1 Mayıs 2012 Salı

Anneannem

Son yazımın çok ergen olduğuna karar verdim. Bu yazıyı uzun zamandır yazmak istiyordum, hadi hayırlısı.

Iaa... ilk olarak şunu söylemek istiyorum, anneannemi çok seviyorum. O benim idolüm. Anneannem 4 çocuklu -emin değilim- bir ailenin en büyük kız çocuğu. Elinden her iş gelir. Küçükken okul çağında filan kardeşlerine bakması için babası onu okula göndermemiş. Normalde trakyada kız çocukları da okur, okutmamak yasaktır. Ama büyük dedem nasıl desem yani hatırı sayılır bir adammış. Ne yapmış ne etmiş göndermemiş anneannemi okula. Anneannem okuma ateşiyle yanıp tutuşuyomuş. Her sabah cama çıkar okul önlüklerini giymiş okula giden çocukları izlermiş. Okullarından eve ulaşan İstiklal Marşı sesine kulak kesilir dinlermiş. Anneannem bu yaşına gelmiş hala ne zaman İstiklal Marşını duysa ağlar. Şu 23 Nisan törenlerine filan çok meraklıdır gider izler çocukları. Her neyse anneannem okula gidememiş işte evlendikten sonra kendi imkanlarıyla dışarıdan ilkokulu bitirmiş diploma almış . Eciş bücüş yazdığı zamanları hatırlıyorum. Annemlere de elinden geldiğince yardım edermiş, gider kütüphanelerde koşturur halledermiş derslerini ödevlerini. Zaten okla gitmiyoken de dikiş kurslarına gitmiş. Yıllarca terzilik yaptı herkes tanır onu. Daha sonra İSMEK'i keşfettik işte. Annem onun bir kursuna yazılmıştı anneannemde benim ne eksiğim var dedi. Yağlı boya kursuna gitti ahşap boyama kursuna gitti bu sene de boncuk kursuna gitti ama nasip olmadı işte. Şimdi evlerine bir girin her tarafta yağlı boya tablolar, güzel güzel boyanmış ahşap sehpalar, vazolar. Hatta kendisi para bulamayınca çıtaları çivileyip kumaşı gerip tablo yapıp boyamıştır üstünü. Birkaç tane de tarağın üzerindeki saçlardan yaptığı fırçası var. Çok da güzel yemek yapar. Hayatımda tanıdığım en hırslı ve becerikli kadındır. Akranları çarşaflanıp ne bileyim evde kös kös oturup dedikodu yapıp torun bakarken anneannem bir oraya bir buraya istanbulu dolaşır, kendine güzel güzel kıyafetler diker. Çetikleriyle uyumlu ördüğü pantolonları vardır. Bir kere ölmeden önceki tek isteğinin Topkapı Sarayına gitmek olduğunu söylemişti de biz de kırmadık onu götürdük. Oraya gitmezse gözü açık gidermiş. Harem bölümü tadilattaymış filan ama gezdikleri yetti anneanneme. 
Bebeklerle o kadar ciddi konuşur onları o kadar tiye alır ki kendileri bile şaşırır bu işe. Saygı görüyo adamlar hala zırıldıyolar. :D Anneannem bize dikiş yapmayı örgü örmeyi öğretmiştir. Muhteşem bir kadındır o. Herkesin isteyeceği türden. Ne doktorlar istemiştir de gitmemiştir. Bir tanedir o, candır. 

1 yorum:

  1. Ya okurken gözlerim yaşlandı,böyle bi babaanneye sahip olduğumuz için çok şanslıyız. <3

    YanıtlaSil