31 Temmuz 2012 Salı

bloğumu da lanetlemekten korkuyorum

Okumasanız da alınmam

Fırat canımı sıktı gitti mal. Ay cidden hiç bu kadar sıkıldığımı hissetmemiştim. Gıcık oldum çok pis. Arkadaşa gıcık olma seansları vol1234575411. Sevmiyorum şuan onu. Emreyi de sevmiyorum. Hiç kimseyi sevmiyorum amk. İpeklerimi seviyorum.

Tatildeydim. Hiçbir şey olmadı. Gerçekten güzel bir tatildi aksini iddia edemem ama öyleydi işte. Dün eve döneceğiz tüm gece telefonum şarjdaydı ama şarj olmamış, bozulmuş. 6 saatlik bir yol var önümde, telefonumun şarjı yok. Otobüsün gelmesini beklerken de taktım şarja ama bir kutu bile dolmadı. Şarjım yoktu ama telefon daha kapanmamıştı, Fıratın mesajına tam cevap verecekken telefon kapandı...

Gözlerim yaşardı ağlamaya başladım. Fırata cevap veremedim diye ağlamıyodum, tahmin ederdi edemese bile sabah açıklardım kızmazdı bana. Telefonum açılmıyo diye de ağlamıyodum, sanki hiç telefonsuz kalmamış mıydım ? 6 saat dayanabilirdim.
Ben dün gece istediğim hiçbir şey olmadı diye ağladım. Hayaller kuruyorum, ama hiçbiri gerçekleşmiyo. Dua ediyorum, inançlıyım ama sanki her şey daha da kötüleşiyo. Her şeyden bıktım. Usluyum ama şirinleri göremiyorum.Şuan da ağlıyorum, ben hep ağlarım. Fıratın zaten morali bozukken bencillik ettiğim içinde bir piçim kaşarım ibneyim. Kendimi sevmiyorum, sıkıldım kendimi sevmekten. Herhangi bir şeyi sevmekten sıkıldım. Hiç mutlu olamıycam işte. Kedili kadınlardan biri olucam, yalnız olucam hep.
Bunları söylemek istemiyorum ama öylesine umutsuzum ki. Korkuyorum üzülüyorum.

Artık şu "sevgili" olayından vazgeçtim. Hiçbir erkek istemiyorum, ne yapıcam ki sevgiliyi. Gerek yok, yalnızken iyiyim. Gülümseyecek başka şeyler de bulabilirim değil mi ? Umutsuz olmıycam ya, bu korkutucu. Ama umutlu da olmıycam. Yaşamaktan çok yoruldum.

Dans etmek istiyordum, bir çocuk istiyordum, okumak istiyordum, izlemek istiyordum, güzel bir resim istiyordum, bol bol gezmek istiyordum, bol bol arkadaş istiyordum, güzel olmak istiyordum...olmadı.
İstediğim hiçbir şey olmadı. Beni sevmediler. Üzülüyorum. Kendime acıyorum bazen. Sorunum bu sanırım, ben hep kendimi düşünüyorum.
Bir ceza veriyo Tanrı bana, bu cezadan çok yoruldum.
Pes etmeme çok az kaldı ama, belki bir sınavdır bu. Sınavlardan da çok yoruldum ben. Neden mutlu olamıyorum ki ?
Deli gibi kıskanıyorum. Ne İpeğin mutluluğunu paylaşabiliyorum, ne Fıratın üzüntüsünü. Üzgün olmayı bile özlüyorum. Ben daha çok çaresiz hissediyorum çünkü. Sürekli ağlamak istiyorum. geçecek bence.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

bi

Yarın tatile gidiyorum vee bir hafta yokum. Bu sırada kaçmayın eheh. Bir hafta sonra geldiğimde umarım kolumda bir çocuk, anlatacak bir sürü hikayem olur. Kendinize iyi bakın mutlu olun ama kıskandırmayın. 

22 Temmuz 2012 Pazar

Selam günlüğüm


(..)"Güneş her sabah daha harika parlayıp bize hayatın yaşanası olduğunu söylerken hadi bırakın parasızlığı, eski sevgilinizi, aşk acınızı , sizi mutsuz kılan duygularınızı, gururunuzu, küçük düşme korkunuzu, aile sıkıntılarınızı, hayatın tekdüzeliğini, intihar isteğinizi...Hadi hepsini bir yana bırakın ve hayatın ne kadar güzel olduğuna bakın. "(..)

19 Temmuz 2012 Perşembe

İçimi boşalttım

Çok mutluyum, çok çok mutluyum.
Yazayım da kıskansın.

İki haftadır şöyle böyle çıkmıştım şu bunalımdan. Kitap okursam daha iyi olurum dedim. Daha iyi olmadım. Kitap mutlu sonla bitmedi. Beni de cenin pozisyonuna soktu bu olay. Böyle bebeliğimden beri çektiğim bütün aşk acıları su yüzüne çıktı sanki. Şuan düşündüm de pek de skimde değil, zaten bir skim de yok. Ama böyle yazı yazarken bi özgüven geliyo bana bi böyle ooooh sanki el bebek gül bebek aman güçlü kız hiç üzülmez oluyorum. Üç beş yüzümü güldürecek çocuk da sevdiceğinden bahsedince ben iyice hoppalaa gidiyorum. Allahım ben ne pisim yaa. Tam şu ibnelerdenim, kullanıp kullanıp atan, adamların haberi yok. Vallahi beni mutlu etmiyosanız sikitrin gidin sizin dertlerinizi dinleyemem kafasındayım. Zaten başlayınca biri dertlerinden kapatıyorum hemen konuyu bir bay baylar filan aman salağım salak. Yazı yazarken üzerimdeki bütün takıları teker teker çıkarıyorum valla. Südyen olsa onu da çıkartırım da artık aramız pek iyi değil hiç kullanmıyorum kendisini. Üç beş taş taktım enerji versin diye ama vermiyo amcıklar çıkardım onları da. Ablamcım yeni Paulo Coelho kitabı getirmiş ama okuyasım yok hiç. Hani okuyasım var da, edebi bi şey okuyasım yok. Zaten hep mutlu bitiyo o kitaplar ama her şey öyle değilmiş bak. Şu okuduğum kitaptaki çocuk üzülmesin diye gidip ayakkabılarını yalayarak temizleyesim var yemin ederim. Ya da müjganı yolasım var. Yemin ederim hayatımın bütün aşklarını o şirref şıllık orospu kızda gördüm lan aaaa.
Bir yandan da erkeklerin nasıl baktığını da öğrenmiş olduk. Umut beeey umut bey, siz de öyleydiniz dimi ? hiç konuşma hiç hiç. Şuan terbiyemi daha fazla bozamayacağımdan konuşamıyorum ama, neyse.
Adamcağız benim yaptığım bütün gurursuzlukları yapıp yalvardı kıza ama nafile. Ayıp be ayıp. Böyle pis şeyleri emrede yapmadığım için mutluyum lan vallahi. Bıraktım direk adamla konuşmayı kestim arkadaşlığı filan. Böyle daha iyi olmuş. Ama var ya umutta anladım sevsem sümükleşirmişim ona da, ama hiç sümükleşmedim. Bebe yanılmasıymış işte o. Ne yani umut mu gerçekmiş ? onura söylesem dövse onu lan. Ne dövcek be. Ya şuan adam sıfır umrumda değilmiş gibi hissediyorum veee, cidden bunları yazarken hiçbir şey hissetmiyorum ama neden ağladım ki o zaman ? anlamıyorum.
Belki sadece çektiğim acılar geliyo aklıma. Beni unut deyişi filan, usanması benden. Ben kendime kızıyorum lan aslında. Her şey o kadar gerçek gelmişti ki, neyi gerçekti amınakoduğum neyi yani ? görük bak gerçeği aha gerçek. SENDEN NEFRET EDİYORUM TİKSİNİYORUM. aha gerçek bu yasemin bu amınakoduğum.
Neyse artık atlattık önümüzdeki bebelere bakıyoruz.
Vallahi şu çocukların kızların ne kadar yavşak olabileceğiyle yüzleştikleri an dünyanın sonu gelecek.
Bendeki de ne özgüven patlaması şu son yazılarda, klavyeye bakmadan yazarım lan havaları filan. Yazamıyosun işte mal diretme yani.
Ay çok sinirliydim geçti hepsi birden yaa. Sevmiştim o sinirlilik anını. Verseniz her şeyi parçalayabilirdim. Manyak mıyım ben acaba ? zevk mi alıyorum üzülmekten ne ki bu ? olabilir valla olabilir.

Bazen bloğa gelip, hani beni tanımıyosunuz sayılır ya, canım şey demek istiyodu "ben aslında çok komik eğlenceli kızımdır lan ehe ehe" . Sonra da anladım kiii, aslında benim kendime dönüp demem gerekiyomuş ki, "sen komik değilsin yase, sen busun". Evet sonra anladım ki ben bu canını yediğim blogda neysem oyum. Kimse tanımıyo beni aslında ehe ehe. Ay bir kere onur bana "sen mi komiksin o.O" demişti de nasıl gücenmiştiiiim nasıl. Çünkü ben hep ortamlardaki güldüren deli dolu aman zıp zıp hop hop adamlardanımdır bana böyle demesi koymuştu yani. Ertesi gün ezik ezik böyle "eğlenceliyim dimi lan ben?" diye arkadaşlarıma sormuştum. Tabi eğlenceliyim sikkafalı.
Var ya okulun en savdiğim yanı bana küfür öğretmiş olması yeminle. İnsan küfür ederken kendini öyle bi iğrenç böyle, pislik, kimsenin istemeyeceği, gelin almayacağı, kötü aile kızı, işte tüm pis komünist işçi sınıfı anarşist (bunlara kötü demiyorum yani insanlar öyle düşünüyo) hissediyo ki, aman allahım öyle bir haz veriyo ki bu bana, anlatamam size yani. Bi blog yazarken bi de kızlarla konuşurken deli gibi ağzı bozuk pis iğrenç salağın tekiyim, erkek gibiyim. Ama erkeklerle konuşmaya gelince iş, öylesine tatlı öylesine şeker konuşuyorum ki ağzımdan bal damlıyo valla, he bi de erkek anneleriyle konuşurken eheheh.
Ben ne zaman bu kadar pis bir kız oldum hiçbir fikrim yok.

Okuduğunuz için teşekkürler, okumadıyasanız zaten teşekkürü görmezsiniz eheh. İçimi boşalttım işte. Mutlu olun ama kıskandırmayın canlarım.

16 Temmuz 2012 Pazartesi

saçma ve saçmama

Evde oturuyorum. Sürekli. Canım deli gibi sıkılıyo. Dışarı çıkacak ya da konuşacak kimse bulamıyorum. Yanlışlıkla depresyona mı girdim acaba diyorum. Kim bilir ?
Haftalardır umuttan haber almıyorum. Yani ne profiline giriyorum, ne de arkadaşlarım yetiştiriyo bi şeyler. İyiyim ya. Hayatı sikeceğim günleri bekliyorum işte.

Aaağh bi kaç yeni arkadaşım var. Emre onunla 2 ay önce filan tanıştık sanırım. İyi aramız çok iyi. Bana çok destek oluyo, salyamı sümüğümü çekiyoi seviyo, sayıyo, sarılıyo filan. Onu seviyorum ya. Sevgimin çoğunu ona ayırıyorum. İyi biri. Bana iyi geliyo, kendimi yanında huzurlu hissediyorum. Sonra Fırat var. eheh. Normalde tanıştığım her erkeğe şöyle bi bundan sevgili olur mu buna yavşanır mı diye bi bakarım düşünürüm filan ama Fırata öyle bakamıyorum. Öylesine tatlı ki inanamazsınız. İnsana tüm hayat enerjisini geri veriyo yani. Günün 24 saati mutsuzsam onunla konuştuğum -atıyorum 3 saat, mutluyum. Enerji dolu, nasıl böyle anlamıyorum. Sanki hiç küsmeyiz gibi, neye küsücez amk. Beni gerçekten tanımayan tek insan oluğunu sanıyorum. Birlikte hep gülüyoruz, insanlar birbirlerini ağlarken tanır. Ama cidden, beni tanısın istemiyorum. Onunla hep güleyim istiyorum, zaten yeterince ağlıyorum yani. Bi de o bana geçmişi hatırlatsa halim fena olurdu. Farkında olmadan bana çoook çok çok destek oluyo adam. eheh. Onur var bi de, o da işte iyi bir abimiz, hakkında pek konuşmak istemiyorum gerek yok yani çok seviyorum onu. İpek işte, ipek. Zaten o olmadan olur mu sizce ? olmaz. O hep yanımda işte zaten. Daimada olacak. Biraz kaşar, biraz piç, biraz KAZIKÇI olsa da :D onu çok çok çok seviyorum. Biz onu böyle kabul ettik. :D Zaten ondan pek farklı yanım olduğunu sanmıyorum. Bence ben de biraz kaşar, biraz piç, biraz KAZIKÇIyım asjhdas :D Emre hakkında daha çok konuşasım vardı ama sıkıldım şimdi. VE EĞER BURDAN YAZIMI OKUYAN KAŞARLAR VARSAAAA EMRE KUTLU ADI YANİ YANLIŞ ANLAŞILMASIN. Tabii ki de siz değilsiniz o kaşarlar sevgili izleyicilerim. Şu alnımdaki lekeden kurtulamamışımdır belki. Neyse. Emre işte benim kurtarıcım gibi, koruyucum gibi, hırkam gibi lan işte. Anaa valla tam hırka. Güven veriyo, huzur veriyo, sarılıyo ve ısıtıyo. Evet emre benim hırkam. :D SAÇMA YASEEE.

Tatile gideceğiz inşallah. Oooh orda bulurum inşallah bi bebe. Dua edin lan valla. Ay çok sıkıldım burdan. Dışarı çıkayım gezeyim diyorum aman dışarısı daha fena. Öyle sıcak ki insan bi bok yapamıyo yani iki konuşcaz kızlarla valla bayılıp geri dönüyoruz eve. Annemler de zaten soruyo neden erken geldin diye. Elalemin annesi ne geç geliyon der benimki niye erken geldin diyo. Hay allahım erken geldim işte. Dışarısı nasıl biliyo musun? köpek gibi lan yemin ederim.  Zaten regl oldum ayy bu sıcakta o petler ne fena bee. Zaten ay kansızım, hasta olunca ölüyorum bembeyaz kalıyorum vampir oluyorum valla. Ay bi de popom nasıl terliyo yaa inanamazsınız ıslak ıslak sünnetli çocuk gibi dolaşıyorum. Ölüyorum ağrıdan bok bok oturuyorum sonra bi enerji geliyo dans etmeye başlıyorum sonrası kan revan aaağh bunaldım bak yine. 

YENİ KİTAP ALMAM LAZIM. Ben ne yapayım diyorum biliyo musunuz ? Gideyim bir kitapçıya bütüün kitaplara teker teker bakayım böyle aniden aşkıma hayatımın aşkı gibi çıksın bi tanesi okuyayım kendimden geçeyim. Bunu yapıcam yaa valla. İhtiyacım var çünkü. Kitaba ihtiyacım var. Toparlayan kitaplardan şöyle. Ya da dandirik bi kitap mı alsam ? Evet pukka 3. kitabı yazsa keşke artık of yaa.

Daha konuşmayacağııım okumazsanız anlarım ehehe saçmaladım çünkü. Hırkaları severim.

13 Temmuz 2012 Cuma

12 Temmuz 2012 Perşembe

olur olmaz geriye dönenler deliye dönenler kadar rahat uyumazlar

MERHABA! Sonunda bloğuma kavuştum. Deli gibi özlemişim yazmayı. Ağhh. Günlüğüm var bi tane şapşal ona yazdım yokluğumda. Aslında genel olarak şöyle diyebiliriz :
"Ben çok güçlü bir kızım, umutu unuttum bile, hiç aklıma gelmiyor, artık sevmiyorum, ölsün"
1 saat sonra 
"Umutu deli gibi özledim, ölücem sanırım, canım o benim bitanem, onsuz yapamıyorum, intihar mı etsem?"
1 saat sonra
"Senden tiksiniyo adam, hala ne konuşuyosun kaltak yasemin, unut aa"

Böyle sürüp gidiyor. Ama ben ilerleme kaydedemiyorum. Umutu çok özlüyorum her gün ağlıyorum keşke burda olsa diyorum onsuz olmaz diyorum ama yok işte.

Hep şöyle olurdu : Umut çok severdi ben daha az, umut hep ağlardı ben takmazdım, ben ayrılmak isterdim o sonsuza kadar birlikte olmak.
Sonra yase ayrıldı. Sonra yase özledi. Sonra yase geri döndü. Ama umut bir oyuncak değildi. Umut dedi ki "istemiyorum, gurursuz iğren. kız, tiksiniyorum, nefret ediyorum, git". Yase üzüldü. Yase gitti.
Tamam haklı ama bu kadar sert olmasına gerek yoktu.

#günlüğümden
Yazmak istiyorum. Biraz uykum var. Yatarken aşık olabileceğim adamları hayal ediyorum. Hepsi yakışıklı, çoğu beni çok seviyor, bazıları kandırıyor. Daha güzel bir kız olmak isterdim. İstediği her erkeği elde edebilenlerden. Ya da, o da değil, sadece insanlar bana bakınca "Ne güzel kız" desinler isterdim. Kendimi seviyorum. Ama bir daha hiçbir erkek beni sevmeyecek diye korkuyorum. Sever değil mi ? Hiç umudum yok. Bana hep "sen gidince ben ne yapacağım" derdi. Ama benden erken mutlu olacak-ki oldu bile. Bir sevgili bulacak , beni hemen unutacak -ki unuttu bile. Tahmin edilmeyen taraf, yani ben, yalnız kalıcam unutamıycam vee kimse bana aşık olmıycak. Eskiden emreyi unutamam sanırdım ama unuttum. Belki ? ama umut başkaydı. Onu özlemiyorum onu sevmiyorum ve sevgilisi olması fikri beni üzmüyo (belki olsa üzülürüm ama eskiden bunu düşününce bile çıldırırdım)
bla bla bla sıkıldım daha yazmıycam

Sonraki yazılarımda işte bi şeyler. Kısaca özetleyeyim.
Umuta dair hatırladığım tek şey onu gerçekten sevdiğim. Yaşadığımı her şey silinmiş gibi, ya da gerçek değillermiş gibi, geçmiş gibi. Onu neden özlediğimi neden sevdiğimi bilmiyorum, hatırlamıyorum. Aklımda benden tiksindiği anlar canlanıyo. Sanki gözleri nefret doluymuş gibi, kalbi nefret doluymuş gibi.Kalbi, Ozan Beddle'ın Hikayeleri adlı kitabın "Sihirbazı Kıllı Kalbi" hikayesindeki sihirbazın kalbine dönüşmüş gibi - bi bakıma olmayan kalbi.
filan falan

Annem bizim buranın belediyesinin bi şeysini bulmuş üç-beş tane il seçip gidiyomuşsun paranı otelini yemeğini otobüsünü belediye karşılıyomuş sen sade geziyomuşun. Ben de dedim ki belki izmire gider Umutu görürüm.
Sonra -normal olarak- neler olurdu diye hayal etmeye başladım.
#işte hayalim
İlk önce arıyorum ben izmirdeyim buluşalım diye istemiyo. E be öküz ayağına gelmişim istesene. Ben de yalvarıyorum işte diyorum ki eskiden hayatında en çok istediğin şey beni görüp dokunmaktı, ağlıyorum bi de dayanamıyo kabul ediyo. Sonra gidiyorum izmirde bi yere o da geliyo. Görüyorum şöyle uzaktan arada bir 10-20metre, hiç de metre anlayışım yoktur salladım şuan, bir yandan da telefonla konuşuyoruz nerdesin filan diye sonra "aha gördüm kapa kapa". Sonra yaklaşıyoruz aramızda 1 metre olana dek, sonra kalıyoruz öyle. Sarılamıyorum, öpemiyorum, yüzünü okşayamıyorum, kolumu uzatıp dokunamıyorum bile, öyle bir nefretle bakıyo ki gözlerime. Duruyorum. Benden nefret eden, tiksinen, beni istemeyen birine nasıl sarılabilirim ? sarılmıyorum. Sarılamıyosam hayli hayli yani öpemem de, güzel yüzünü okşayamam da. Ben ağlamaya başlıyorum o bitsin de gideyim havalarında. Bekliyo. Bakıyo ama nasıl nefretle. Ağlamaya başlıyorum deli gibi. Sakinleştirmek için yaklaşıyo, ben geriye çekiliyorum. Bunca aşktan bunca hasretten bunca "seni bir görsem" bunca "keşke buharlaşsam da yasemine değen hava olsam" hayalinden sonra dokunmuyoruz birbirimize, konuşmuyoruz bile. Sonra çekip gidiyorum, arkamdan  gelmiyo bile. Gözlerindeki nefret, tiksinme, aşağılama öyle ağır ki.
Hayal ederken bile mutlu olamıyorum.
Sonra işte 
Kesin bunlar olur diye düşününce, vazgeçtim izmire gitme hayalimden. Ama beni öpecek, bana sarılacak olsa, gözlerime aşkla bakacak olsa, ne yapar ne eder, gerekirse evden kaçar giderdim izmire.
Beni küçücük seviyo olsa, dünyaları yakardım.
Diyorum ki belki bloğumu okuyodur hani. Belki benim yaptığım gibi arkadaşlarının facebook'una girip durumlarıma bakıyodur. Belki de Twitter'ıma girmiştir. Sonra hepsini siliyorum aklımdan. Adam beni sevmiyo artık diyorum, istemiyo, aklına bile gelmiyorum. Bunu kabullenmek benim için zor aslında. Normalde direk girerdim beni sevmiyo kafasına ama bu sefer "seviyo da aman ben unutayım diye nefret ediyorum dedi. Seviyo da özlüyo da ben unutayım diye engelledi. Aslında o da unutamadı ama, aslında o da mutsuz ama.." kafasındayım. Çıkıyorum yavaş yavaş. Adamın içinde benim için küçücük bir aşk kalsaydı ben yalvarırken ağlarken dayanamazdı. Bana mesaj atardı. Arardı beni.
Ama çok mutlu. Ben yokken çok mutlu. Sürüyle arkadaşı var yanında. Benleyken oluğundan daha çok arkadaşı var. Bensizlik ona daha iyi geliyo. Onsuzluk bana iğrenç geliyo ama.
Ayrılan insanlar görünce hemen ağlamaya başlıyorum, ya da evlenen insanlar. Mutlu sevgililer görünce, ya da mutsuz sevgililer, ağlamaya başlıyorum. Evimizin duvarlarını boyarken ağlıyorum. Bebek gördüğümde ağlıyorum. Sürekli ağlıyorum o yokken.
Mutlu oluşu, daha iyi oluşu beni çıldırtıyo. Ben sürünüyorum.
Herkes benden bıkar demiştim, o ben bıkmam demişti. Herkes gider demiştim, o ben gitmem demişti. Seni asla bırakamam demişti. Sen olmadan yaşayamam demişti.
Bana deli gibi aşıkken, birden nefret edebiliyosa, o hiç aşık değildi aslında.
Bunlar eski şeyler. Yazarken bile ağlıyorum. Oram buram yara oldu kendimi cimciklemekten. Umrunda bile değilim.
Umutu getirin yoksa atlarım desem ?
Artık sevmek istemiyorum. Birisi gelsin beni kurtarsın istiyorum. Acı çekiyorum kıvarınıyorum. Biri gelsin, beni çok sevsin istiyorum. Ben de onu seveyim işte. Ama hiç usanmasın benden istiyorum. Tatlı tatlı ayrılalım her şey bittiğinde, kimse kimseden nefret etmesin istiyorum. Bana kanat gersin, güzel sarılsın saçlarımı okşasın istiyorum.
Özlemekten çok yoruldum. Sevmekten, sevmemekten, ağlamaktan, üzülmekten çok yoruldum. Beklemekten çok yoruldum. Yalnız olduğumu düşünmekten çok yoruldum.
Bitsin istiyorum her şey çok yoruldum. Bitsin içimdeki her şey. Yeni erkekler tanımaya ihtiyacım var. Güzel bir tatile filan. Tatil bana iyi gelecek sanırım. Çok mu uzattım ? Tamam susuyorum. sizi seviyorum.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Pıt pıt

Selam. Umarım son yazımı beğenmişsinizdir çünkü ben kendisini çok sevdim. Evveeet buraya bir şeyler yazınca ya da yazarken kendimi çok cesur ve güçlü hissediyorum. Çünkü burası bana ait. Bu şey gibi bir kalem. Bir kaleminiz var, bu sizin kaleminiz, bu kalem size ait. Onunla istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. O sizin servetiniz, o sizin ve sözünüzden çıkamaz,o sizin varlığınız.
Bunu daha önce bu kadar derin düşündünüz mü bilmiyorum, ama benim için kalem çok önemli bir şeydir. Tabi bu sadece kalemle sınırlandırılamaz, ama aslında kalem insana en çok ait olan şeydir. Kağıt da mesela. Kağıt kuştur, kağıt gömlektir, kağıt uçaktır, kağıt gemidir ve bunların hepsi sizindir.
Ne kadar ufak olursa olsun bir şeye sahip olmak dünyanın en güzel şeyi. Bayram parası mesela. Bayram parası bir çocuğun hayatındaki en önemli şeylerden biri bence. Çünkü bayram parası çocuğun ilk "gerçekten" sahip olduğu paradır. Ona kimse bir şey yapamaz. Çünkü o çocuğa aittir. Çocuk o parayla oyuncak alır ve bu oyuncak gerçekten sahip olduğu, ona ait olan, kimseye borçlu olmadığı şeydir.
İlk paramı kazanınca böyle hissedicem heralde.
Çalışmaya başlamak korkutucu olabilir gibi geliyo. Daha bunun için önümde bir 4 yıl var aslında ama olsun. Çalışırken her şey sizin sorumluluğunuz altında, ve sonunda da emeklerinizin karşılığı. Çok garip bi duygu olsa gerek. Aslında çalışıcağım günleri merak ediyorum.

Sanırım saçmaladım biraz. Ehem ehem. Arkadaşlar ben cumartesi günü ilk defa internetten bir arkadaşımla buluştum. Eğer beni okuduysanız daha önce -ki okumadınız biliyorum- bilirsiniz ki internetten şöyle bir 500 küsür kişi arkadaşım var. Onur Keşikci bunların 2.si, onunla iki sene önce tanıştım sanırım tam hatrılamıyorum. 1.si de ipek, aslında birinciyle ikinci arasında 1 hafta filan var yani tanışmamızda. Neysee. İşte Cumartesi ve Pazar günü kontakt vardı bilen bilir, onur gidiyodu ablam da gidiyodu ben de dedim ki ablamın peşine takılayım bari onuru görürüm. Gördüm de jadgjahsd. Aslında Onuru görmek süper bi şeydi ya. Ne bileyim ona sarılmak filan. Yani şu iki gün gerçekten güzeldi. Onuru çok seviyorum çünkü o abim gibi ve onu görmek çok güzeldi. Oyy şapşal onur yerim. Neyse ciddileşeyim eehheh. İşte eğlenceli iki gün geçirdim. Cosplay'cilerden biraz korkuyorum sanırım çünkü hepsi lens takıyo ve bu hiç samimi değil ama yine de sevdim. FRP oynadım ilk defa bayaa eğlenceliydi. Ve "onu bunu bırakın da onuru gördüm" ajsdjhsgdajgsda. Normalde hep "onu bunu bırakın da anti beni izliyo" derdim şimdi buna ikinci bi şey eklendi. Onuru yüzyüzeyken daha çok sevdim. Demek kiii, öyleymiş ajdhajsd. Yani internetten konuşurken bir insanın gerçek duygularını anlayamıyomuşsun. Umarım bu yazıyı okumaz. Okumıycak zaten biliyorum ezik onur eheheh. Neeyse, sonra işte ay ne diyeyim aklıma geldikçe mutlu oluyorum ashdgasjhd.

Daha fazla konuşmayacağım söyleyecek şeyim yok pek.