksik ama mutlu." 
Sonra ben arafta kalıyorum, ne kalbim kazanıyor ne mantığım, o orada duruyor ben kendi kendime öylece seviyorum. Ne sıfatla seviyorum, nasıl seviyorum, ne büyüklükte seviyorum, kalbim neden deli gibi atıyor, nefesim neden kesiliyor bilmiyorum ama seviyorum. 
Biraz arkadaşımı seviyorum, biraz başka köşeleri, en çok gülümsemeyi seviyorum sımsıcak.
Onun gözünde biraz daha değerli olmak isterdim, kimin umrunda.Sevilmeyi istemek duygusu, daha çok sevilmeyi. Bu sefer beni üzmesine izin vermiycem, umarım vermem, umarım beni üzmez, umarım hep gülümseriz, umarım severiz, umarım. O yine gidiyor, o yine bakmıyor arkasına ve ben yine ağlıyorum, o hep gidecek ve ben hep ağlayacağım. Güvenmeyeceğim ,güvenemeyeceğim, asla.






10 Aralık 2011 Cumartesi

Kendimi takıntılı manyak şizofren hissetmekteyim asjdhas.

Az önce bi mutluluk krizi geçirdim ciddiyim. Ya ben açtım bu bloğu küçüktüm üç beş tane blog izlemiştim onların yazılarını örnek alıyodum filan (elim ayağım titriyo zor yazıyorum) bunların başında da yazılarını kaçırdığımda ağlamanın eşiğine geldiğim Anti-Kahraman gelirdi (sayesinde küfür etmeye başladım ama olsun çaktırmayın). Ne öyle büyüktü ki benim için (hâlâ öyle) yazılarına yorum yapamıyodum ( ajsgdjashda), yani o beni aşıyodu filan. Şimdi büyüdüm sanırım (asdjhasjd) yorum yapabiliyorum, hatta yaklaşık bir ay önce Facebook sayfasında bir gönderiye yorum yapmıştım ve bana cevap vermişti allahım yaşadığım mutluluğu benim ANTİ BANA CEVAP VERDİ İNANABİLİYO MUSUN ? BEN ANTİYLE KONUŞTUM!! çığlıklarımı dinleyen arkadaşlarım bilir.

[Image]Böyle manyak gibi çok sevdiğim blog yazarlarının beni izlemesini yani hep çok istemişimdir düşünsene anti beni izliyo yuh oha filan, ve (oha amk neden böyle oldu ki ajshdaks) şuan mutluluktan titriyorum çünkü izlemiş beni ehehehehehehehhehehehehehehehe. Öyle salak bi ruh hakindeyim ki (sdhajksd) ben napıyorum filan ama bunu yazmasam olmaz dimi, mutluluğumuzu paylaşıyoruz şurda. Demin de yazısına yorum yapıcam on saat arkadaşıma "şu şöyle yazılıyo dimi doğru yazmışım yanlış olmasın" diye söylendim, konuşmanın sonunda beni izlerse mutluluktan bileklerimi keserim diye bi şey yazıyo (tamam kesmiycem heheh), ve on saattir BAYILABİLİRİM!! AĞLAMAK ÜZEREYİM!! diye bağrınıyorum. Tamam sakinim her şey geçti, güzel günler göreceğiz güneşli günler.

9 Aralık 2011 Cuma

Grololo.

Hayatımıza moralimizi birkaç saniye içinde bozan değil, birkaç saniye içinde düzelten insanlar sokmalıyız. Hiç acı olmasın mı ? hiç acı olmasın, hep gülelim, insanlar hep güldürsünler birbirlerini acı zaten çok fazla. Mesela Feriha ve Emir (annem salonda feriha izliyo, bıktım bi barışamadılar gitti ) niye üzüyolar ki birbirlerini ? Tamam saçlamamıycam çok ciddi başladım.

İnsanlar birbirlerinden bıkıyolar, bunu duymak o kadar acı ki yani direk suratına söyleyince üzgünç ( ne biçim kelime lan bu, kelime misin lan seni ne sanıyosun kendini haa ?? ) bir durum. Ne konuştuğumu bilmiyorum, sadece insanların birilerini üzmesinden sıkıldırm. Özlüyorum özlüyorum ve bitmiyor, eskiden tek derdim "ödevimi yapmadım, örtmenim kızar mı ? " idi, ama artık her otu boku dert ediyorum hâlâ ne konuşuyorum bilmiyorum, sadece yazıyorum. Üzülmek istemiyorum işte, beni üzenler gitsinler diyorum ama sanırım üzülmeye de ihtiyacım var. Beni kimler üzüyodu hatırlamıyorum özlüyorum sadece. Ben ne diyorum allam. Sustum be tamam, okumuycam bu yazı çok mu salak diye yayınlıycam direk. ksjdkas.

Brriiidaa.

Eski yazılara bakarken bi blogger gördüm vee adı Brida'ydı, tabi o zamanlar anlamamışım üzüldüm.

8 Aralık 2011 Perşembe

Veronica ölmek istiyor, ben de istiyorum Her yerde Paulo Coelho

Bu adam her yerde karşıma çıkıyo benim, yani ünlü bir yazar olduğundan olsa gerek ama ben yine de inanıyorum ki bir bağ var aramızda !

Her şey bir yaz günü başladı...
Tutku (ablamın arkadaşı) ablama bir kaç kitap vermiş, ablam hevesli hevesli okuyacak ben de sermişim bırakmışım kendimi hep yatıyorum en son ablam dedi ki "yasemin biraz kitap oku !" peki dedim aldım Brida'yı okumaya başladım. Aşkımsı şeylerden bahsediliyodu, ruh eşi filan. İnsanların bazıları hayatları boyunca bir kez karşılaşır ruh eşiyle, belki caddede yanından geçer belki ebedi aşkı olur. Ne olursa olsun onunla olduğu anda hissettiği mutluluğu ve huzuru asla hissedemez insan, bu bir an olsa bile. Evet o zamanlar bunlarla ilgili yardıma ihtiyacım vardı, brida yanmdaydı.

Zaman geçti... Benim şimdi okuyucak kitabım yok evde de affedersiniz öküz gibi bir kütüphane var, öküzlüğü karşısında kitap seçemiyorum ben de dedim ki içinde "T" harfi olan kitabı alıcam okuycam. Geçtim kitaplığın karşısına baktııım baktııım gördüm ki şöyle bir kitap var "Şeytan ve Genç Kadın" Aldım okuyucam filan bi baktım yazar Paulo Coelho , aa bu adamın bi kitabı daha varmış bende bridayı da çok sevmiştim bunu da okuyayım eheh.

Okudum iyi güzel, adam yani iyi yazıyo zaten laf edemem çok beğendim bu kitabı da.

Sonra işte ben ablamın dolabından ööylesine bi tişört aldım giymek için, üstünde ingilizce bi şeyler yazıyodu bakmadım ne yazıyo diye geçirdim aceleyle okula geç kalıyodum. Sonra gittim okula türkçe dersindeyiz ben parmak kaldırdım kalktım filan öğretmen dedi ki "üzerindeki tişörtte ne yazıyo biliyo musun ? "  hayır bilmiyorum filan işte anlamını söyledi hava yaptı bi saat, ben ayakta dikildim kadın konuştu da konuştu tamam filan.

Baya zaman sonra tişörtü -ben bu tişörtü sahiplenmiştim dolabımdaydı-  öyle bi pozisyonda gördüm ki böyle tam markası gözükücek şekilde aman iyi marka filan, markanın tam altında Paulo Coelho yazıyo. YASEMİN KALIR. Ablama anlattım on saat bu Paulo Coelho'nun sözüymüş filan diye geçti o da öyle ama ben baya şaşkınım.

Sonra geçen, benim lacivert bi tişörtüm var çooook fazla severim ve üzerindeki söz de hoşuma gider onu giyicem arkasına bir baktım Paulo Coelho çok çok çok fazla şaşırdım.

Geçen gün nazoyla bir kitapçının vitrininden bakıyoduk Paulo Coelho'nun kitabını gördüm, tesadüfen, öylece, çok saklı bir köşede, görülmesi zor.

Ne zamandır gözümün önünde olan bu adamın varlığını hiç fark etmemiştim, hep yanımdaymış. Işılın bana anlattığı okumalısın dediği kitaplarda, okumak istediğim her şeyde. Hayatımda biraz bende biraz onda. Okuduğum her kitapta kendimden bir parça ararım, ve benim eksik kalan parçam  Coelho'nun sayfalarında saklıydı. Benim saklı rehberlerim, benim arkadaşlarım, benim belalılarım, benim söyleyemediklerim, benim düşünemediklerim, benim çözemediklerim. Ben orda duruyordum, o da orda ve biz arkadaştık iyi arkadaşlar. Sırlarımızı birbirimize tatlı tatlı anlatıyoruz, ve kimse birbirine ihanet etmiyo.


Sonra dedim ki, benim bu adamla aramda bir bağ ver arkadaş. Veronika ölmek istiyor, ben de istiyorum. Önceki yaşamımdan belki bir kaç kırıntı vardır aramızda. Bundan dolaylıdır o adamın bütün kitaplarını okuyacağım  çünkü Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum ve Ağladım. 

7 Aralık 2011 Çarşamba

Naber ? ben kötü mesela. Kafayı yemiş, acınası halde.

Her gün bloğa giriyorum yorum yok sonra dönüp diyorum ki YAZI YOK Kİ YORUM OLSUN. Her neyse, hayat zor geçiyo pek girip yazı yazamıyorum. Bir bunalımdan diğer bunalıma koşturup duruyorum, ergenlik beni yavaş yavaş çürütüyo. Hayat nasıl hayat güzel, yasemin nasıl yasemin kötü.

Merhaba ben aşık bir kızım. Merhaba ben ergen bir kızım. Merhaba ben SBS maduru bir kızım. Çürüyorum...

Abartıyorum sanırım ama ben yani ciddi ciddi kitap okumuyorum mesela. Annem kitap okumamı yasakladı çünkü kendimi öyle bi kaptırıyorum ki yemeden içmeden kesiliyorum dolayısıyla test de çözmüyorum.

Bilgisayara girmem yasak. Tam olarak nedenini bilmiyorum ama yani ooon yılda bir giricem artık buraya. BLOĞUMA AŞIĞIM VE ALLAH KAHRETSİN DELİRİYORUM.

Eve geç gelmem yasak.

Mesajlaşmam yasak.

Kısaca abicim boş zamanlarımı test çözmekten başka bir şey yaparak değerlendirmem yasak, bu nefessizlikte bi de aşık olunca göte geliyo insan.

ÇIĞLIK ATIYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. BAĞIRARAK ŞARKI SÖYLÜYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. BEN ZIPLIYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. DURDUK DURMADIK YERDE DANS EDİYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. YAĞMUR YAĞARKEN MONTUMU GİYMİYOR, ŞAPKAMI TAKMIYORUM VE İNSANLAR BENİ YADIRGIYOLAR. Ve sonra ben farklı oluyorum, ve ben manyak, ve ben deli. Allah aşkına insancıklarım ben ne yapayım ? He ben ne yapayım, özgür olmak istemek suç mu ? Nefes almaya çalışmak ? allah kahretsin sizi lan. YORULDUM KAFAYI YEDİM bıktım ben saçmalıyorum amk ben ne konuşuyorum yaa.

Naber ? ben kötü mesela. Kafayı yemiş, acınası halde.


Film temamın çok uyduğunu düşünmekteyim.