Aşık olmayı bırakıyorum. Evet abi insan hayatta bir kere aşık olurmuş, bugün bunu anladım. Birini sevmekten nefret ediyorum, inatla kendime sevgili bulayım çabalarımdan bunaldım. Yapamıyorum işte, sevilmiyorum neden uğraşıyorum ki. Onun gibi olmıycak işte, kimse onun gibi olamaz. O bile kendisi gibi olamaz artık. Başka bi insandı o, artık başka bi insan. Üzülmüyorum, özlemiyorum, sevmiyorum -hiçbir erkeği.
Bugün kızlarla dışarı çıktık çok eğlendim, özlemişim hepsini bol bol sarıldım. Liselerimiz birbirine yakın olduğu için bol bol görüşücez kışın da. Okuyanlar bilir, hep liseye gidince bir sevgilim olacak bekle beni lise derdim ama, bu sene erkeklerden nefret ettiğimden, ya da sıkıldığımdan böyle bir şey olmayacak sanırım. Herkesle arkadaş olucam. Umarım birkaç sene içinde aşık olurum, çok aşık olurum. Hatta bu sene de olur, ama zoraki değil gerçek olsun işte. Bu sefer öyle olsun, lütfen.
Çıktığım herkesle aşık olmadan çıktım, ilişki bittiğinde aşıktım. Umutta bile öyle oldu, zorla çıktım zor aşık oldum. Ayrılmaya yakın deli divane hale gelmiştim ama bitti işte. Aslında zoraki aşık olunca, her şey o kadar zor ki. Kıskanıyosun ama, mücadele etmek gelmiyo içinden, sadece bırakıp gidiyosun. Öyle güzel bırakıyosun ki hem de. Asıl kötü olan yanı da bıraktıktan sonra kalbin hiç acımıyo. Müptela aşık olmaktan yoruldum, kıskanmaktan ve kıskanılmaktan, trip atmaktan ve trip görmekten hepsinden öylesine yoruldum ki. Kusasım geliyor. Artık sorumluluk almaya dayanamıyorum, kıskanmadan yapamıyorum ama artık kıskanmaya da dayanamıyorum. Beni yıpratıyo. Umrumda değil, eskiden bıraktığım insan üzülür diye üzülürdüm ama şuan o bile umrumda değil. Yazmış ya angutyus terk etmenin tadını bir kez alan bir daha kurtulamaz ondan, öyle bir terk eder ki, bana da öyle oldu sanırım. Terk etmenin kanlı tadını aldım bir daha da atmamam yakamdan. Şimdiye kadar hiç terk edilen olmadım, en son çıktığım çocuk beni terk etseydi pek de skimde olmazdı açıkçası. Sanırım şu sevgili işine bu yıl hiç bulaşmıycam, benden vazgeçmeyip 2. sene de çıkma teklifi olursa artık düşünürüz bi şeyler.
Hiç böyle bir duruma düşmemiştim. Ne zaman kalbim acısa başka bi çocuk bulup o acıtınca başkasını o acıtınca başkasını... acımı dindirirdim. Şuan gerçekten hiçbir erkeği istemiyorum. Ya da bana sevgili gözüyle bakacak hiçbir erkeği, yavşanacak kız güzel kız gözüyle bakan. Normalde hep böyle baksınlar isterdim bana ama, şimdi sadece arkadaşım olsunlar istiyorum. Hiç erkek arkadaşım yok, erkeklerle sohbet etmeyi seviyorum. Eğlenceli oluyolar. Sonra onlarla flörtleşmeyi ya da ne bileyim, onlara sahip olmaya çalışmayı seviyorum. Ama bana aşık olunca biri, her şey sıkıcılaşıyo.
Eskiden istediğim, hayat amacıma dönüşmüş şeyler şuan öyle boş geliyo ki bana anlatamam , öyle sıkıcı ki. Ya sanırım ergenliğim azcık azcık geçiyo ondan oldu bunlar. Bir aralar da ateist takılıyodum mesela, sonra bir arkadaş demişti ki blogdan büyüyünce hiç böyle gelmiycek sana anlıycaksın, haklıymış vallahi. Hep böyle hayat sanırım. Şu sevgilisini bırakamayıp intikam almaya çalışan kızlar daha büyümemişler bence. Ya da ben çok bezginim. Çok yoruldum. İki sene sonra tempoma döner kaşar bi kız olurum, yıkarım ortalığı. Ama iki sene sonra.
Bugün bir arkadaşım kendime yavşak demem üzerine yavşak olan kız kendine yavşak demez dedi, bir mutlu oldum. Şevval seni seviyorum.
30 Ağustos 2012 Perşembe
26 Ağustos 2012 Pazar
BFF
Berfin seni seviyorum. Evet sürekli benim hakkımda yazı yaz diyodun ya, bugün o gün güzelim.
Berfin dışarıdan bakınca tatlı, masum, şeker, canayakın bir kız. Ama eğer içeriye bakarsanız o tam bir MANYAK. Ahahah. Hakaret olsun diye söylemiyorum, ben de manyağım yani yoksa neden onla arkadaşlık edeyim.
Berfin başımın tatlı belası, açıkçası o olmasa hayatımın tadı tuzu adrenalini olmazdı.
Tam bir cici kız gibi görünür, melek, hanım hanımcık. Ama içinde öyle bi şey var ki adamın, bir şeyi kafaya koydu mu asla vazgeçmez, başarır ! İşte bu aşamada kafaya gereksiz şeyler koyması durumu bozuyor.
Berfinle konuşurken gerçek arkadaşlarım oluğunu esaslı bir şekilde hissedip huzur doluyorum vallahi.
Berfin bu dünyadaki en güzel ağlayan, en güzel gülen arkadaş, bi de ağlarken gülen en güzel. Ne kadar tipi çirkin olsa da, ağlayınca çok tatlı oluyor. Yani kafasını boynuma sokuşu dışında. Adam öyle bir ağlıyo ki, böyle sokuyo kafasını boynuma ıslak ıslak vıcık vıcık, ben de gıdıklanıyorum öyle olunca gülme tutuyo filan tam rezillik yani. Ama yerim be onu, böyle yaş gözlerle dolaşıp sarılınca birden dökülmesini yerim. Canım benim yaaa... Her neyse ahah.
Okul bittiğinden beri şu katıla katıla gülmelerim öyle az oluyo ki, işte berfin ve nazo olmayınca aşırı neşesiz bir hayat geçiriyorum ben. Özledim abi onları, ne salak onlar.
Popom çok terledi yazarken yaa. Pişiyorum şuan.
Berfin tam bir kaltak ! Ama onu suçalmıyorum ben de tam bir kaltağım. Of soyuncam şimdi çok sıcak. Tamam konumdan sapmıyorum. Ben tabii zamanında onun eski sevgilisinden alıntılar yaparak çok gıcık ettim onu şimdi o da bana yapıyo öküz.
Ay bi de aramızda manyakça bir hava atma şeyi var tamam mı ? o bana hava atıyo ben ona böyle yarışıyoruz kim üste çıkıcak filan. Befinin de çok kompleksi var ve ben hepsini biliyorum onların, benim de tek takık olduğum tarafım saçlarımdı bir zamanlar. Nefret ediyodum saçlarımdan, keşke normal olsalardı düz olsalardı diyodum böyle imreniyodum güzel saçlı insanlara amaaa, büyüdükçe anladım ki MUHTEŞEM saçlarım var, cidden muhteşemler. Çok güzeller farklılar çok seviyorum onları. E bu takıntım da geçince geriye hiç takıntım kalmıyo böyle olunca da berfinin oynayacak kozu kalmıyo. Şu hava atma yarışmalarını ben hep kazanınca, adam da üzülmeye başladı salak. Bence berfin BANA BULAŞMADIKÇA güzel bir kız yani.
Berfin çok gıcık, deli ediyo beni, gülme krizlerine sokuyo AMA ÇOK SEVİYORUM ONU ! ÖYLE ÇOK SEVİYORUM Kİ CANIM OYYY. Hiç yalnız hissettirmiyo mal, aynı benim gibi lan o. Benim daha bi kız kız olan halim. Yok lan öyle de değil, benim biraz daha salak olan halim aynen AHSJJAHSDKJAHSJS.
Aslında romantik bir yazı olmasını bekliyodum ama, pek öyle olmadı. AMA SEVDİM LAN BEN YİNE DE. Berfin işte benim best friend forever'ım ahahaha :D burdan ona sevgilerle öptüm öptüm.
20 Ağustos 2012 Pazartesi
Furkan
Az önce yazı konusu bulmak için "tükrün aklı ya sıçarken ya kaçarken" dedim girdim tuvalete. Aslında sıçma işleminde pek çok düşünmedim, kısa sürdü zaten. Aslında en çok bilgisayar masasından tuvalete giden yolda düşündüm ben. Sanırım o sırada da altıma yapmaktan kaçıyodum. Ve baam ! atalarımı yine haklı çıkartıyorum ve kemiklerini sızlatmıyorum. Duyarlıyım çünkü ben. Gerçekten duyarlıyım.
Bu yıl ipek de ben de yeni bir hayata adım atıyoruz. Aslında bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Mesela çiçekler hakkında ya da bulutlar hakkında konuşabiliriz, barış hakkında ya da müzik hakkında. Ama gelecek değil, henüz hazır değilim sanırım.
Çok huzurlu cici bir şarkı dinliyorum şuan. Adı hırka bilirsiniz hırkaları severim. Hırkaları kim sevmez ki. Hırkalar en iyi arkadaşlardır. Şunu da bilmenizi istiyorum, bu satırları yazan kişinin sadece bir tane hırkası var. Bu kış aldım onu da, dedim ki hiç hırkam yok abi alayım. Ölümüne onu giyiyorum, hep yanımda. Hiç bırakmıycam onu lan, hep benimle olsun yumurcak. Çok seviyorum abi onu. Dirseklerinde de hani olur ya memurların şeysi, yaması, ondan var. Kahverengi bi şey.Seneye de giyerim diye bir beden büyük aldım, ha bi de bol giyinirim ben. Kışları çok özledim abi... Üşümeyi çok özledim. Üşümeyi çok seviyorum. Psikopat bi şekilde çoook seviyorum, haz alıyorum bundan. Ama böyle vantilatörün üşütmesi değil, ya da denizin mesela, ya da klimanın üşütmesini. Rüzgarın üşütmesini seviyorum ben, güzel kokusunu seviyorum, mücadelesini seviyorum. Yağmur sonrası üşümeleri seviyorum ben. Biraz üşürsün hani, korkarsın sonra üşümekten, sonra kafa tutarsın rüzgara inadına yürürsün ve artık üşüyomuş gibi hissetmezsin ya, onu severim işte ben.
Kışın her şeyini severim ben. Tüm rezilliğiyle severim. Baharı da severim, sonbaharı da, yazı da severim ama az severim onu. Her şeyi severim ki ben. Ama en çok kazakları severim. Renklerini severim, desenlerini severim, yüceliklerini severim, azlıklarını severim mesela, emeklerini severim, bakışlarını severim, şevkatlerini severim... Kazakları en çok severim ben.
Kar var bi de mesela. Onun hakkında çok konuşmak istemiyorum aslında. Kanın en güzel yanı melek yapmaktır başka da tanımam ben kar mar. Kara teslimiyeti severim, kendini yere salarkenki güveni ve özgürlüğü severim ben. Ablama öyle bırakamam kendimi, babama anneme bırakamam, ama kara bırakırım. Öyle bir bırakırım ki kar bile şaşar. En çok kara güvenirim ben, hiç de acıtmaz canımı.
Geçenlerde bir arkadaşıma çimleri ne kadar çok sevdiğimi anlatıyodum. Umrunda değildi, dalga geçiyorum sanıyodu, sadece geveliyodum. Ama gerçekten severim ben çimleri. Belki çok tanımadığım için onları, ayda bir kez anca gördüğüm için belki, belki benim gibi özgür olmadıkları için, çimleri çok severim ben. Huzur doludurlar, can doludurlar, şevk hayat doludurlar çimler. Ama pek yoklar. Belki olsalar bu kadar sevmem, ama özlüyorum bazen, gerçekten özlüyorum hem de. Kokularını hayal ediyorum, yağmurun onlara değişini hayal ediyorum, yağmurdan sonraki kokularını hayal ediyorum. Ama yaşamıyorum. Yaşayamıyorum. Çimlerde yatmak öyle bir huzur öyle bir güzellik ki benim için, kendimi mutlu hayal ettiğimde çimlerde oluyorum hep. Çimler benim gibi, çimler bizim gibi.
Küçükken bahçemiz vardı bir tane, ne güzel bahçeydi o. Hiçbir bok yoktu, betondu yerleri, tuğladandı duvarları, üstünü kaplamış bir sarmaşık vardı bizim balkon bahçeye çıkardı. Güzeldi yine de, yeşildi huzurdu. Ne bileyim, evdi orası evcilikti. Doğaydı orası, biraz doğaydı, küçük doğaydı. Kuyusu vardı bi tane, içilmezdi ama suyu. Kuzenim bi kere içmişti de hastanelik olmuştu filan falan. Ama görseniz, öyle öyle güzeldi ki. Artık yok. Yıktılar kaldırım yaptılar yerine. Artık balkonumuz küçük bir doğaya değil, sokağa açılıyor, kaldırıma açılıyor. Çok gördüler küçücük şeyi bize. Çok güzeldi o zamanlar. Balkonumuzu da zaten camladılar artık oda gibi oldu, sarmaşıklarımızı da çıkarttılar yoldular attılar işte. Orada oturup çay içmiyoruz artık, salonumuzda oturuyoruz televizyon izliyoruz. Çirkin salonumuz.
Gerçi çoğu istanbulluya nazaran yeşil bir yerde yaşıyoruz. Evimizin altında böyle bomboş bir arsa var ötesinde bir bahçe bahçede üçbeş uzun ağaç. Yeşillik işte. Yine şanslıyız yani.
Üzüldüğüm şey çocuklarımın göremeyeceği bunları. Küçücük bir çim için ağlayacakları. Ya da pislik olacakları küçücük bir çim için ağlayacakları ama istemiyorum diye. Nasıl olacak benim çocuklarım ? güzel olsunlar. Yaşasınlar benim çocuklarım, yaşasınlar.
Bu yıl ipek de ben de yeni bir hayata adım atıyoruz. Aslında bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Mesela çiçekler hakkında ya da bulutlar hakkında konuşabiliriz, barış hakkında ya da müzik hakkında. Ama gelecek değil, henüz hazır değilim sanırım.
Çok huzurlu cici bir şarkı dinliyorum şuan. Adı hırka bilirsiniz hırkaları severim. Hırkaları kim sevmez ki. Hırkalar en iyi arkadaşlardır. Şunu da bilmenizi istiyorum, bu satırları yazan kişinin sadece bir tane hırkası var. Bu kış aldım onu da, dedim ki hiç hırkam yok abi alayım. Ölümüne onu giyiyorum, hep yanımda. Hiç bırakmıycam onu lan, hep benimle olsun yumurcak. Çok seviyorum abi onu. Dirseklerinde de hani olur ya memurların şeysi, yaması, ondan var. Kahverengi bi şey.Seneye de giyerim diye bir beden büyük aldım, ha bi de bol giyinirim ben. Kışları çok özledim abi... Üşümeyi çok özledim. Üşümeyi çok seviyorum. Psikopat bi şekilde çoook seviyorum, haz alıyorum bundan. Ama böyle vantilatörün üşütmesi değil, ya da denizin mesela, ya da klimanın üşütmesini. Rüzgarın üşütmesini seviyorum ben, güzel kokusunu seviyorum, mücadelesini seviyorum. Yağmur sonrası üşümeleri seviyorum ben. Biraz üşürsün hani, korkarsın sonra üşümekten, sonra kafa tutarsın rüzgara inadına yürürsün ve artık üşüyomuş gibi hissetmezsin ya, onu severim işte ben.
Kışın her şeyini severim ben. Tüm rezilliğiyle severim. Baharı da severim, sonbaharı da, yazı da severim ama az severim onu. Her şeyi severim ki ben. Ama en çok kazakları severim. Renklerini severim, desenlerini severim, yüceliklerini severim, azlıklarını severim mesela, emeklerini severim, bakışlarını severim, şevkatlerini severim... Kazakları en çok severim ben.
Kar var bi de mesela. Onun hakkında çok konuşmak istemiyorum aslında. Kanın en güzel yanı melek yapmaktır başka da tanımam ben kar mar. Kara teslimiyeti severim, kendini yere salarkenki güveni ve özgürlüğü severim ben. Ablama öyle bırakamam kendimi, babama anneme bırakamam, ama kara bırakırım. Öyle bir bırakırım ki kar bile şaşar. En çok kara güvenirim ben, hiç de acıtmaz canımı.
Geçenlerde bir arkadaşıma çimleri ne kadar çok sevdiğimi anlatıyodum. Umrunda değildi, dalga geçiyorum sanıyodu, sadece geveliyodum. Ama gerçekten severim ben çimleri. Belki çok tanımadığım için onları, ayda bir kez anca gördüğüm için belki, belki benim gibi özgür olmadıkları için, çimleri çok severim ben. Huzur doludurlar, can doludurlar, şevk hayat doludurlar çimler. Ama pek yoklar. Belki olsalar bu kadar sevmem, ama özlüyorum bazen, gerçekten özlüyorum hem de. Kokularını hayal ediyorum, yağmurun onlara değişini hayal ediyorum, yağmurdan sonraki kokularını hayal ediyorum. Ama yaşamıyorum. Yaşayamıyorum. Çimlerde yatmak öyle bir huzur öyle bir güzellik ki benim için, kendimi mutlu hayal ettiğimde çimlerde oluyorum hep. Çimler benim gibi, çimler bizim gibi.
Küçükken bahçemiz vardı bir tane, ne güzel bahçeydi o. Hiçbir bok yoktu, betondu yerleri, tuğladandı duvarları, üstünü kaplamış bir sarmaşık vardı bizim balkon bahçeye çıkardı. Güzeldi yine de, yeşildi huzurdu. Ne bileyim, evdi orası evcilikti. Doğaydı orası, biraz doğaydı, küçük doğaydı. Kuyusu vardı bi tane, içilmezdi ama suyu. Kuzenim bi kere içmişti de hastanelik olmuştu filan falan. Ama görseniz, öyle öyle güzeldi ki. Artık yok. Yıktılar kaldırım yaptılar yerine. Artık balkonumuz küçük bir doğaya değil, sokağa açılıyor, kaldırıma açılıyor. Çok gördüler küçücük şeyi bize. Çok güzeldi o zamanlar. Balkonumuzu da zaten camladılar artık oda gibi oldu, sarmaşıklarımızı da çıkarttılar yoldular attılar işte. Orada oturup çay içmiyoruz artık, salonumuzda oturuyoruz televizyon izliyoruz. Çirkin salonumuz.
Gerçi çoğu istanbulluya nazaran yeşil bir yerde yaşıyoruz. Evimizin altında böyle bomboş bir arsa var ötesinde bir bahçe bahçede üçbeş uzun ağaç. Yeşillik işte. Yine şanslıyız yani.
Üzüldüğüm şey çocuklarımın göremeyeceği bunları. Küçücük bir çim için ağlayacakları. Ya da pislik olacakları küçücük bir çim için ağlayacakları ama istemiyorum diye. Nasıl olacak benim çocuklarım ? güzel olsunlar. Yaşasınlar benim çocuklarım, yaşasınlar.
14 Ağustos 2012 Salı
sevgilim olsun, gerisini siktir et
"Hayal et. Tıpkı olacakmış gibi hayal et.. Aşık ol mesela. O seni sevmese de sen inadına aşık ol. Aşık olmak güzeldir. Kim olursa olsun-kim ne derse desin.."
Onur kendisinden beklenmeyecek bir pozitiflikle bloğuna bu satırları yazınca dedim ki "kalk kız aşık ol biraz". Kalktım aşık olayım diye ama bir görseniz ne tatlıyım aman ne pembeyim böyle uçuş uçuş çiçek çiçek. Böyle müzik dinlemeler, hoppidik hoppidik dans etmeler, resim çizip yazı yazmalar, etrafa saçılan gülücükler filan tam bir polyannaya dönüştüm ben deerken, dedim ki "aşk var da aşık olacak adam yok" işte ben de bakınmaya başladım. Tivitırda bi çocuk görmüştüm tesadüfe, aklımdan çıkmıyordu çocuğun suratı, dedim ona aşık olayım aman ne şeker çocuktu filan falan sonra "tanımadığın adama aşık mı olunurmuş acaba salak" kafasına girip vazgeçtim çocuktan. Pek de bi şey değilmiş zaten hevesim kaçtı eheheh. Soonra tabii bakınmaya devam ediyorum, bildiğiniz kadarıyla da pek bir yalnız pek bir asosyal pek bir arkadaşsızım gittim salak ben en yakınımdaki en sıcak en cici insanı bulup aşık olmaya karar verdim. Adam böyle nasıl umuta benziyo, aynı burçlar filan şapşal ikisi de filan dedim işte bu tamamdır. Adam da kimseyle çıkmamış daha zaten dünden meraklı sevgilim olsun filan diye hiç yadırgamadı yavşaklığımı hemen benimsedi böyle, hoşuna gitti sanırsam. Benim de adam çıkma teklifi etcek mecburen kabul etcem -o kadar yavşıyorum çünkü- diye nasıl ödüm kopuyo nasıl tırsıyorum anlatamam öyle böyle değil. Ama böyle bir inadına da saldırıyorum yani. Biraz veriyorum gazııı çekiyorum veriyorum filan bir salaklaşmalar. Ama o sıradaki kafa da şu kafa "ben adamı istemiyorum, o beni istiyo". Kendisi de iltifatlar filan ediyor haliyle,böyle bir cicilik, bir aşık haller filan aman sevgili olalım kafasında ben de iyice dedim ki "aşık oldu bu banaaa, oldu kii" filan yani girdim havaya utanmasam adama aşkım dicem öyle böyle değil. Baya sevgili gibi takılıyoruz filan elalem gelcek "hayırlı olsun sevgili yapmışın" diyecek o kadar yani ben salak salak ipeğe filan anlatıyorum "adam bana böyle diyo şöyle diyo" . Sooonracıma ama ben de bi yandan çıkma teklifi etmesin diye diyorum ki işte, keşke internetten olmasaydın vs. İşte kız resimleri gönderiyorum çocuğa diyo ki "hiçbiri senden tatlı değeeel". Ben ama anlatamam GÖKLERDEYİM göklerde !! ego patlamaları yaşıyorum !! adam bana aşık filan nasıl kafayı yedim ya şuan anlatamam imkansız yani. Sonra işte gece oldu filan ben iyice havaya girdim, geceleri bir de bir özgüven patlaması yaşıyorum bir açık sözlü oluyorum filan iyice giriştim adama. Kocacım filan diyorum. Adam başladı zehra şöyle yaptı böyle yaprı onu hiç sevmiyom unuttum bıt bıt. Tamam abi diyorum hadi bak aa kocacım. Yok başladı, berfin şöyle tivit atmış böyle tivit atmış aman ne tatlı kız git yanaklarını sık. Diyorum ki "ABİ ! TAMAM ! az izin verirsen yavşıycaz şurda" anam yok YOK YANİ YOK adam diyo illa yavşama. Seni biz evimize alalım kardeş olalım kafalarına girdi, konuşuyo başım çok ağrıyo arkadaşım yatsa yatıcam (yani benim için ayakta değil, arkadaşı için ayakta). Ben sinirlendim tabii, bi de evlerine kardeş gidicem ya adama abi demeye başladım. İşte konuşuyo abi deme bana diye ben daha çok diyorum. Sonra "kankam arkadaşım abim dostum" gibi bi şey dedim, sanıyorum ki adam sinirlencek biz nerdeyse çıkıyoduk diye, demesin mi "diğerleri olur da abi olmasın" diye. Ben bir fıttırdım amaaa, o bu yani. Ben işte eski ıaa ilgiyi kazanmak için savaşıyorum böyle yine aşık (!) olsun bana diye filan. Adam dedi ki "seni seviyorum ama mesafeleeer". Dedim "LAN ! NOLUYO LAN o beni istiyodu ben istemiyodum, çıkmıyodum ben onla, HATTA LAN SIRF ÇIKMA TEKLİFİ EDERSE REDDEDİCEM KIRILIKCAK DİYE KORKUYODUM noldu lan şimdi noldu amınakoyiyim ?!"
Ben bir sinirlendim bir atarlandım, adam zaten 5 dakikada bir cevap veriyo filan. Tivit atıyorum ben de atarlı atarlı böyle. Adam işte dedi "kime aşık oldun sen" yapıştırdım sananeyi, ay bi de utanmaz atarlandı siktirdigitti.
Anladım ki, bu çocuk herkes gibi. Özel bi yanı yok yani, beni sevdiği filan da yok. Benim yaptığımı ipek yapsa berfin yapsa bir şey farketmezdi onun için zaten. Sevgilisi olsun yeterdi. Sevgili istiyodu lan sadece sevgili yani. Kandırdı lan beni aşıkmış gibi davrandı filan beni sadece "kız" olarak gördü mesela, ben sadece sevgili olacak cinsiyettim onun için. O kadar sığ idi ki. Bir sevgilisi olsun diye sevdiği kızdan vazgeçebilirdi, vazgeçti. Sevgili istiyodu, sevgili çok istiyodu diğer her şey önemsizdi.
aşk meşk sevgi sevgili
Dönüyorum ve size soruyorum ey erkekler, ya da, ey erkek neden bu kadar sığsın lan ? ne bu sevgili merakı amınakoyiyim ? değer mi lan buna ? değer mi sence ? sevgilim olsun diye bu kadar aptallığa bu kadar küçülmeye bu kadar sığlaşmaya değer mi ? sevgili demek ne demek lan ? bu kadar mı lan ? bu kadar önemli mi ?
Abi bakın eğer sevgili istiyosanız ilk yapacağınız şey şu, sevgili istemeyin. Eğer çok isterseniz gelmez abi. Böyle istemiyceksiniz, skiyim sevgilisini diyceksiniz bak nasıl geliyor, şaşıracaksınız. Eğer herkese sevgili gözüyle bakarsanız kimseniz kalmaz. Bak ben size söyleyeyim. Dinleyin beni.
Onur kendisinden beklenmeyecek bir pozitiflikle bloğuna bu satırları yazınca dedim ki "kalk kız aşık ol biraz". Kalktım aşık olayım diye ama bir görseniz ne tatlıyım aman ne pembeyim böyle uçuş uçuş çiçek çiçek. Böyle müzik dinlemeler, hoppidik hoppidik dans etmeler, resim çizip yazı yazmalar, etrafa saçılan gülücükler filan tam bir polyannaya dönüştüm ben deerken, dedim ki "aşk var da aşık olacak adam yok" işte ben de bakınmaya başladım. Tivitırda bi çocuk görmüştüm tesadüfe, aklımdan çıkmıyordu çocuğun suratı, dedim ona aşık olayım aman ne şeker çocuktu filan falan sonra "tanımadığın adama aşık mı olunurmuş acaba salak" kafasına girip vazgeçtim çocuktan. Pek de bi şey değilmiş zaten hevesim kaçtı eheheh. Soonra tabii bakınmaya devam ediyorum, bildiğiniz kadarıyla da pek bir yalnız pek bir asosyal pek bir arkadaşsızım gittim salak ben en yakınımdaki en sıcak en cici insanı bulup aşık olmaya karar verdim. Adam böyle nasıl umuta benziyo, aynı burçlar filan şapşal ikisi de filan dedim işte bu tamamdır. Adam da kimseyle çıkmamış daha zaten dünden meraklı sevgilim olsun filan diye hiç yadırgamadı yavşaklığımı hemen benimsedi böyle, hoşuna gitti sanırsam. Benim de adam çıkma teklifi etcek mecburen kabul etcem -o kadar yavşıyorum çünkü- diye nasıl ödüm kopuyo nasıl tırsıyorum anlatamam öyle böyle değil. Ama böyle bir inadına da saldırıyorum yani. Biraz veriyorum gazııı çekiyorum veriyorum filan bir salaklaşmalar. Ama o sıradaki kafa da şu kafa "ben adamı istemiyorum, o beni istiyo". Kendisi de iltifatlar filan ediyor haliyle,böyle bir cicilik, bir aşık haller filan aman sevgili olalım kafasında ben de iyice dedim ki "aşık oldu bu banaaa, oldu kii" filan yani girdim havaya utanmasam adama aşkım dicem öyle böyle değil. Baya sevgili gibi takılıyoruz filan elalem gelcek "hayırlı olsun sevgili yapmışın" diyecek o kadar yani ben salak salak ipeğe filan anlatıyorum "adam bana böyle diyo şöyle diyo" . Sooonracıma ama ben de bi yandan çıkma teklifi etmesin diye diyorum ki işte, keşke internetten olmasaydın vs. İşte kız resimleri gönderiyorum çocuğa diyo ki "hiçbiri senden tatlı değeeel". Ben ama anlatamam GÖKLERDEYİM göklerde !! ego patlamaları yaşıyorum !! adam bana aşık filan nasıl kafayı yedim ya şuan anlatamam imkansız yani. Sonra işte gece oldu filan ben iyice havaya girdim, geceleri bir de bir özgüven patlaması yaşıyorum bir açık sözlü oluyorum filan iyice giriştim adama. Kocacım filan diyorum. Adam başladı zehra şöyle yaptı böyle yaprı onu hiç sevmiyom unuttum bıt bıt. Tamam abi diyorum hadi bak aa kocacım. Yok başladı, berfin şöyle tivit atmış böyle tivit atmış aman ne tatlı kız git yanaklarını sık. Diyorum ki "ABİ ! TAMAM ! az izin verirsen yavşıycaz şurda" anam yok YOK YANİ YOK adam diyo illa yavşama. Seni biz evimize alalım kardeş olalım kafalarına girdi, konuşuyo başım çok ağrıyo arkadaşım yatsa yatıcam (yani benim için ayakta değil, arkadaşı için ayakta). Ben sinirlendim tabii, bi de evlerine kardeş gidicem ya adama abi demeye başladım. İşte konuşuyo abi deme bana diye ben daha çok diyorum. Sonra "kankam arkadaşım abim dostum" gibi bi şey dedim, sanıyorum ki adam sinirlencek biz nerdeyse çıkıyoduk diye, demesin mi "diğerleri olur da abi olmasın" diye. Ben bir fıttırdım amaaa, o bu yani. Ben işte eski ıaa ilgiyi kazanmak için savaşıyorum böyle yine aşık (!) olsun bana diye filan. Adam dedi ki "seni seviyorum ama mesafeleeer". Dedim "LAN ! NOLUYO LAN o beni istiyodu ben istemiyodum, çıkmıyodum ben onla, HATTA LAN SIRF ÇIKMA TEKLİFİ EDERSE REDDEDİCEM KIRILIKCAK DİYE KORKUYODUM noldu lan şimdi noldu amınakoyiyim ?!"
Ben bir sinirlendim bir atarlandım, adam zaten 5 dakikada bir cevap veriyo filan. Tivit atıyorum ben de atarlı atarlı böyle. Adam işte dedi "kime aşık oldun sen" yapıştırdım sananeyi, ay bi de utanmaz atarlandı siktirdigitti.
Anladım ki, bu çocuk herkes gibi. Özel bi yanı yok yani, beni sevdiği filan da yok. Benim yaptığımı ipek yapsa berfin yapsa bir şey farketmezdi onun için zaten. Sevgilisi olsun yeterdi. Sevgili istiyodu lan sadece sevgili yani. Kandırdı lan beni aşıkmış gibi davrandı filan beni sadece "kız" olarak gördü mesela, ben sadece sevgili olacak cinsiyettim onun için. O kadar sığ idi ki. Bir sevgilisi olsun diye sevdiği kızdan vazgeçebilirdi, vazgeçti. Sevgili istiyodu, sevgili çok istiyodu diğer her şey önemsizdi.
Dönüyorum ve size soruyorum ey erkekler, ya da, ey erkek neden bu kadar sığsın lan ? ne bu sevgili merakı amınakoyiyim ? değer mi lan buna ? değer mi sence ? sevgilim olsun diye bu kadar aptallığa bu kadar küçülmeye bu kadar sığlaşmaya değer mi ? sevgili demek ne demek lan ? bu kadar mı lan ? bu kadar önemli mi ?
Abi bakın eğer sevgili istiyosanız ilk yapacağınız şey şu, sevgili istemeyin. Eğer çok isterseniz gelmez abi. Böyle istemiyceksiniz, skiyim sevgilisini diyceksiniz bak nasıl geliyor, şaşıracaksınız. Eğer herkese sevgili gözüyle bakarsanız kimseniz kalmaz. Bak ben size söyleyeyim. Dinleyin beni.
11 Ağustos 2012 Cumartesi
Biraz yazayım dedim
Geçen gün fark ettim ki birine aşık olmaktan korkuyorum. Bir sürü çocuktan hoşlanıyorum ama bana çıkma teklifi edebilecekleri düşüncesi beni çok korkutuyo. Bir çocuktan hoşlanmak da istemiyorum aslında. Çok yorgunum çok yoruldum. Bütün erkekler beni yoruyo, sinirlendiriyo, yıpratıyo. Mesajlarını bekliyorum, gülmelerini bekliyorum, beni sevmelerini bekliyorum, beni fark etmelerini bekliyorum, önemsemelerini bekliyorum. Çok da göründüğüm gibi umursamaz değilim.
İnternetten nefret ediyorum ama onsuz yapamıyorum. Sürekli daha çok insana daha çok kitleye ihtiyacım var. Dışarı çıkıp birileriyle tanışmak istiyorum, ya da sosyalleşebileceğim bir yer olsa fena olmaz mesela. İstanbul amma zor yer ya. Biriyle tanışman için illa gıdısının gıdısı olması gerekiyo yani. Cesaretlendim dans kursu aradım onu da bulamadım zaten. Ne gereksiz bi şeyim ben amınakoyayım. Hayatımın en kötü yaz tatilini geçiyorum ve okulu İPLE ÇEKİYORUM hemen gelsin ve of.
Kendimi sevmiyorum ya, bütün kızlar gibi olmak istiyorum. Bütün kızlar bunu nasıl başarıyo ? yani çok kız olmayı. Ben neden yapamıyorum. Abi ben şu erkeklerin kız olarak görmediklerindenim bence. Ben de şöyle bi "istenen" olsaydım fena olmazdı. Çok boş şeyler yaşıyorum.
Nutella krizine girmek istiyorum filan, şöyle bi bunalım geçirmek olsun. OLMUYO AMK. Ya şişmanlamak istiyorum gerçekten istiyorum ! İSTEDİĞİM TEK BİR ŞEY, CİDDİYİM TEK BİR ŞEY GERÇEKLEŞSEYDİ NOLURDU ? Yazın yapılacaklar listeme koyayım. YAZA DA KOYAYIM. Kış gelsin istiyorum. Renkli kazaklar giyeyim istiyorum ve güleyim istiyorum. Kış hep aklıma tatlı bi gülümseme getiriyo, yaz ise bunalım sıkıntı..........
Saçları güzel olan her kızın, açık açık söylüyorum, ALLAH BELASINI VERSİN. Ben abi, saçlarımı açamıyorum ya. Ne bileyim bi korkuyorum. Fazla kız hissediyorum ve sürekli onları kontrol etmem gerekiyomuş gibi geliyo. Katı katı durunca sinirim bozuluyo. Sonra saçlarım açık olunca sanki yüzüm böyle çok karanlık gözüküyo gibi geliyo filan. Şişmanlasam böyle olmaz ama. AMA NE YİYEYİM Kİ. SİKTİĞİMİN YEMEKLERİ HEPİNİZ AYNISINIZ SIKILDIM HEPİNİZDEN. Yiyemiyorum abi midem almıyo ne yapayım ben yaa ? o hastalıktan mı oldum acaba çok korkuyorum. Abi sadece çikolatayla mı beslensem acaba ? insanlar nasıl şişmanlıyor pardon ? biri bana söylesin bunu ! Kaka yapmasam mı abi artık yaa ? ne yapayım ne ?!
Sürekli ağlamak istiyorum ve herkes ölsün istiyorum. Ağır ergenim. Çok yorgunum. Her şey çok basit ama bana çok zor geliyo.
Siktiğimin evinden nefret ediyorum. Çıkıp saatlerce gezesim var, keşke çıkıp saatlerce sıkılmadan gezeceğim biri olsa. Öylece oturup konuşsak. Bir şey yapmak istediğim yok sadece evde olmak istemiyorum.
Evde olmak istemememin sebebi ailem değil. Yani dışarısı olacaksa onlarla da olabilir. Ben genel olarak evi sevmiyorum. Gerçi annem ve babamlayken evde olduğu gibi hep telefonla ilgileniyorum ama olsun..... Hayır olmasın. Arkadaş edinmek neden bu kadar zor ki ? yani GERÇEK olanlardan yüz yüze böyle. İşte asıl özenilesi insanlar bunu çok kolay yapabilenler bence. Sikeyim ki tanışacağım yer olsa ben de tanışırım. Ya da tanıştıracak kişi. Evde kısılı kaldım böyle, boğuluyorum.
İnternetten nefret ediyorum ama onsuz yapamıyorum. Sürekli daha çok insana daha çok kitleye ihtiyacım var. Dışarı çıkıp birileriyle tanışmak istiyorum, ya da sosyalleşebileceğim bir yer olsa fena olmaz mesela. İstanbul amma zor yer ya. Biriyle tanışman için illa gıdısının gıdısı olması gerekiyo yani. Cesaretlendim dans kursu aradım onu da bulamadım zaten. Ne gereksiz bi şeyim ben amınakoyayım. Hayatımın en kötü yaz tatilini geçiyorum ve okulu İPLE ÇEKİYORUM hemen gelsin ve of.
Kendimi sevmiyorum ya, bütün kızlar gibi olmak istiyorum. Bütün kızlar bunu nasıl başarıyo ? yani çok kız olmayı. Ben neden yapamıyorum. Abi ben şu erkeklerin kız olarak görmediklerindenim bence. Ben de şöyle bi "istenen" olsaydım fena olmazdı. Çok boş şeyler yaşıyorum.
Nutella krizine girmek istiyorum filan, şöyle bi bunalım geçirmek olsun. OLMUYO AMK. Ya şişmanlamak istiyorum gerçekten istiyorum ! İSTEDİĞİM TEK BİR ŞEY, CİDDİYİM TEK BİR ŞEY GERÇEKLEŞSEYDİ NOLURDU ? Yazın yapılacaklar listeme koyayım. YAZA DA KOYAYIM. Kış gelsin istiyorum. Renkli kazaklar giyeyim istiyorum ve güleyim istiyorum. Kış hep aklıma tatlı bi gülümseme getiriyo, yaz ise bunalım sıkıntı..........
Saçları güzel olan her kızın, açık açık söylüyorum, ALLAH BELASINI VERSİN. Ben abi, saçlarımı açamıyorum ya. Ne bileyim bi korkuyorum. Fazla kız hissediyorum ve sürekli onları kontrol etmem gerekiyomuş gibi geliyo. Katı katı durunca sinirim bozuluyo. Sonra saçlarım açık olunca sanki yüzüm böyle çok karanlık gözüküyo gibi geliyo filan. Şişmanlasam böyle olmaz ama. AMA NE YİYEYİM Kİ. SİKTİĞİMİN YEMEKLERİ HEPİNİZ AYNISINIZ SIKILDIM HEPİNİZDEN. Yiyemiyorum abi midem almıyo ne yapayım ben yaa ? o hastalıktan mı oldum acaba çok korkuyorum. Abi sadece çikolatayla mı beslensem acaba ? insanlar nasıl şişmanlıyor pardon ? biri bana söylesin bunu ! Kaka yapmasam mı abi artık yaa ? ne yapayım ne ?!
Sürekli ağlamak istiyorum ve herkes ölsün istiyorum. Ağır ergenim. Çok yorgunum. Her şey çok basit ama bana çok zor geliyo.
Siktiğimin evinden nefret ediyorum. Çıkıp saatlerce gezesim var, keşke çıkıp saatlerce sıkılmadan gezeceğim biri olsa. Öylece oturup konuşsak. Bir şey yapmak istediğim yok sadece evde olmak istemiyorum.
Evde olmak istemememin sebebi ailem değil. Yani dışarısı olacaksa onlarla da olabilir. Ben genel olarak evi sevmiyorum. Gerçi annem ve babamlayken evde olduğu gibi hep telefonla ilgileniyorum ama olsun..... Hayır olmasın. Arkadaş edinmek neden bu kadar zor ki ? yani GERÇEK olanlardan yüz yüze böyle. İşte asıl özenilesi insanlar bunu çok kolay yapabilenler bence. Sikeyim ki tanışacağım yer olsa ben de tanışırım. Ya da tanıştıracak kişi. Evde kısılı kaldım böyle, boğuluyorum.
2 Ağustos 2012 Perşembe
Mim ve bir şeyler :D
Tuvaletteyken ya da duştayken yaptığım röportajların haddi hesabı yok, eğer bir gün ünlü olup bir programa katılırsam konuşacağım her şey hazır sanırım ehe.
Aslıda, dans etmek istiyordum. Bunu daha önce yazmıştım. Ama olmadı hayallerim gerçekleşmedi vee bu yaz dans kursuna gitmedim. Tabii yaz daha bitmedi ama, olmayacak sanırım. Neyse umudumu kesmedim, gidicem o kursa! Keşke çocukluğundan itibaren bunun içinde olanlar kadar şanslı olsaydım.
Şimdi ıı, bir mim başlatmak istiyorum. Bu şöyle olsun, hepimiz kötü hissettiğimizde neler yapınca mutlu olduğumuzu yazalım.
Tamam başlıyorum.
Mutsuz olduğumda genelde eğlenceli şarkılar açıp dans ederim. Bu gerçekten bana iyi geliyo, kendimi kaptırıyorum ve diğer her şeyi unutuyorum. Hayat o anda benim etrafımda dönüyomuş gibi oluyo, bu hoşuma gidiyo. İkinci olarak da blog yazıyorum, buranın bana ait oluşu gerçekten huzur verici. Burası ben olduğum tek yer ve aslında düşündüm de beni seviyorum. Blog yazarken kendimi çok güçlü hissediyorum böyle her şeyi yapabilirmiş gibi. Sövüyorum sayıyorum ve kimse beni yargılamıyo. Blog yazarken kendimi yalnız hissetmiyorum, sanki burası benim krallığmmış gibi. Kimse okumasa da umrumda olmuyor. Burası her daim beni mutlu kılıyo, blog yazarken çay içmek muhteşem bi şey özellikle ehe. Normalde blog yazarken sakız çiğnerdim ama artık diş tellerim olduğu için bu pek mümkün olmuyor. Sanırım saçmaladım. Neyse işe bu kadar ehe.
Mimlenenler: Mia Wallace Sarı Vosvos Çakma Samurai QueenE ya da Elly vee Fırat Bulduk
İşte mim konusunu tekrar yazayım : Kötü hissettiğimde neler yaparsam mutlu olurum.
Aslıda, dans etmek istiyordum. Bunu daha önce yazmıştım. Ama olmadı hayallerim gerçekleşmedi vee bu yaz dans kursuna gitmedim. Tabii yaz daha bitmedi ama, olmayacak sanırım. Neyse umudumu kesmedim, gidicem o kursa! Keşke çocukluğundan itibaren bunun içinde olanlar kadar şanslı olsaydım.
Şimdi ıı, bir mim başlatmak istiyorum. Bu şöyle olsun, hepimiz kötü hissettiğimizde neler yapınca mutlu olduğumuzu yazalım.
Tamam başlıyorum.
Mutsuz olduğumda genelde eğlenceli şarkılar açıp dans ederim. Bu gerçekten bana iyi geliyo, kendimi kaptırıyorum ve diğer her şeyi unutuyorum. Hayat o anda benim etrafımda dönüyomuş gibi oluyo, bu hoşuma gidiyo. İkinci olarak da blog yazıyorum, buranın bana ait oluşu gerçekten huzur verici. Burası ben olduğum tek yer ve aslında düşündüm de beni seviyorum. Blog yazarken kendimi çok güçlü hissediyorum böyle her şeyi yapabilirmiş gibi. Sövüyorum sayıyorum ve kimse beni yargılamıyo. Blog yazarken kendimi yalnız hissetmiyorum, sanki burası benim krallığmmış gibi. Kimse okumasa da umrumda olmuyor. Burası her daim beni mutlu kılıyo, blog yazarken çay içmek muhteşem bi şey özellikle ehe. Normalde blog yazarken sakız çiğnerdim ama artık diş tellerim olduğu için bu pek mümkün olmuyor. Sanırım saçmaladım. Neyse işe bu kadar ehe.
Mimlenenler: Mia Wallace Sarı Vosvos Çakma Samurai QueenE ya da Elly vee Fırat Bulduk
İşte mim konusunu tekrar yazayım : Kötü hissettiğimde neler yaparsam mutlu olurum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)